Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/67 E. 2023/123 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/67
KARAR NO: 2023/123
DAVA: TAZMİNAT (ÖZEL SİGORTA SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 03/07/2021
KARAR TARİHİ: 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında ———tarihleri arasında meri davacının işlettiği ——- adresinde bulunan depoyu konu alacak şekilde işyerim sigorta poliçesi ile sigorta sözleşmesi akdedildiğini, riziko konusu çalınan; —- olmak üzere toplam—– her biri —olmak üzere toplam —-satın almış olduğunu, toplamda ——– bedel ile satın aldığı bataryaların çalınması sonucunda davacının yerine yenilerini koyacak finansal imkanı da olmaması sebebiyle davacının zararlara katlanmak zorunda kaldığını, izah etmiş oldukları üzere davacının munzam zararı açıkça ortada olduğunu, davalı yan kusursuz olduğunu ispat edemedikçe davacının zikredilen munzam zararından sorumlu olacağını, davalı yan, kusursuz olduğunu ispat bir yana ilama bağlanarak kesinleşmiş vesikadan anlaşılacağı üzere temerrüt durumunda kalarak davacının bu zarara uğramasına kusuruyla sebep olduğunu, re’sen gözetilecek sair hususlardan ötürü, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davacının işlemiş faiz ile giderilemeyen munzam zararı olarak HMK md. 107 kapsamında alacak belirli hale geldikten sonra artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin——- adresinde yer aldığını, genel yetkili Mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğundan genel yetkili Mahkemenin —— Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetkiye ilişkin itirazlarını bildirmekle, davaya konu hırsızlık olayının şaibeli olduğunu beyanla; öncelikle haksız davanın usulden reddine, davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın esastan reddine, teminat dışı olan sair gider taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında akdedilen işyerim sigorta poliçesi kapsamında sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin zararın tamamını karşılamadığı iddiasına dayalı, Sigorta poliçesi teminatı dışında ödemenin geç yapılması nedeniyle munzam zararın tazmini davası olup, uyuşmazlığın 15/01/2019 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen hırsızlık nedeniyle davalıdan munzam zarar bedeli tahsili istemi hususlarına ilişkindir.
Sigorta alanında uzman bilirkişiden alınan raporda özetle;—– hesabında sigortalı kıymetlerin rizikonun gerçekleşmesi, anındaki tazmin değeri esas tutulduğu, sigorta tazmin değeri aşağıdaki şekilde hesaplandığı, ticari emtiada rizikonun gerçekleşmesinden bir önceki iş günü piyasa alım fiyatı esas tutulduğu, —–Sigortacı belirlenen tazminatı, rizikonun gerçekleştiğini belirleyen bilgi ve belgelerin kendisine ulaşmasından itibaren en geç 30 gün içerisinde sigortalıya ödemek zorunda olduğu, Türk Ticaret Kanunu Madde 1427 (2); Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her halde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olduğu, can sigortaları için bu süre on beş gün olduğu, sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemediği, Türk Ticaret Kanunu Madde 1427 (4); Borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düştüğü, Türk Borçlar Kanunu Madde 118 ; Temerrüde düşen borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlü olduğu, Türk Borçlar Kanunu Madde 122 ; Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlü olduğu,———- İlişkin Yasal Süreler ve Muacceliyet ; —– sigorta tazminatı veya sigorta bedelini ödeme borcu, rizikonun gerçekleşmesini takiben ve rizikoyla ilgili belgelerin (hasarın gerçekleştiği, nedenleri ve zararın miktarını tespite yarayan bilgi ve belgeler vs.) şirkete teslim edilmesinden itibaren şirketin yükümlülüğüne ilişkin araştırmaları tamamlandığında doğar. — 6102 sayılı Kanunda muacceliyet için öngörülen 15 ve 45 günlük süreler işlemediği, anılan süreler, en azından gerçekleşen rizikonun sigorta teminatında olup olmadığını ve ortaya çıkan kayıp veya zarar tutarını tespit edebilmek için gerekli bilgi ve belgelerin teslim edilmesinden ya da açıklanan konulardaki yükümlülükler yerine getirildiği tarihten itibaren başladığı, Türk Borçlar Kanunu Madde 146 ; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabi olduğu, munzam zarar talepleri için zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, bu nedenle davaya konu talepte zamanaşımının söz konusu olmadığı, davaya konu hırsızlık olayına ilişkin, davalı sigorta şirketinin teminat haricinde değerlendirme yapmış olmasının, —–sayılı kararı ile temyiz taleplerinin reddi nedeniyle dava konusu dışında olduğu, davacı tarafından iletilen talebin munzam alacağa ilişkin olduğu, davalı tarafça beyan edilen kazanç kaybı ve/veya iş durmasına ilişkin talep bulunmadığından, bu konudaki itirazların yersiz olduğu, davaya konu poliçe özel şartlarında yer alan—– adresinde hırsızlık önlemi olarak ——- bulunduğunu beyan ettiği, Hırsızlık hasarı sonrası beyan edilen bu önlemlerden herhangi birinin bulunmadığının anlaşılması halinde, asgari 500 TL olmak üzere hasar tutarı üzerinden %10 muafiyet tenzil edilecektir.” açıklamasına ve konu olay sonrasında düzenlenen ekspertiz ve araştırma raporlarında, kamera bağlantısı ve/veya kaydı tesit edilemediğinden, belirlenen hasar tutarından ——tenzil edilebileceği, davalı tarafın talepte bulunduğu munzam zararın değerlendirilmesi durumunda; sigorta kapsamında, zarar gören kıymetin olaydan bir gün önceki durumuna getirilmesi esas olduğundan, hasara konu ——- tazminat ödemesinin yapıldığı, —– toptan satış fiyatlarına istinaden hesaplama yapılabileceği, bunun için —– yetkili bayii den ilgili döneme ilişkin toptan satış fiyatlarının temini gerektiği, bu fiyatların teminine istinaden hesaplanacak batarya maliyetleri ile ——tarihinde ödenen tutar arasındaki farkın munzam zarar olarak değerlendirilebileceği, munzam zarar talebinde, borcun geç ifasında, borçlunun kusurlu olmasının esas olduğu karinesine istinaden; davacı taraf, konu hırsızlık olayına ilişkin taleplerinin, davalı sigorta şirketine—— tarihinde iletmiş olup, bu tarihten 45 gün sonra temerrüt tarihi olsa da, davalı tarafın —–tarihi temerrüt tarihi olarak belirlendiği, —- yapılan başvuru sonrasında hukuki süreç devam etmiş, icra takibi başlatılmış, davacı tarafından icra takibine itiraz edilmiş olup, konu hasar tazminatının ödenmesine ilişkin nihai karar —— tarihinde davalı taraf hükmedilen tazminat ödemesini gerçekleştirdiği, davalı ve davacı tarafların hukuki hakları çerçevesinde açtıkları davalar ile konu davalara, yine hukuki hakları çerçevesinde yaptıkları itirazlarına istinaden nihai karar —— tarihinde verilmiş olup, davaya konu hırsızlık olayının gerçekleştiği ——- tarihi ile tazminat ödemesinin yapıldığı —— tarihleri arasındaki 15 aylık sürenin, hukuki hakların kullanılması kaynaklı olduğu; hukuki haklarını kullanan davalının, munzam zarar talebi için borcun geç ifasında kusurlu olması şartının gerçekleşmediği bildirilmiştir. Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 122. Maddesine dayalı munzam zarar istemine ilişkin olduğu, davacı taraf, konu hırsızlık olayına ilişkin taleplerinin, davalı sigorta şirketine —— tarihinde iletmiş olup, bu tarihten 45 gün sonra temerrüt tarihi olsa da, davalı tarafın —— tarihi temerrüt tarihi olarak belirlendiği, ——- yapılan başvuru sonrasında hukuki süreç devam etmiş, icra takibi başlatılmış, davacı tarafından icra takibine itiraz edilmiş olup, konu hasar tazminatının ödenmesine ilişkin nihai karar——– tarihinde davalı taraf hükmedilen tazminat ödemesini gerçekleştirdiği, davalı ve davacı tarafların hukuki hakları çerçevesinde açtıkları davalar ile konu davalara, yine hukuki hakları çerçevesinde yaptıkları itirazlarına istinaden nihai karar —– tarihinde verilmiş olup, davaya konu hırsızlık olayının gerçekleştiği —- tarihi ile tazminat ödemesinin yapıldığı —— tarihleri arasındaki 15 aylık sürenin, hukuki hakların kullanılması kaynaklı olduğu; hukuki haklarını kullanan davalının, munzam zarar talebi için borcun geç ifasında kusurlu olması şartının gerçekleşmediği tespit edilmekle, Türk Borçlar Kanunun 122. Maddesinde alacaklının temerrüt faizini aşan bir zarara uğraması halinde, borçlunun kendisinin hiç bir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı gidermekle sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Somut olayımızda, davaya konu
hırsızlık olayının gerçekleştiği —– tarihi ile tazminat ödemesinin yapıldığı —– tarihleri arasındaki 15 aylık sürenin, hukuki hakların kullanılması kaynaklı olduğundan, davacının munzam zararının oluşmasında davalının bir kusurunun bulunmaması sebebiyle ispatlanamayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair,davacı vekilinin e-duruşma yoluyla yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.10/02/2023