Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/660 E. 2023/608 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/660 Esas
KARAR NO: 2023/608
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/09/2022
KARAR TARİHİ: 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu icra takibinin müvekkili olan davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiye dayanan 3 adet faturadan kaynaklandığını, davalının icra takibine yaptığı itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın 21.02.2020 ——— NOLU,21.02.2020 ———,11.03.2020 ——– nolu faturalar bakiyesi olarak Toplam 68.760-TL ‘yi ödemediği için faiziyle (9.258TL) birlikte toplam 78.288,00-TL ödenmesi talepli icra takibi yapıldığını, fatura içeriğine davalı tarafından itiraz edilmediğini, fakat ödemesinin de yapılmadığını, davalı tarafın tüm ihtarlarıma rağmen borcunu ödememiş olduğundan hakkında ——— E. sayılı dosyası kapsamında takibe geçildiğini, haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davalı şirketin davacı tarafa dava dilekçesinde iddia edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, hizmet verdiğini ve alacaklı olduğunu ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu, davalı şirketin usulüne uygun şekilde tutulan ticari defterlerinin bilirkişi heyeti marifetiyle incelendiğinde davanın mesnetsiz olduğunun ortaya çıkacağını, alacağın varlığı tartışmalı olduğu ve tespitinin yargılama gerektirdiği dikkate alındığında, icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini, likit bir alacak bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.——— Esas sayılı takip dosyası UYAP sisteminden celp edilmiştir.Arabuluculuk son tutanağı dosya içerisindedir.6100 sayılı HMK Madde 222/(1)”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.6102 sayılı TTK Madde 64-(1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. 6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin 10/01/2023 tarihli duruşma ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2019,2020, 2021 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, SMMM bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.Mahkememizin 10/01/2023 tarihli duruşma ara kararı gereği rapor tanzim edilmek üzere dosya Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) bilirkişi ———- tevdi edilmiş, sunulan bilirkişi raporunda özetle; “… Davacı Şirketin 68.760,00 TL asıl ve 9.528,00 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 78.288,00 TL alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketle Davalı şirket arasında 2019 Yılı öncesinden başlayarak 2020 Yılı Mart ayına kadar sürdürüldüğü görülen Ticari ilişki kapsamında, listelenen Hesap Hareketlerinden de görüleceği üzere, Davacı Şirketçe Davalı Şirket adına, içeriğinde takip dayanağı yapılan 3 Adet E-Faturanın da bulunduğu, muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere E-Faturalarının düzenlenerek elektronik ortamda Davalı Şirketel tebliğ edildikleri ve Usul ve Yasaya Uygun tutulmuş Ticari Defterlerinde Davalı Şirket adına Borç kaydedilmiş oldukları, Davacı Şirketin, Davalı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla, takip dayanağı yapılan 3 Adet E-Faturaya dayalı Açık C/H’ tan kaynaklanan 108.560,00 TL Asıl Alacak Bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edilmekle, Davacı Şirketin işbu davanın dayandığı takipte, Taleple bağlı kalınarak takibine devam edebileceği Asıl Alacağının Talebi gibi 68.760,00 TL asıl alacak olabileceği, Davacı Şirketin Takip/Dava konusu yapmış bulunduğu 9.528,00 TL İşlemiş Faiz Talebinin, Hukuki Değerlendirmeye muhtaç bulunması nedeniyle Sayın Mahkemece değerlendirilebileceği…”belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmamıştır.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından, taraflar ticari ilişki nedeniyle davalıya verilen hizmet bedelinin davalı tarafından ödenmediği ileri sürülmüş olup, 11/03/2020 düzenlenme tarihli KDV dahil 73.750,00-TL bedelli “Eser Yenenler Organizasyon bedeli, ——– Organizsyon bedeli, ——– organizasyon bedeli” açıklamalı fatura, 21/02/2020 düzenlenme tarihli KDV dahil 2.950,00-TL bedelli “———– bedeli” açıklamalı fatura ve 21/02/2020 düzenlenme tarihli 31.860-TL bedelli “———- organizayon bedeli ve ——— Organizasyon bedeli” açıklamalı faturalara dayanılarak 68.760,00-TL asıl alacak (ödenmeyen bakiye alacağın) , 9.528,00-TL faiz olmak üzere toplam 78.288,00-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emri tebliği sonrasında davalı tarafından takibe, ödeme emrinde belirtilen borca, tüm fer’ilerine ve faize itiraz itiraz beyanında bulunulduğu, itiraz ile takibin durudurğu ve huzurdaki davanın 78.288,00-TL üzerinden harçlandırılmak suretiyle açıldığı, takip talebinde yasal faiz işletilmesi talep edildiği anlaşılmıştır.Usulüne uygun yapılan tebliğe karşın davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığından, davalının davayı tümden inkar ettiği varsayılmıştır.Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi heyet raporu ile, davacı taraf ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, taraflar arasında 2019 yılı öncesinden başlayarak 2020 yılı Mart ayına kadar ticari ilişki bulunduğu, takip dayanağı 3 Adet e-faturanın elektronik ortamda davalı Şirkete tebliğ edildikleri, davacı Şirketin takip tarihi itibarıyla 3 Adet e-faturaya dayalı Açık C/H’ tan kaynaklanan 108.560,00-TL Asıl Alacak Bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edildiği görülmüş olup, alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsenmiştir. Mahkememizce 6100 sayılı HMK 222. Madde ihtarı ile ticari defter ve kayıtları sunmak üzere taraflara kesin süre verilmiş olup, bu husustaki celse ara kararı davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmamıştır. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı taraf ticari defterlerinin usulüne uyun şekilde tutulduğu ve lehine delil niteliği bulunduğu, icra takibine konu faturaların e-fatura olduğu ve davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, elektronik ortamda davalı şirkete tebliğ edildikleri anlaşılmış olup, davalı tarafından itiraza uğramadığı anlaşılan takip konusu faturaların içeriğinin kesinleştiği, yargılama ile davacının takip tarihi itibariyle takibe konu edilen asıl alacağı (68.760,00-TL) talep etme hakkı bulunduğunun anlaşıldığı, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delil bulunmadığı, takip talebinde her ne kadar işlemiş faiz talep edilmiş ise de davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosya kapsamında somut delil bulunmadığından takip tarihine kadar talep edilen işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği, yargılamayla tespit edilen asıl alacağın likid ve belirlenebilir dikkate alınarak kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE- KISMEN REDDİNE,
2-)Davalının ——— Esas sayılı takibe yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 68.760,00-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Takipten önce işlemiş faiz talebinin reddine, takibin diğer koşullar ile birlikte devamına,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 13.752,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Karar ve ilâm harcı olan 4.696,99-TL harçtan peşin alınan 945,53-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.751,46‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-A)Davanın kabul edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———– bütçesinden ödenen 1.560-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 1.373,00-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-B)Davanın reddedilen edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 187,00-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 17.900,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davanın red edilen miktarı yönünden; Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 9.528‬,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-)Davacı tarafça yatırılan 1.037,73-TL harç ve 1.610,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 2.648,23-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; toplam 2.330,44‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.03/10/2023