Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/637 E. 2023/148 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/637
KARAR NO : 2023/148

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (HAKSIZ EYLEMDEN KAYNAKLANAN ZARAR NEDENİYLE)
DAVA TARİHİ : 08/09/2022
KARAR TARİHİ : 17/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket yetkililerince —– adresinde yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullanımın bedelinin tahsili için —Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu ise 07/05/2022 tarihli dilekçesi ile iş bu icra takibi açısından borca ve tüm ferilerine kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini, dolayısı ile itirazın iptali ile takibin devamına yönelik dava açma zarureti mevcut olduğunu, davacı şirket yetkililerince —— adresinde yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullanımı belirlendiğini ve —– numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı ile kayıt altına alındığını, dava dilekçesinin ekinde belirtilen tutanakta ; ”—– Olarak kullanım şekli açıklandığını, görevli Mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, haksız fiil niteliğinde olup genel mahkemelerin görev alanında olduğunu, mevcut olayda davalı/borçlunun kaçak elektrik tüketiminde bulunmuş olup, bu eylem haksız fiil mahiyetinde olup, bu anlamda 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında “tüketici” sıfatına haiz değildir, bu ihtilafa tüketici mahkemesinin bakma görev ve yetkisi bulunmamakta olduğunu, Kaçak Elektrik Tespit Tutanakları aksi ispatlanana kadar geçerli olan belgelerden olduğunu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin, —— faturalandırılması başlıklı 30. Maddesi uyarınca davaya konu borç tahakkuk ettirildiğini, Davalı/borçlunun, icra takibine bulunduğu itirazda, asıl alacağa işletilen faize itirazlarının haksız olduğunu, davalı/borçlu ödeme emrine itirazında, yetki itirazında bulunmuşsa da bu itirazında da haksız olduğunu, kaçak elektrik kullanımı da haksız fiil olduğunu, 6100 sayılı HMK 16 maddesi “Haksız fillden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmüyle haksız fiilden kaynaklı davalarda yetkiyi düzenlediğini, İİK’nun 50. maddesinde işe icra takiplerinde yetki hususunda HMK’ndaki yetki kurallarının kıyasen uygulanacağı belirtildiği, kaçak elektrik tüketimi haksız fiil niteliğinde olup yetkili icra dairesi olarak zarar görenin yerleşim yeri icra daireleri de yetkili olduğunu, İşbu davayı açmadan evvel yapılan tüm sulh görüşmeleri olumsuz sonuçlandığını, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulmuş ve söz konusu başvuru anlaşamama ile sonuçlandığını, yapılan itirazın hiçbir hukuki dayanağı olmamakla birlikte müvekkil şirketçe yapılan tüm işlemler usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı kaçak olarak tükettiği elektrik bedelini ödemediği gibi yapılan icra takibine de itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini,—-sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile asıl alacağa uygulunacak takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine yargılama harç ve giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının kendisini vekil ile temsil ettirmediği ve davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
———– dosyası celp edilmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Dava, satım sözleşmesinden sonra ortaya çıkan gizli ayıp sebebiyle oluşan zararların tazminine ilişkindir.
Davalının tacir araştırmasına ilişkin yazılan müzekkerelere yanıt verilmiş olduğu, ilgili müzekkerelerden; —— davalının gerçek kişi işletme kaydının bulunmadığını bildirmiş olduğu, —-davalının —- tuttuğu işletme defterine tabi olduğu, VUK’nun 177. Maddesindeki —- alış-satış tutarının altında kaldığı bildirilmiştir. Gelen cevabi yazılardan davalının tacir olmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç itibariyle; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava olmadığı, gelen cevabi yazılardan davalının tacir olmadığı, her iki tarafı tacir olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin bakacağı davalardan olmadığı, Mahkememizin görevsizliği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya—– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli—- gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.