Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/624 E. 2023/157 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/624 Esas
KARAR NO: 2023/157
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 06/09/2022
KARAR TARİHİ: 15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tek pay sahibi, yönetim kurulu üyesi ile başkanı ve tasfiye memuru olarak atandığı ——- tasfiyeye girişine ve tasfiye memurluğuna müvekkilinin atanmasına karar verildiğini, —— yevmiye sayısı ile tasdikli bu genel kurul kararının ——— sayılı nüshasında ilan edildiğini, tasfiye halindeki şirketin—— şirketin terkinine karar verildiğini, bu kararın ———-sayılı nüshasında yayınlanarak şirketin —– terkin edildiğini, şirketin tasfiyesi esnasında, tasfiye sonu bilançosunda da belirtilmesine rağmen —— numaralı taşınmazdaki şirkete ait —– payın tasfiyeye dahil edilmediğini, söz konusu taşınmaz hissesinin halen şirket adına kayıtlı olduğunu, tasfiye sürecinde şirketin herhangi bir gideri bulunmayacağından şirketin aktif mal varlığına dahil olan—– taşınmazdaki şirkete ait —- ek tasfiye sonucunda tasfiye payı karşılığında ayni olarak müvekkiline devrine ve bu payın tapuda müvekkili adına tesciline karar verilmesi için —- kayıtlı dava dışı——– ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— cevap dilekçesinde özetle;—– konusundaki taleplerinin, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini, müvekkili müdürlüğe —- kayıtlı dava dışı ——- prosedürlere uygun olarak tasfiye edildiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecindeki eksik yada erken sonuçlandırılan tasfiye memurunun kusurundan dolayı —— sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edelin işlemlerin muhatabının tasfiye memuru olduğunu, bu nedenle müvekkilinin yasal hasım konumunda olduğundan yargılama masraflarının üzerlerine yüklenmemesi gerektiğini, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; dava dışı—–tasfiyesine dahil edilmeyen —–numaralı taşınmazdaki şirkete ait—– payın davacı adına tescilinin yapılabilmesi ile ilgili şirketin ihyası davasıdır.
—- dosyaya gönderilen—-nolu dava dışı —- incelenmesinde; şirketin ana sözleşmesinin—-sermayesinin — yetkilisinin ve tasfiye memurunun —- olduğu ve şirketin ticaret sicilden — tarihinde terkin edildiği görülmüştür.
Davaya konu taşınmazın —- üzerinden taşınmaz bilgileri çıkartılmış olup incelenmesinde; Taşınmaz bilgilerinin —— bağımsız bölüm olarak, dava dışı ——- adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Davacının dava dışı ———- tek yetkilisi ve tasfiye memuru olduğunu, tasfiye işlemlerinde davaya konu taşınmazı tasfiyeye dahil etmediklerini, davaya konu taşınmazın tasfiyesine yönelik işlem yapılabilmesi, daha doğrusu tasfiye işlemlerinin tamamlanması için şirketin ihyası gerektiği, bu nedenle de işbu ihya davasının açıldığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 547/(2). maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için de bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyetin sicilde tescil edilmelidir ——–
Şirketin unvanının sicilden silinmesinden sonra, tasfiye aşamasında değerlendirilmeyen yeni mal varlığı değerlerinin ortaya çıkabileceği, bunların şirkete ait bir taşınmaz olabileceği gibi, ekonomik değer taşıyan başka mal ve haklar da olabileceği, bu şekilde ortaya çıkan mal varlığının tasfiyesi için ek tasfiye yapılmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda şirketin ihyasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu tespit edilmiş olup, 6102 sayılı TTK 547. maddesinde “…tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir”, şeklinde düzenleme bulunduğu, bu nedenle davanın kabulüyle—— kayıtlı dava dışı —— taşınmazın tasfiyesi için ——- işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için, TTK’nın 547/2. maddesine göre, şirketin tek yetkilisi ve tasfiye memuru olan davacı—- tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, davalı —– yasal hasım olması ve davalı —— davanın açılmasında üzerine atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı mahkememizce benimsenmiş ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-TTK’nun 547. maddesi gereğince—– numarasına kayıtlı tasfiye halinde ———– işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına,
2-Şirketin ticaret siciline tescil ve kararının özetinin ——— ilanına,
3-TTK’nun 547/2. maddesi uyarınca şirketin son temsilcisi —— tasfiye memuru olarak atanmasına,
4-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —-Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15.02.2023