Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/602 E. 2023/705 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/602
KARAR NO : 2023/705

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında—–İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte —–Şubesi 12/09/2018 günlü—– Seri No lu çeki 60.000,00 USD, 19/09/2018 günlü —- Seri No lu çeki 70.000,00USD, 26/09/2018 günlü—– Seri No lu çeki 70.000,00USD,12/10/2018 günlü —-seri No lu çeki 50.000,00 USD, 17/10/2018 günlü —- Seri No lu çeki 60.000,00USD,19/10/2018 günlü —- Seri No lu çeki 50.000,00USD, 24/10/2018 günlü —–Seri No lu çeki 70.000,00USD, 31/10/2018 günlü —– Seri No lu çeki 70.000,00USD, 09/11/2018 günlü —– Seri No lu çeki 75.000,00 USD, 21/11/2018 günlü —– Seri No lu çeki 75.000,00USD, 05/12/2018 günlü —– Seri No lu çeki 75.000,00USD, 14/11/2018 günlü —- Seri No lu çeki 75.000,00USD, 26/10/2018 günlü —— Seri No lu çeki 75.000,00USD olmak üzere toplam 13 adet çekin dayanak gösterildiğini, söz konusu her bir çek için fahiş oranlarda ve farklı tutarlarda faiz ve çek tazminatı talep edildiğini, —- İcra Müdürlüğü’nün —–esas sayılı icra takibine konu çekler için davalı/alacaklı tarafından ibraz tarihi ile takip tarihi arasındaki dönem için talep edilen işlemiş faiz tutarının hatalı olduğunu, çeklerin bankaya ibraz tarihleri 2018 yılı 9-12 ayları arasında olduğunu, bu dönem için uygulanan faiz oranının 5 ile 10 arasında değişiklik gösterdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte ve yapılacak bilirkişi incelemesi le daha yüksek bir fark çıkması halinde ıslah etme hakkı saklı kalmakla, 13 adet çek için %10 faiz oranı ile ibraz tarihlerinden takip tarihine kadar geçen gün sayısına göre yapılacak hesaplamada davalı tarafından fazla talep edilen tutarları dilekçesinde sıraladığını, karşılıksız kalan tutarın 74.623,22 USD olduğunu, ayrıca her çek için 37,67 USD fazla çek tazminatı talep edildiğini, çek tazminatı olarak talep edilen 37,67 USDX3 =113.03 USD’den müvekkili şirketin sorumlu olmadığını belirterek kötü niyetle açılan takibin yargılama boyunca tedbiren durdurulmasına, şimdilik toplam 30.411,34 USD (dava tarihi itibariyle 552.878,16 TL) borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine ve davaya konu olan çeklere banka tarafından konkordato komiseri onayı gerektiğinden işlem yapılmadığı şeklinde şerh düşüldüğünü, haliyle bu dönemde davacı şirket aleyhinde icra takibinin başlatılmadığını, davacı şirketin konkordato talebinin reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, iş bu ret kararının akabinde davacı aleyhinde kambiyo takibinin başlatıldığını, çeklerin ibraz tarihinde karşılıklarının olmadığının yapılacak inceleme neticesinde anlaşılacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından gönderilen ödeme emrinde belirtilen çek tazminatı miktarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalının cevap dilekçesindeki beyanının aksine icra takibini yabancı para alacağı USD olarak başlattığını, davalının bu konudaki …”takip başlatılırken yabancı para cinsi TL olarak çevrilmiş ve ödeme Türk Lirası olarak talep edilerek avans faizi talep edilmiştir” ifadesinin ikrar niteliğinde olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 2. Cevap dilekçesinde özetle; kambiyo takiplerindeki zaman aşımı sürelerinin hiç birinin 3 yıldan daha uzun olmadığını, takip tarihi 04/04/2019 ‘ken huzurdaki davanın tarihinin 26/08/2022 olduğunu, yani takip tarihi ile dava tarihi üzerinden 3 yılı aşkın bir zaman geçmekle birlikte, davanın zaman aşımı süresi sonrasında açıldığını, davacının talepleri incelendiğinde, davacının itirazlarının asıl alacağa ilişkin olmadığını, davacının müvekkiline borcunun bulunduğunu, çeklerin ibraz tarihinde bedellerinin bankada bulundurulması sorumluluğunun davacı şirkete ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; —- İcra Dairesi’nin —- Esas sayılı dosyasında icra takibine konu çekler yönünden kısmen borçlu olunmadığına dair menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, —- İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyasında davalı tarafça başlatılan takibe dayanak döviz bedelli çekler nedeniyle ödeme emrinde yapılan alacak hesabı işleminde faizin mevzuata aykırı olarak yüksek hesaplanıp hesaplanmadığı, davacının bu takip dosyasında fazla hesaplandığını iddia ettiği 552.878,16 TL’den dolayı borçlu olup olmadığı ile 113,03 USD çek tazminatından sorumlu olup olmadığının tespitine yönelik hususlarda uyuşmazlık olduğu tespit edildi.
Mahkememizin 15/02/2023 tarihli ön inceleme duruşmasının —- no’lu ara kararı gereğince dosyanın uyuşmazlık noktalarında inceleme yapmak üzere 1 bankacı bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş olup, 15/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davalı Şirket Tarafından —– İcra Md. —–. Sayılı dosyası üzerinden 28.03.2019 İcra Takip tarihine kadar 70.509,77 USD faiz talep edilmiş olup, tarafımca yapılan hesaplamaya göre olması gereken faiz tutarı 37.332,19 USD’dir, buna göre ( 70.509,77 USD-37.332,19 USD) – 33.177,58 USD fazla temerrüt faizi talep edilmiştir. Fazla talep edilen çek tazminat tutarı 37,67*3- 113,03 USD olarak hesaplanmıştır. Takipte fazla talep edilen tutarların (Faizt*Çek Tazminat tutarı) toplamı :33.177,58 USD+113,03 USD – 33.290,61 USD olarak hesaplanmış olup, dava tarihi İtibariyle gösterge niteliğindeki —— Efektif döviz satış kuru 18.2066 üzerinden TL karşılığının 606.108,82 TL olduğu, tarafların hukuki nitelikteki iddia ve savunmaları ile masraf, vekâlet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Başkanlığınızın takdirleri içinde kaldığı, sonucuna varılmıştır…” şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür.Dosyanın davalı vekilinin itirazları dikkate alınarak seçenekli bir hesaplama yapılmak suretiyle ek rapor alınması için aynı bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş olup, 19/07/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “… Davalı tarafından İbraz tarihlerinden itibaren takip tarihine kadar 3095 Sayılı -Kanunun madde 4/A hükmü yabancı para alacaklarıyla ilgili hükmü gereği sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizin uygulanması gerekmektedir. Davalının kök raporda itiraz dilekçesinde belirttiği gibi borç tutarı TL’sına çevrilerek avans faizi uygulanmamış olup, yabancı para borçları için yp tutarlar üzerinden avans faizi tatbik edilmiştir. Bu nedenle kök raporda yanılgıya düşülmemiş olup aşağıda gösterildiği şekilde yapılan hesaplamada bir hata , yanılgı olmadığı düşüncesindeyim. Belirtilen nedenle alternatif bir faiz oranı ya da hesaplama yöntemi bulunmadığı, davalı Şirket tarafından—–İcra Md. —— Sayılı dosyası üzerinden 28.03.2019 İcra Takip tarihine kadar 70.509,77 USD faiz talep edilmiş olup, tarafımca yapılan hesaplamaya göre olması gereken faiz tutarı 37.332,19 USD’dir, buna göre ( 70.509,77 USD-37.332,19 USD) – 33.177,58 USD fazla temerrüt faizi talep edilmiştir. Fazla talep edilen çek tazminat tutarı 37,67X3- 113,03 USD olarak hesaplanmıştır. Takipte fazla talep edilen tutarların (Faiz+Çek Tazminat tutarı) toplamı : 33.177,58 USD+113,03 USD – 33.290,61 USD olarak hesaplanmış olup, dava tarihi İtibariyle gösterge niteliğindeki —–Efektif döviz satış kuru 18.2066 üzerinden TL karşılığının 606.108,82 TL olduğu, tarafların hukuki nitelikteki iddia ve savunmaları ile masraf, vekâlet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Başkanlığınızın takdirleri içinde kaldığı, sonucuna varılmıştır…” şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Sonuç olarak dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli görülen teknik bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davalı şirket tarafından davacı şirket aleyhinde—–. İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyası ile—–Şubesi 12/09/2018 günlü —-Seri No lu çeki 60.000,00 USD, 19/09/2018 günlü —– Seri No lu çeki 70.000,00USD, 26/09/2018 günlü —— Seri No lu çeki 70.000,00USD,12/10/2018 günlü—–Seri No lu çeki 50.000,00 USD, 17/10/2018 günlü —– Seri No lu çeki 60.000,00USD,19/10/2018 günlü —– Seri No lu çeki 50.000,00USD, 24/10/2018 günlü —– Seri No lu çeki 70.000,00USD, 31/10/2018 günlü —–Seri No lu çeki 70.000,00USD, 09/11/2018 günlü —- Seri No lu çeki 75.000,00 USD, 21/11/2018 günlü —–Seri No lu çeki 75.000,00USD, 05/12/2018 günlü —— Seri No lu çeki 75.000,00USD, 14/11/2018 günlü ——Seri No lu çeki 75.000,00USD, 26/10/2018 günlü ——Seri No lu çeki 75.000,00USD olmak üzere toplam 13 adet çekten dolayı takip başlatıldığı, söz konusu her bir çek için faiz ve çek tazminatı talep edildiği, yapılan incelemede, icra takibine konu çekler için davalı/alacaklı tarafından ibraz tarihi ile takip tarihi arasındaki dönem için talep edilen işlemiş faiz tutarının hatalı olduğu, davacı tarafça fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 30.411,34 USD (dava tarihi itibariyle 552.878,16 TL) borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, Faizin 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi yabancı para alacaklarıyla ilgili hükmü gereği sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizin uygulanması gerektiği, yapılan hesaplamaya göre davalı tarafından—–İcra Md. —– sayılı dosyası üzerinden 28.03.2019 icra takip tarihine kadar 70.509,77 USD faiz talep edildiği, olması gereken faiz tutarının ise 37.332,19 USD olduğu, buna göre ( 70.509,77 USD-37.332,19 USD) – 33.177,58 USD fazladan temerrüt faizi talep edildiği, fazla talep edilen çek tazminat tutarının ise 37,67X3- 113,03 USD olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak davacının 30.411,34 USD’den borçlu olmadığının tespitiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın KABULÜ ile,
-Fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile davacının——İcra Müdürlüğü’nün —–esas sayılı dosyasında 30.411,34 USD işlenmiş faizden dolayı borçlu olmadığının tespitine,
-Takibin 30.411,34 USD ‘lik kısmı yönünden iptaline,
-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 37.767,11 TL harcın peşin alınan 9.441,78 TL harçtan mahsubu ile kalan 28.325,33 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre takdir olunan 83.402,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.216,50 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.