Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/597
KARAR NO: 2023/709
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 24/08/2022
KARAR TARİHİ : 03/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacının davalı borçludan ticari satım kaynaklı 22.12,2020 düzenleme tarihli 05.02.2021 faiz başlangıç tarihli — nolu 127.009,30 TL tutarında fatura alacağını tahsil amacıyla, —-.İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı, Borçlu/davalı başlatılan icra takibine 25.11.2021 tarihinde yetkiye ve borca itiraz etmiş, bu itiraz ile açılan itirazın iptali davasında —- Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.03.2022 tarih —–sayılı ilamı ile icra takibi yetkili İcra Dairesine yapılmadığından özel dava şartı yokluğu ile davanın usulden reddine karar verilmiş, karar İstinaf edilmemiş ve kesinleştiğini, borçlunun yetki ve borca itirazı ile duran —–. İcra Müdürlüğünün —-Esas sayılı dosyası borçlu yanın itirazı doğrultusunda yetkili —-İcra Müdürlüğüne gönderilmiş ve —-.İcra Müdürlüğünün —– Esas numarasını alan takipte borçlu yana ödeme emri tebliğe çıkarıldığı, borçlu yanca ödeme emrinin takibe dayanak belgeler ödeme emri ekine eklenemeden tebliğ edildiği gerekçesiyle takibin taliki veya iptali talebiyle —– İcra Hukuk Mahkemesinde 13.06.2022 tarihinde açtığı—– sayılı davası derdest olduğunu, İcra Müdürlüğünün ödeme emrini tekrar tebliğe çıkartılması talep edilmiş ve ödeme emri 06.07.2022 tarihinde borçluya tebliğ edilmiş, borçlu tarafından bu ödeme emrine 07.07.2022 tarihinde itiraz edilerek takip durduğunu, 07.07.2022 tarihinde yapılan itiraz üzerine dava şartı olması nedeniyle zorunlu olarak arabuluculuğa başvurulmuş ve anlaşamama ile sonuçlandığın, davanın kabulüne, —–.İcra Müdürlüğünde —– Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamı ile borçlunun takip konusu borcu ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
İtirazın iptali davasının koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle usule ilişkin itirazını —-İcra Hukuk Mahkemesinin 05.08.2022 tarihli —– sayılı ilamıyla ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından ödeme emrinin iptal edilmiş olması nedeniyle ortada itiraza konu bir ödeme emri de bulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunduğunu, esasa ilişkin cevaplarda ise; taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme ve süregelen bir ticari ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını, alacak doğurur davacı tarafından müvekkile verilmiş bir hizmet ve/veya teslim edilmiş mal da bulunmamaktadır… Davacının işlemiş faiz talebi, faiz oranı ve türünün hatalı olduğu, davacı yanın icra inkar tazminat talebinin reddinin gerektiği” şeklinde beyanda bulunduğunu, ortada geçerli bir ödeme emri olmaması nedeniyle davanın usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatteyse davanın esastan reddine, kötü niyetli alacaklı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—-. İcra Dairesinin —- Esas sayılı dosyası uyaptan celp edilmiştir.
Taraflara ait 2020-2021 yılları ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 –
1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64-
(1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, davacının 2020-2021 yıllarına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile talimat yolu ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından talimat yolu ile tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirket yasal defterlerinde davalı şirkete ait işlemlerin —–Alt hesabında takip edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin takibe konu edilen faturadan ibaret olduğu, davacı şirket yasal defterlerinde takip tarihi itibari ile davalı şirketten 127.009,30 TL alacaklı olduğu, Davacı şirket tarafından davalı şirket adına 22.12.2020 tarih ve — numaralı 20 adet —- 20 adet—- 30 adet—- 31 adet—-59 ade—–ürün açıklamalı mal ve hizmet toplam tutarı 107.635 TL4 19.374,30 TL KDV tutarı ile toplam 127.009,30 TL tutarında bedelli fatura tanzim edildiği, bahse konu faturanın davacı şirket yasal defterlerine 22.12.2020 tarih—– no.lu yevmiye maddesinde kayıtlı olduğu, takibe konu edilen faturaya ilişkin, davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, davacı şirket yasal defterlerinde davalıya ait işlemlerin takip edildiği, —-Alt hesabının 31.12.2020 tarih —-yevmiye nolu kapanış kaydında 127.009,30 TL alacak tutarının yer aldığı 01.01.2021 tarih —–yevmiye nolu açılış kaydında aynı tutarın (127.009,30 TL) yer aldığı ve 2021 yılında da tahsilat olmadığı için 31.12.2021 tarih —-yevmiye nolu kapanış kaydında da aynı tutarın (127.009,30 TL) yer aldığı, dosya kapsamında yapılan incelemelerde takibe konu edilen faturaların e fatura olması nedeniyle davalının faturaya itiraz ettiğine ilişkin herhangi bir bilgi/belgeye rastlanılmadığı tespit edildiği, davalı şirket yasal defterlerinde davacı şirkete ait işlemlerin—– alt hesabında takip edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin takibe konu edilen faturadan ibaret olduğu, davalı şirket yasal defterlerinde takip tarihi itibari ile davacı şirkete 127.009,30 TL borçlu olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adıma 22.12.2020 tarih ve —- numaralı 20 adet—-20 adet —-30 adet —-31 adet —-, 59 adet ——ürün açıklamalı mal ve hizmet toplam tutarı 107.635 TL4 19.374,30 TL KDV tutarı ile toplam 127.009,30 TL bedelli düzenlenmiş olan faturanın aynı tutar ile davalı Şirket yasal defterlerine 22.12.2020 tarih—– muhasebe fiş no ve—- no.lu yevmiye maddesinde kayıtlı olduğu, takibe konu edilen faturaya ilişkin, davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı şirket yasal defterlerinde davacıya ait işlemlerin takip edildiği—- Alt hesabının 31.12.2020 tarih—- Defter dökümlü kapanış kaydında 127.009,30 TL borç tutarının yer aldığı 01.01.2021 tarih—- Defter dökümlü açılış kaydında aynı tutarın (127.009,30 TL) yer aldığı ve 2021 yılında da ödeme olmadığı için 31.12.2021 tarih —– fiş no.da aynı tutarın (127.009,30 TL) yer aldığı tespit edildiği,1 Takibe/davaya konu edilen faturanın davacı ve davalı yasal defterlerine usulüne uygun kayıt edildiği, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, takibe konu faturanın davacı şirket, 2020 BS formlarında beyan edildiği, davalı şirketin de 2020 Aralık BA formunda beyan edildiği, davacı şirketin, takip tarihi itibariyle davalı şirketten fatura bedeli olan asıl alacak tutarı olan 127.009,30 TL ( 16.086,68 TL işlemiş faiziyle toplam dava tutarı olan 143.095,98 TL) alacaklı olacağı, icra inkâr tazminatı hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davanın itirazın iptaline ilişkin olduğu, icra takibinin faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılmış olduğu, tarafların ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, ticari defterlerin usulünce tutulmuş olduğu, bu sebeple 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi gereğince ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan 127.009,30 TL asıl alacak, 16.086,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 143.095,98 TL alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2—- İcra Dairesi’nin—- Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 127.009,30 TL asıl alacak, 16.086,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 143.095,98 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 127.009,30 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 9774,89-TL harçtan peşin alınan 2443,73-TL harcın mahsubu ile bakiye 7331,16-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 22.895,36 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.720,00 TL yargılama gideri ve 2.443,73 TL peşin harç toplamı 4.163,73 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair,davacı vekilinin (e-duruşma) davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—- Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.