Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/579 E. 2023/122 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/579
KARAR NO : 2023/122

DAVA : İSTİRDAT (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 16/08/2022
KARAR TARİHİ : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket——– işi yapan,— olarak bilinen—— şirketlerinden biri olduğunu, davalı şirket, personelinin araç ihtiyacı nedeniyle ‘— dışı bir başka—- —— kiraladığını, anılan kiralamaya konu araçlar davacı —— kiralanmış araçlar olduğunu, başka bir ifade ile davacı şirket davalı şirket ile dava dışı —- imzalanan —- sözleşmesine konu araçların ruhsat sahibi olduğunu, söz konusu araçlara ilişkin olarak; dava dışı ——– —- sözleşmesi akdettiğinden işleten sıfatına haiz olmadığını, davacı şirket aleyhine söz konusu kiralama döneminde — Sayılı dosyası üzerinden — konu araçlardan —– araca ilişkin takip başlatıldığını, Anılan takibe ilişkin olarak; —- haciz uygulanması vs tedbirler ile karşı karşıya kalmamak adına — tarihinde icra dosyasına dosya borcu olan—– ödendiğini, 2918 Sayılı KTK’nun tanımlar başlıklı 3. Maddesinde işleten; “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı —– kayıtlı görülen veya aracın ——– rehni gibi hallerde —–rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve —- bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” olarak tanımlandığını, söz konusu maddede de düzenlendiği üzere, ————-ile kiralayan gerçek ya da tüzel kişinin; işleten sıfatı ile sorumluluğu bulunmamaktadır. Somut olay nezdinde sorumluluk; tehlikesi kendisine ait olmak üzere söz konusu aracı fiili hakimiyetinde bulunduran kiracıya ait olduğunu, anılan icra dosyasına konu borçtan davacı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davanızın kabulüne, —- yönünden davacı şirketin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine,— tarihi olan—– itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——–cevap dilekçesinde özetle: Davalı ile davacı arasında hiçbir hukuki ilişki olmadığını, davalının davacıdan araç kiraladığını, davacıdan——- davacının ——– davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere davacının —– muhatabı, yani davacının ———— davacı dava dilekçesinde —– araç işleten olarak sorumlu olduğundan bahisle davalı sorumlu olduğunu iddia etse de davacının bu iddiası haksız olduğunu, davacının da dava dilekçesinde kabul ve ikrar ettiği üzere huzurdaki uyuşmazlığa konu olan ——- işinde davacının——–dava dışı ———olduğunu, sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca davacının davalı ile arasında hiçbir sözleşmesel ilişki olmamasına rağmen davacının davalıya husumet yöneltmesi haksız ve hatalı olduğunu, davacının—- davalıya değil dava dışı ——— olması sebebiyle işleten sıfatı da davadışı——davacının huzurdaki davasının muhatabı davalı —- sebeple davacının——– husumet yöneltmesi hatalı olduğunu, davalı—– dava dışı ———– olup davacı ile hiçbir hukuki ilişkisi olmadığını, davacının —- olmayan iddialarına dayanan haksız ve geçersiz davasının husumetten reddi ile; usulen, esasen ve zamanaşımı sebebiyle reddini, kötü niyetli davacının %20 icra inkar tazminatı ödemesine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle: Tarafımıza yöneltilmiş olan istirdat davasında davacı borcu ödemiş olmakla beraber kendilerinin aracın işleteni olmadıkları ve bu sebeple borçtan da sorumlu olmadıklarını beyan ettiğini, —- tarafından verilen kararlar doğrultusunda —– sözleşmesinin unsurları belirtilmiş olup davacı tarafından —- yapılmış olsa da kendilerinin de dilekçelerinde ikrar ettikleri üzere ——üzerinden ekonomik çıkar sağlamaktadırlar ve —- hakimiyetleri kendileri üzerinde olduğu, bu sebeple de—— unsurları oluşmamış olup ödenen tazminat miktarından sorumlulukları devam ettiğini, araç —- bulunan ve ekonomik yarar sağlayan———– sahip olduğunu dilekçesinde belirttiğini, bu sebeple sorumlulukları devam ettiğini, bu dosyada davacı tarafından ikrar edilen hususlar neticesinde — bulunmadığının kabulü gerektiğini, yine de hak kaybına uğranılmaması adına kira sözleşmesinin üçüncü kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı gibi hususlar değerlendirilerek işletenlik sıfatının kime ait olduğu açıklığa kavuşturulması gerektiğini, Yargıtay kararı ışığında, tarafların ticari defter ve kayıtları bilirkişi marifeti ile incelenmesi gerektiğini, —– nedeniyle işleten değişikliği oluştuğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, istirdat davasıdır.
Davacı vekilinin talebi doğrultusunda, Mahkememiz tarafından —– karar kurulduğu, ilgili ara karar ile davalı ——— davalı olarak dosyadan çıkartılmasını——-davalı olarak kabulüne karar verildiği, iş bu ara karardan önce dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gününün davalı —- tebliğ edildiği ve davalı —- vekilinin —– tarihli cevap dilekçesi sunduğu görülmüştür.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
TTK.’nun 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan— başvurulmuş olması dava şartıdır.
Mahkememizce —- duruşmada davacı vekiline —– tutanağının davacı vekilince dosyaya sunulması için 1 haftalık kesin süre davacı vekiline verilmiş ancak sunulmamıştır.
Dosya içeriği ve ——– incelendiğinde; eldeki dosyada, —- başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Huzurdaki dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olması TTK.’nun 5/A ve HMK’nun 114/2. maddeleri uyarınca dava şartıdır.
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada Mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. bendinin son cümlesi uyarınca “arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi” gerekmektedir.
HMK 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
Tüm bu nedenlerle; TTK.’nun 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. bendinin son cümlesi, HMK’nun 114/(2) ve 115. maddeleri uyarınca, huzurdaki davada, dava açılmadan önce —– başvurulmadığından, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usûlden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın Arabuluculuk dava şartı bulunmadığından USULDEN REDDİNE
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından buna ilişkin karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan — vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ——- ödenmesine,
4-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tarihinde alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.145,91 TL harçtan mahsubu ile bakiye 966,01 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.