Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/514 E. 2023/282 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/514 Esas
KARAR NO : 2023/282

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2022
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket ile davalı —– arasında ticari ilişki mevcut olup davacının cari hesaptan kaynaklı olarak davalı taraftan toplam 23.502,049-TL cari hesap bakiye alacağının tahsili amacı ile davalı taraf aleyhine 05.04.2022 tarihinde —– İcra Müdürlüğü ——- Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, takip talebine ilişkin ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından 13.04.2022 tarihinde icra takibine konu alacağa, yetkiye, faize ve borcun bütün ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı aleyhine icra takibi başlatıldıktan sonra davalı tarafça 21.04.2022 tarihinde davacıya haricen 10.000,00 TL ödeme yapılmış ise de icra takibine konu edilen bakiye alacağa ilişkin olarak davalı şirket tarafından başkaca bir ödeme yapılmadığını, davacının, davalıdan 13.502,049 TL alacağı bulunduğunu, —– İcra Müdürlüğünün——- Esas nolu dosyasına konu borca ilişkin itirazların kaldırılmasına yönelik taleplerinin sadece bakiye 13.502,049-TL asıl alacağa yönelik olup, takibe konu bakiye asıl alacağa ve takip öncesi işlemiş faiz alacağına ilişkin olarak bir taleplerinin bulunmadığını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davalı tarafın ——. İcra Müdürlüğünün ——–Esas nolu icra takip dosyasına ilişkin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının 13.502,049-tl asıl alacak yönünden iptali ile iş bu tutar yönünden icra takibinin devamına, davalı tarafın icra takibine konu 23.502,05 TL asıl alacağın %20’inden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK m.128/1 kapsamında dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları inkar ettiği varsayılmıştır.—- İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı takip dosyası UYAP sisteminden celp edilmiştir.
Arabuluculuk son tutanağı dosya içerisindedir.
Davacı vekili UYAP sistemi üzerinden göndermiş olduğu 13/12/2022 tarihli dilekçesi ile”…Müvekkil şirketin iştigal konularından biri, her türlü büyükbaş ve küçükbaş hayvanın eti ve yan ürünlerinin alım, satım ve pazarlamasıdır. Müvekkil şirket hazır yemek firması olan davalı firmaya et temin etmişse de karşılığı fatura bedelleri davalı tarafça ödenmemiştir. …” şeklinde beyanda bulunmuştur.6100 sayılı HMK Madde 222/(1)”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Mahkememizin 29/11/2022 tarihli celse kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, bilirkişilerin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.Mahkememizin 29/11/2022 tarihli ara kararı davalı tarafa 05/12/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça uyuşmazlığa konu ticari yıllara ait ticari defter ve kayıtlar sunulmamıştır.Mahkememizce dosya rapor tanzim edilmek üzere SMMM Bilirkişi——tevdii edilmiş, tanzim edilen 02/03/2023 tarihli raporda özetle; ”… Davacı Şirketin 13.502,04 TL ASIL ALACAK TALEBİ üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın Kısmi İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin, Davalı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla, Faturalara dayalı Açık C/H” tan kaynaklanan 23.502,05 ASIL Alacak Bakiyesinin mevcut bulunduğu ve Takip Tarihi sonrası/Dava Tarihi öncesi yapılan 10.000.-TL Harici Ödeme sonrası 13.502,05 TL Borç Bakiyesinin mevcudiyetini koruduğu tespit edilmekle, Davacı Şirketin işbu davanın dayandığı takipte, takibine devam edebileceği Asıl Alacağının Talebi gibi 13.502,04 TL ASIL ALACAK olabileceği Sonuç ve kanaatlerine varıldığı…” belirtilmiştir.Tanzim edilen bilirkişi raporu davacı vekili ile davalı şirkete tebliğ edilmiş davacı vekilince rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından —- İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı icra dosyasından 24.181,52-TL toplam alacak üzerinden davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde yetkiye, borca itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın 13.502,04-TL asıl alacak üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından cari hesap bakiye alacağının konu edildiği icra takibine davalı tarafından yapılan yetkiye ve borca yönelik itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın 13.502,04-TL harca esas değer üzerinden açıldığı,Yargıtay —- Hukuk Dairesinin 02/04/2019 Tarih —- Esas —— sayılı Kararında da belirildiği üzere;”…Mahkemece taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, davacı alacağının dayanağı olarak dava dosyasına faturalarla birlikte altında teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyelerini sunmuştur. Yetki itirazı hadise şeklinde incelenir. Bu durumda mahkemece tarafların delil ibrazı sağlanarak sunulan bu deliller eksiksiz olarak değerlendirilerek yetki itirazının bu değerlendirmeye göre belirlenerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” şeklindeki kararı dikkate alınarak yapılan bilirkişi incelemesi ile taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve bakiye alacağın icra takibine konu edildiğinin anlaşıldığı, bu kapsamda HMK 10 ve TBK 89. Maddesi dikkate alındığında davacı alacaklının —— adresli olup, para alacağının konu edildiği takibin ——- icra müdürlüklerinin uyuşmazlıkta yetkili olduğu anlaşılmakla, celse ara kararı ile icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın reddine karar verildiği,Taraflara HMK 222. Madde ihtarı yapılmak suretiyle ticari defter ve kayıtların sunulmasına yönelik ara karar tesis edildiği, ara kararın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun şekilde tutulduğu ve lehine delil niteliğinde bulunduğunun bildirildiği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, cari hesaba konu faturaların elektronik ortamda düzenlenip davalı tarafa tebliğ edildiği, davacı Şirketin Takip Tarihi itibarıyla faturalara dayalı Açık C/H tan kaynaklanan 23.502,05 asıl alacak bakiyesinin mevcut bulunduğu, takip tarihi ile dava tarihi arasında 10.000-TL harici ödeme yapıldığı, ödeme sonrası 13.502,05 TL borç bakiyesinin mevcudiyetini koruduğunun bildirildiği, sunulan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, bu halde harca esas değer dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, dosya kapsamında aksi yönde bir delilin bulunmadığı, faturaya dayalı alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının —– İcra Müdürlüğünün—— Esas sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin 13.502,04-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmesine,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 2.700,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 922,32-TL harçtan peşin alınan 109,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 812,64-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 201,88-TL harç ve 1.569,00-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.770,88‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.