Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/490 E. 2023/480 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/490
KARAR NO: 2023/480
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ: 07/07/2022
KARAR TARİHİ: 16/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin davalıdan olan cari hesap alacağı için talepte bulunduğunu malın davalı şirkete teslim edilmesine rağmen Bedelinin ödenmediğini, davacının davalı şirketten 27.086,81 TL alacaklı olduğunu ödenmemesi üzerine ——- Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, ticaret konusu malı teslim etmesine rağmen davalı şirketin ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, belirterek yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Faturanın gerçeği yansıtmadığını, teslim edilmediğini ürünlerin teslim edilmediğini, faturaların ulaşmadığını, hiçbir zaman hizmet alınmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.——- Esas sayılı dosyası uyaptan celp edilmiştir.Taraflara ait 2021-2022 yılı ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): ” Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, davacının 2021-2022 yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile talimat yolu ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından talimat yolu ile tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; İcra dosyasındaki 12.181 TL tutarındaki bakiye cari hesap alacak takip dayanağı, davacı tarafından davalı adına 2021 döneminde düzenlendiği görülen, 17 adet, 22 Yılında düzenlenen 2 adet e- arşiv fatura toplamı olan 38.545,80-TL ye davalı tarafından yapıldığı 11.459-TL kısmi ödemeden sonra bakiye 27.086,80 TL den oluştuğunu, Mahkeme tarafından verilen karar gereği davacının ibraz edilen ticari defterlerinin incelenmesinde, davalı ile 2021 yılında bir ticari ilişkisi olduğu, davalının 11.459 TL kısmi ödemeleri olduğu, delil vasfının bulunduğu anlaşılan davacının ticari defterlerinin incelenmesinde, davacının davalıyı tutmuş olduğu ——- —— Cari hesabında takip ettiği, takip tarihi itibariyle davacının cari hesap alacağının 27.086,80 TL olduğu (Takip Talebi: 27.086,81 TL) tespit edildiği, Mahkeme tarafından davalıya açıklamalı ve ihtarlı olarak “kendisine verilen sürede ticari defterlerini ibraz etmezse, mahkeme, duruma göre ticari defterlerinin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edilebileceği” şeklinde ihtara rağmen 30/01/2023 günü saat 11.00’de inceleme günü ticari defterlerini ibraz edilmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunulmadığı, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin, bir kişi veya kurumdan (KDV hariç) 5.000 TL ve üzerindeki mal veya hizmet alımlarını, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Ba (Bildirim alacak): Mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim için kullanılmaktadır. Bs (Bildirim satacak): Mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim için kullanılmaktadır. Takibe ve davaya konu faturaların davalının bağlı olduğu —— müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. Uyuşmazlık kapsamında, takibe konu fatura tarihlerini kapsar şekilde vergi dairelerinden dosyaya celp edilen, her iki tarafın birlikte incelenen BA-BS Formlarına göre, taraflar arasında bir ticari iliĢki olduğu, davacı tarafın vergi dairesine verdiği 2021 Yılı Mal ve Hizmet Satışlarına ilişkin bildirim formu Form BS’de davalıya verdiği mallara karşılık düzenlediği 5.000,00 TL ve üzerindeki mal veya hizmet satımlarını 15 Adet fatura karşılığı KDV Hariç 28.231,67-TL tutarında mal ve hizmet sattığını beyan ettiği, davalı tarafın vergi dairesine verdiği 2021 Yılı Mal ve Hizmet AlıĢlarına ilişkin bildirim formu Form BA’da davacının verdiği mallara karşılık düzenlediği 5.000 TL ve üzerindeki mal veya hizmet alımlarını 15 Adet fatura Adet fatura karşılığı KDV Hariç 28.231,67-TL tutarında mal ve hizmet aldığını bildirdiği yer aldığı, 2021 yılına ilişkin BA formlarının incelenmesinde, 2021 Yılında takip konusu faturalardan 2021 Yılı Ekim-Kasım aylarında davalı tarafa KDV dahil 33.313,36 TL bedelli düzenlenen faturalar Kdv den arındırıldığında, 28.231,67-TL olan tutarın 5.000 TL ve üzerindeki mal veya hizmet satımların davalının bildirdiği BA formunda yer aldığı, toplamı 28.231,67 TL olan davacı faturalarının, davalı tarafça BA formunda vergi dairesine bildirildiği anlaşıldığı, 2021 Yılı Ekim-Kasım aylarında davalı tarafa düzenlenen faturaların davalının bildirdiği BA formlarında yer alması, hemen devamında davalı tarafından yaptığı kısmi ödemelerin Kredi Kartından tahsil edilmesi, nedeniyle takip ve dava konusu faturalar ispatlandığı, bir satım faturası BA formu ile vergi dairesine bildirilirse malın bildiren tarafça teslim alındığına karine olduğu, davalının BA formlarında bu faturalar bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirildiğine göre, takibe konu faturalar içeriği malın teslim edildiğinin davalıya teslim edildiği, davalının bildirdiği BA formlarında yer alması nedeniyle ispatlandığı, hal böyle olunca ödeme ispatıda davalı tarafa geçtiği, alacaklı davacı malın teslimini B Formları belgeleri ile ispat ettiğinden bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçtiği, davalı tarafa borcu olmadığını iddia eden davalı tarafça faturadaki mal ve hizmetin bedelinin davacı tarafa ödendiğine dair davacı tarafından imzası tasdik edilmiş veya da davacı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile yahut…bir makbuz veya yazılı vesika ispat etmesi gerektiği, davalı icra takibine itiraz etmiş ise de, ödeme konusundaki itirazını davacı tarafından tanzim ve imzası tasdik edilmiş veya davacı alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile yahut…bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecbur olup dosya kapsamından davalının dava konusu borçları ödediğine ilişkin herhangi bir ödemesine rastlanılmamış olup ve de takip dönemlerine ilişkin olarak ödemelerini gösterir herhangi bir delilide ibraz edilmiş bulunmadığı, davalı savunmasında takip dayanağı faturaların ve içeriği malların teslim alınmadığını bu nedenle borçlu olmadıklarını savunduğu, Mahkemece taraflara ticari defter ve belgelerini sunmaları için süre verilmiş, davalı taraf ticari defter ve belgelerini sunmadığı, buna göre takibe konu faturaların davalıya teslim edildiği, davalının vergi dairesine bildirdiği BA formlarında yer alması nedeniyle ispatlandığından bu kez teslim edilen malların ve faturaların bedelinin tamamını ödendiğini ispat külfeti kendisine geçen davalı borçlunun bakiye cari hesap borcunu ödediğini ispat edemediğinden, ve takip tarihi itibariyle dava konusu faturalardan kaynaklı davacı alacağının 27.086,80 TL olduğu sonucuna varıldığı, davacı tarafından icra takibinde alacağa takip tarihinden önce 818,17 TL işlemiş faiz talep edildiği, davacı vekili, duruşma esnasında, taleplerinin icra takibindeki asıl alacak miktarı olan 27.086,81 TL ye ilişkin olduğunu, takip öncesi işlemiş faize ilişkin talepleri bulunmadığını beyan ettiği, icra dosyasında ödeme emrinin tebliğinden önce bir alacağa takip tarihinden önce işlemiş faiz talep edilebilmesi için , ödeneceği tarihin kesin olarak belirli olması yada borçlunun takip konusu alacağa ilişkin noter aracılığıyla bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmesi gerektiği, Zira, TBK.Mad.17 gereği, Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla veya borcun ifa edileceği gün sözleşmede açıkça muayyen bir vade ile belirlenmişse, bu günün geçmesiyle borçlu temerrüde düşmüş sayıldığı, dosya muhteviyatı ile borçlunun takip konusu alacağa ilişkin temerrüde düşürüldüğünü gösterir mahiyette bir belge bulunmadığı, bu nedenle ilgili alacak için ancak ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yıllık temerrüt faizi talep edilebileceği, davacı vekili ise, duruşma esnasında, taleplerinin icra takibindeki asıl alacak miktarı olan 27.086,81 TL ye ilişkin olduğunu, takip öncesi işlemiş faize ilişkin talepleri bulunmadığını, delil vasfının bulunduğu anlaşılan davacı ticari defterlerinin incelenmesinde, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle cari hesap alacağının 27.086,80 TL olduğu, uyuşmazlık kapsamında, takibe konu fatura tarihlerini kapsar şekilde vergi dairelerinden dosyaya celp edilen, her iki tarafın birlikte incelenen BA-BS Formlarına göre, taraflar arasında bir ticari ilişki olduğu, davacı tarafın vergi dairesine verdiği 2021 Yılı Mal ve Hizmet Satışlarına ilişkin bildirim formu Form BS’ de davalıya verdiği mallara karşılık düzenlediği 5.000TL ve üzerindeki mal veya hizmet satımlarını 15 Adet fatura karşılığı KDV Hariç 28.231,67-TL tutarında mal ve hizmet sattığını beyan ettiği, davalı tarafın vergi dairesine verdiği 2021 Yılı Mal ve Hizmet Alışlarına ilişkin bildirim formu Form BA’da davacının verdiği mallara karşılık düzenlediği 5.000 TL ve üzerindeki mal veya hizmet alımlarını 15 Adet fatura Adet fatura karşılığı KDV Hariç 28.231,67-TL tutarında mal ve hizmet aldığını bildirdiği bildirdiği durumda davalı tarafa düzenlenen faturaların davalının bildirdiği BA formlarında yer alması, hemen devamında davalı tarafından yaptığı kısmi ödemelerin Kredi Kartından tahsil edilmesi, nedeniyle takip ve dava konusu faturalar ispatlandığı duruma ödeme ispatının davalı tarafa geçtiği, davalı icra takibinde itiraz etmiş ise de, ödeme konusundaki itirazını davacı tarafça tanzim ve imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile yahut…bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecbur olup dosya kapsamından davalının dava konusu borçları ödediğine ilişkin herhangi bir ödemesine rastlanılmamış ve de takip dönemlerine ilişkin olarak ödemelerini gösterir herhangi bir delili ibraz edilmemiş olduğu duruma göre, davacı tarafın iddialarını ispat etmiş sayılacağından davacının takip tarihi itibariyle faturadan kaynaklı cari hesap alacağının 27.086,80-TL olduğu, ödeme emrinin tebliğinden önce dosya muhteviyatı ile borçlunun takip konusu alacağa ilişkin temerrüde düşürüldüğünü gösterir mahiyette bir belge bulunmadığından takip öncesi dönemde işlemiş faiz borcu bulunmadığı, ödeme emrinin tebliğinden işleyecek faizden sorumlu olduğu, ancak davacı vekilince duruşma esnasında, taleplerinin icra takibindeki asıl alacak miktarına ilişkin olduğunu, takip öncesi işlemiş faize ilişkin talepleri bulunmadığı bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davanın itirazın iptaline ilişkin olduğu, icra takibinin cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılmış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmamış olduğu, bu sebeple 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi gereğince davacının ticari defterlerin kendisi lehine delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan 27.086,81-TL cari hesap alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2——- Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 27.086,81-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 27.086,81-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 1850,29-TL harçtan peşin alınan 323,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 1618,23-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.564,50 TL yargılama gideri ve 323,06 TL peşin harç toplamı 1.887,56 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 16/06/2023