Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/488 E. 2023/443 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/116 Esas
KARAR NO : 2023/242

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirket nezdinde “Ticari Paket Sigorta Poliçesi” ile sigortalı —— adresli akaryakıt servis istasyonunda bulunan araç ve gereçlerin, şebeke su borusunun patlaması nedeniyle 18.02.2020 tarihinde maddi hasara uğradığını, hasarın oluşmasında davalının kusurlu olduğunun tespit edildiğini, oluşan hasar nedeniyle müvekkili olan davacı şirket tarafından sigortalısına 35.946,37 TL ödeme yapıldığını, 2560 sayılı—–Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile ilgili yönetmeliklerle —–görev ve yetkileri belirlendiğini, Buna göre——, atık suların toplanmasından ve düzgün şekilde tahliyesinden sorumlu olduğunu, dava konusu olayda ise, yolda bulunan şebeke hattındaki borunun patlaması sonucu sigortalı işyerini su bastığını ve hasarın gerçekleştiğini, davacı şirketin sigortalının iş yerinde meydana gelen hasara ilişkin detaylı inceleme yaptığını, alınan ekspertiz raporunda davalının sorumluluğunun belirtildiğini, davalı tarafa gönderilen rücu bilgilendirme yazısıyla bu hususun bildirildiğini ancak olumlu yanıt alınamadığını, bu nedenle—–. İcra Müdürlüğü’nün——- sayılı dosya ile icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, davacı şirketin sigorta poliçesi gereği dava dışı sigortalının zararını tazmin etmiş olup, TTK madde 1472 maddesi zarar görenin haklarına halef olduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek——. İcra Müdürlüğü——-sayılı dosyasına yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına, Davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu eylemin hizmet kusuru niteliğinde olduğundan görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğunu, Söz konusu —– hat geçmekte olup , hatta ait vantuz ve odası geçtiğini, olayın meydana geldiği 18/02/2020 tarihinde arıza ihbarı geldiğinde derhal müvekkili olan davalı İdare personelinin müdahale ederek arızanın giderildiğini, davaya konu edilen su baskınının olduğu deponun—–Belediye Başkanlığınca imara aykırı ruhsatsız olarak yapıldığının tespit edildiğini ve yapılan resmi yazışmalarda imara aykırı olarak yapılan bu yerin yıkılarak kaldırılması istenildiği ve konu ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunun tespit edildiğini, davalıya atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davacının sigortalısının bodrum katının hem kaçak yapı olup hem de gereken tedbirlerin alınmadığını, davacı şirketin binanın ve işyerinin yürürlükteki mevzuata uygun olarak faaliyete geçip geçmediğini araştırmadan sigorta yapıp riski üstlendiğine göre, oluşan zarara katlanması gerekmekte olup idareye rücu hakkı bulunmadığını savunarak davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına ile ücreti vekalete karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—–. İcra dairesinin—— Esas sayılı takip dosyası UYAP sisteminden celp edilmiştir.
Hasar dosyası celp edilmiştir.
—— Belediye Başkanlığı yazısı dosya içerisindedir.
Mahkememizin 14/10/2021 tarihli ara kararı ile dosyanın , tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamında değerlendirme yapmak ve rapor tanzim edilmek üzere sigorta alanında uzman bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, bilirkişi Doç.Dr. —–tarafından tanzim edilen 28/02/2022 tarihli raporda özetle;”… Davacı —–dava dışı —– poliçe numarası ile 03/04/2019-03/04/2020 vade tarihleri arasında Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalayan sigorta şirketi olduğu, Dava konusu hasar nedeniyle davacı —–, dava dışı —— 20/04/2020 tarihinde 35.946,37 TL tutarında tazminat ödemesinde bulunduğu, Meydana gelen hasarın su baskını kaynaklı olduğu ve davacı şirket tarafından düzenlenen sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu, Dosya kapsamında yer alan dava dışı —–tarafından hazırlanan 06/02/2020 tarihli ve —– rapor nolu ekspertiz raporuna ve dava dışı —– İtfaiye Daire Başkanlığı —–İtfaiye Müdürlüğü tarafından hazırlanan —— sayılı ve 18/02/2020 tarihli Yangın Raporu’na göre hasara sebep olan olayın yoldaki şebeke su borusunun patlaması sonucu gerçekleşmiş olduğu, Sigortacılık tekniği açısından davacı ——- ödemiş olduğu 35.946,37 TL tutarında tazminatı davalı ——TTK Madde 1472’ye göre talep etme hakkı bulunduğu…” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.Mahkememizin 07/07/2022 tarihli ara kararı ile dosyanın daha önce rapor sunan bilirkişi ile yeni görevlendirilecek inşaat mühendisi ve mimar bilirkişiden oluşan heyete tevdiine karar verilmiş, sigorta alanında uzman bilirkişi —–, mimar bilirkişi —– ile inşaat mühendisi bilirkişi —— tarafından düzenlenen 29/01/2023 tarihli raporda özetle;”..— şekilde inşa edilmiş herhangi bir binada; sokakta patlayan su borusunun binanın zemin katı ile bodrumuna doluşmak suretiyle, hasarlara neden olmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. Ayrıca kentsel dönüşüm kapsamında tamamen yıkılmış olması nedeniyle, yerinde teknik inceleme yapılamadığından: Davalı ——ait ana şebeke borusunun patlaması ile fışkıran basınçlı suların; Akaryakit İstasyonunu’ na ait Market – Zemini ile bodrum katına nasıl doluştuğunun tespitinin mümkün olmadığı, Dava dişı – sigortalı işyeri tarafından mutlaka alınması gereken önlemler kapsamında; yola nazaran, Market zemin kotunun uygun bir kotta tutulup tutulmadığı, Bodrum kata sızması muhtemel suların deşarjı için, bodrum katta tahliye çukuru ve pompa sistemi oluşturulup oluşturulmadığı hususlarının; ispata muhtaç bulunduğu, Onaylı ve orijinal projesine aykırı bir şekilde sonradan yapılan, ancak fen ve sanat kuralları ile tekniğine uygun bir şekilde inşa edilmediği değerlendirilen esaslı tadilatların ise su basması gibi dış etkenlere karşı bina güvenliğine zarar vereceği, Teknik açıdan; dava konusu hasar tutarının, Davalı – —– rücu edilip edilemeyeceğinin takdirinin; Sn. Mahkeme’ ye ait bulunduğu; Sn. Mahkeme’ de dava konusu hasar bedelinin rücu edilebileceği kanaati hasıl olduğu taktirde ise anılan hasar tutarının; hasar tarihindeki piyasa rayiçleri ile örtüştüğü ve makul bir tutar niteliğinde bulunduğu, Detayları Kök Raporda ve işbu bilirkişi heyet raporunun Sigortacılık Yönünden Değerlendirme kısmında yer aldığı üzere; davaya konu olayda dava dışı — tarafından hazırlanan ekspertiz raporuna ve —-Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı——İtfaiye Müdürlüğü tarafından hazırlanan Yangın Raporuna göre hasara sebep olan olayın yoldaki şebeke su borusunun patlaması sonucu gerçekleşmiş olduğu ve dolayısıyla davacı ——ödemiş olduğu tazminat tutarını TTK Madde 1472’ye ve Yangın Sigortası Genel Şartları B.8- Hasar ve Tazminatın Sonuçları maddesinin 8.2 fıkrasına istinaden davalı taraftan rücuen talep edebileceği…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.İcra dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından davalı aleyhine 35.946,37-TL asıl alacak, 1.374,95-TL takip öncesi faiz olmak üzere 37.321,32-TL toplam alacak üzerinden takip başlatıldığı, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, huzurdaki davanın 37.321,32-TL üzerinden harçlandırılmak suretiyle açıldığı yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından, dava dışı sigortalısına ödenen sigorta tazminatının rücuen tahsili istemiyle açılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmıştır.Davalı tarafından icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunmuş ise de; Davaya konu alacağın temel sebebinin haksız fiile dayandığı, haksız fiile konu eylemin—– sınırları içinde meydana geldiği, icra takibinin aynı mülki idari sınır içinde yer alan —– İcra Müdürlüğü nezdinde başlatıldığı anlaşılmakla 21/03/2023 tarihli celsede icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.Davalı tarafından davaya cevap dilekçesinde zamanaşımı defi’inin ileri sürülmüş ise de hasarın 18/02/2020 tarihinde meydana geldiği, davacı tarafından 20/04/2020 tarihinde dava dışı sigortalısına ödeme yaptığı, davaya konu icra takibinin 14/09/2020 tarihinde başlatılıdğı ve huzurdaki davanın 22/02/2021 tarihinde açıldığı, bu kapsamda davaya konu talebin zamanaşımı süresi içinde dile getirildiği anlaşılmakla reddine karar veilmiştir.Dosyada mübrez poliçe incelendiğinde; Dava dışı —-03/04/2019 başlangıç tarihli 03/04/2020 bitiş tarihli Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile —— adresindeki akaryakıt servis istasyonu niteliğindeki iş yerinin sigortalı olduğu, poliçe ile “su basması” rizikosunun teminat kapsamında bulunduğu,
—– Büyükşehir Belediye Başkanlığı —— İtfaiye Müdürlüğü’nden celp edilen 18/02/2020 tarihli Yangın Raporu’na göre hasara sebep olan olayın yoldaki şebeke su borusunun patlaması sonucu gerçekleşmiş olduğunun ve hasarın 18/02/2020 tarihinde gerçekleştiğinin anlaşıldığı—— Belediyesi’nden celp edilen işlem dosyasından; 15/05/2018 tarihli Belediye Encümen kararı ile ilgili yer hakkında yıkım kararı verildiği, ilgili yerin tapu kaydı bulunduğu ve 23/09/2011 tescil tarihi ile Kat mülkiyetine çevrildiği, 18/09/2019 tarihli Yapı Kayıt Belgesi bulunduğu görülmüştür.Bu nedenlerle; Davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı işyerinde 18/02/2020 tarihinde su basması nedeniyle hasar meydana geldiği, hasarın meydana geldiği iş yerinin adres ve hasarın meydana geldiği tarih itibariyle davacı nezdinde sigortalı olduğu, sunulu poliçede “su basması” rizikosunun teminat dahilinde olduğu, davalı tarafından her ne kadar ilgili yer hakkında “yıkım kararı” bulunduğu gerekçesi ile itirazda bulunulmuş ise de sunulu bilirkişi raporunun teknik değerlendirme bölümünde; kentsel dönüşüm kapsamında binanın tamamen yıkılmış olması nedeniyle, yerinde teknik inceleme yapılamadığından: Davalı – —— ait ana şebeke borusunun patlaması ile fışkıran basınçlı suların akaryakit istasyonunu’ na ait Market – Zemini ile bodrum katına nasıl doluştuğunun tespitinin mümkün olmadığı, Dava dışı sigortalı işyeri tarafından mutlaka alınması gereken önlemler kapsamında; yola nazaran, Market zemin kotunun uygun bir kotta tutulup tutulmadığı, Bodrum kata sızması muhtemel suların deşarjı için, bodrum katta tahliye çukuru ve pompa sistemi oluşturulup oluşturulmadığı hususlarının; ispata muhtaç bulunduğu, Onaylı ve orijinal projesine aykırı bir şekilde sonradan yapılan, ancak fen ve sanat kuralları ile tekniğine uygun bir şekilde inşa edilmediği değerlendirilen esaslı tadilatların ise su basması gibi dış etkenlere karşı bina güvenliğine zarar vereceği yönünde görüş bildirildiği, bu kapsamda ilgili yerin poliçe başlangıç ve hasar tarihinden önce tapu kaydının bulunduğu ve 2011 yılında kat mülkiyetine geçildiği, 2015 tarihli yıkım kararı bulunmakta ise de 18/09/2019 tarihinde idare tarafından ilgili yere “Yapı Kayıt Belgesi” verilmiş olduğu, Yapı Kayıt Belgesi Tebliği’nde yapı kayıt belgesinin, yapı kullanma izin belgesi gibi yapıyı kullanma hakkı verdiği ve yapıyı ruhsatlı iskanlı bir yapı olarak yasal hale getirdiği, bu halde teknik bilirkişi tarafından tespitinin de ispata muhtaç olduğu bildirilen hususlar yönünden ilgili mevzuata göre yasal yapı kapsamındaki sigortalı yer yönünden teknik bir eksiklik bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği, dosya kapsamında bu yönde dile getirilen savunmaya ilişkin somut bir delil bulunmadığı, Mahkememizce hasara konu emtialar dikkate alınarak ilgili alanlarda uzman bilirkişilerden oluşan heyete dosyanın tevdii edildiği, sunulu raporda hasar tarihindeki gerçek zarar ve miktarı yönünden değerlendirme yapıldığı, sunulu raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, yapılan yargılama ile hasara sebep olan olayın yoldaki şebeke su borusunun patlaması sonucu gerçekleştiği ve olayda davalının kusurlu olduğu, dava dışı sigortalıya 20/04/2020 tarihinde yapılan ödemenin nitelik ve miktar yönünden poliçe kapsamında bulunduğu, yapılan ödeme ile dava dışı sigortalı haklarına halef olduğu anlaşılan davacının kusurlu davalıya rücu yasal koşullarının bulunduğu, ödeme tarihinden 14/09/2020 takip tarihine kadar taleple bağlı olarak hesaplanan yasal faiz miktarının 1.374,95-TL olmakla takip talebiyle uyumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Ayrıca talebin yargılamayı gerektirdiği, rücu talebine konu alacağın likid olmadığı anlaşılmakla icra inkar tazminatı tabinin reddine karar verilmiş, ancak kısa karar 3. Bendi ile icra inkar talebinin reddine karar verilmesi sonrasında sehven “icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde yazım hatası yapılmış olduğu gerekçeli karar yazım aşamasında anlaşılmış ise de kısa karar ile gerekçeli karar hüküm kısmı yönünden uyumsuzluk yaratmaması bakımından hatayı belirtmekle yetinilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının —–. İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA,
3-)Alacak likit olmadığından icra inkâr tazminatı talebinin reddine,
icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 2.549,41-TL harçtan peşin alınan 450,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.098,66‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 518,55-TL harç ve 5.500,00-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 6.018,55-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.