Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/466 E. 2023/601 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/466 Esas
KARAR NO: 2023/601
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/06/2022
KARAR TARİHİ: 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ——— Şti. tarafından, ———- Esas sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan borca itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulması kararı verildiğini, Davalı tarafın ———- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı şirket ile davalı taraf arasında ticari işlerinden kaynaklı olarak mal alım satımı olduğunu, davacı şirket tarafından davalı tarafa et, tavuk vb. ürünlerin teslim edildiğini, teslim edilen bu ürünlerin ücretlerinin davalı tarafından ödenmediğini, davalıya alım satımdan kaynaklı olan bakiye borç miktarının haber verilmiş olduğunu, davalı tarafça söz konusu cari faturaların içeriğine hiç bir zaman itiraz edilmediği gibi herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı şirket tarafından davalıya yapılan tüm ihtarlara rağmen icra dosyasına konu olan meblağın ödenmediğini ve ———Esas sayılı dosya ile icra takibine geçildiğini, davalı tarafça takibi açılan icra dosyasına tamamen kötü niyetli olarak borcunu ödememek adına haksız bir şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; Davacının, yapılan ——— E. Sayılı icra takip dosyasına haksız olarak itiraz edildiğini, takip konusu alacağın et, tavuk vb.ürünlerin teslimi şartına dayandığını iddia ettiğini, davacının bu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının itiraz konusu takip dosyasına dayanak olarak cari hesap kayıtları ile faturaları sunduğunu iddia etse de taraflarına takip dosyası ile bu türden belgelerin tebliğ edilmediğini, takip dosyasına konu edilmeyen belgelerin dava dosyasına konu edilmesine ve itibarla takibin genişletilmesine muvafakatleri bulunmadığını , davacı ile davalı şirket arasında bir dönem ticari ilişkiler kapsamında ticari alım-satım yapılmakla bu alışverişlere dair tüm ödemelerin davacıya nakden/defaten yapıldığını, davacının davalı şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. ———— Esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiştir.6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.6102 sayılı TTK Madde 64- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. 6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin 06/12/2022 tarihli duruşma ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, bilirkişilerin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.Mahkememizce dosya rapor tanzim edilmek üzere SMMM Bilirkişi ———- tevdii edilmiş, tanzim edilen 02/03/2023 tarihli raporda özetle; ”…Davacı Şirketin 34.789,24 TL alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin, Davalı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla, Faturalara dayalı Açık C/H” tan kaynaklanan 35.739,35 TL asıl alacak, Takip tarihi sonrası Dava Tarihi öncesi yapılan ödemler sonrası ise 35.161,35 TL asıl alacak bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edilmekle, Davacı Şirketin işbu davanın dayandığı takipte, takibine devam edebileceği Asıl Alacağının talebi gibi 34.789,24 TL asıl alacak olabileceği…” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekilince rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.Mahkememizin 13/06/2023 tarihli celsesinde; Davalı şirket yetkilisinin özetle “…davacı firma ile ticaretimiz vardı, ödediğimiz faturaları ödenmemiş gibi talep ettiler, ticaretimiz 2-3 yıl içinde oldu, dolar yükselince tahsilata gelmediler, avukata verdik dediler. Yapılandırma yapalım dedim kabul etmediler. Ben davacı vekili ile konuşup anlaşıp davayı çözmek istiyorum kabul eder ise süre verilmesini talep ederim.” şeklinde beyanda bulunduğu, Davacı vekili tarafından ” dosyamız ilerleyen aşamaya gelmiştir ancak karşı tarafın beyanı sebebi ile bir defaya mahsus olmak üzere süre verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmekle taraflara talepleri doğrultusunda beyanda bulunmak üzere gelecek celseye kadar süre verilmiştir.İcra dosyasının incelenmesinden; Davacı tarafından, davalı aleyhine 34.789,24-TL alacak üzerinden icra takibine başlandığı, davalı tarafından borcun tamamına, tüm ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu, huzurdaki davanın yasal süresi içerisinden harçlandırılmak suretiyle 34.789,24-TL üzerinden açıldığı görülmüştür.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından ticari satım ilişkisinden doğan faturaya dayalı cari hesap alacağının konu edildiği icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, davaya cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin sabit olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafından takibe konu borcun bulunmadığı yönünde savunmada bulunulduğu, ön inceleme duruşmasında taraflara 6100 sayılı HMK 222. Madde ihtaratı yapılmak suretiyle 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları sunmak üzere kesin süre verildiği, öninceleme duruşmasına her ne kadar davalı tarafından iştrak edilmemiş ise de duruşma ara kararları davalı tarafa defter inceleme günü olan 09/01/2023 tarihinden önce usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, buna karşın davalı tarafından incelemeye esas ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafa ait ticari defterlerin usulüne uygun şekilde tutulduğu, taraflar arasında 2018 yılı öncesinden süre gelen ve 2021 yılı sonuna kadar yoğun şekilde alım/satıma dayalı ticari ilişki bulunduğu, muhtelif tarih ve tutarlarda e-faturaların düzenlenerek elektronik ortamda davalı şirkete tebliğ edildikleri, yine muhtelif tarih ve tutarlarda davalı tarafından kısmi ödemeler gerçekleştirdiği, ödemelerin fatura borçlarından mahsup edilerek davacı ticari defterlerinde kayıt altına alındıkları, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihinde 35.739,35 TL asıl alacağının bulunduğu, takip tarihinden sonra haricen 578-TL ödeme yapıldığı ve alacak bakiyesinin 35.161,35 -TL olduğunun tespit edildiği, sunulu bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, bu kapsamda yapılan değerlendirme ile her ne kadar davalı tarafından takibe konu borcun bulunmadığı savunulmuş ise de alacağın dayandığı faturaların e-fatura şeklinde tanzim edilerek davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından yasal 8 gün içerisinde fatura içeriklerine yönelik bir itirazda bulunulmadığı, 6100 sayılı HMK 222. Madde ihtarına karşın davalı tarafından ticari defterlerin sunulmadığı, usulüne uygun şekilde tutulduğu anlaşılan ticari defterlerin davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği gibi davalı şirket yetkilisinin 13/06/2023 tarihli celse beyanları da dikkate alındığında davacı yönünden ispat külfetinin yerine getirildiğinin kabul edilmesi gerektiği, yapılan yargılama ile takip ve devamında dava tarihi itibariyle davacının takibe konu asıl alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, dosya kapsamında aksi delil bulunmadığı, faturaya dayalı alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının——— Esas sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 6.956,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 2.376,45-TL harçtan peşin alınan 420,17-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.956,28-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 512,37-TL harç ve 1.647,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 2.159,87‬‬‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde———– Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/09/2023