Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/458 E. 2023/31 K. 13.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/458
KARAR NO: 2023/31
DAVA: 3. ŞAHIS TARAFINDAN AÇILAN MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 27/06/2022
KARAR TARİHİ:13/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——— şirketi tarafından davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış ve işbu dosya davacı yönünden kesinleştiğini, müvekkil/davacının, davalı/alacaklıya karşı herhangi borcu bulunmadığını, davacının işbu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacının kusurlu olduğu yönünde yapılan tespite itiraz ettiğini, davalı/alacaklı tarafından başlatılan takip, her ne kadar davacının itiraz süresini kaçırmış olması nedeniyle davacı yönünden kesinleşmiş olsa da; işbu takip nedeniyle davacının davalıya karşı herhangi borcu bulunmadığını, davalı haksız, dayanaksız ve fahiş miktardaki talepleri ile davacı karşı hukuka aykırı şekilde ilamsız takip yoluna gittiğini,—– tarafından davalıya —- değer kaybı ödemesi yapıldığını, öncelikle talebin kabulü ile davalı —–davacı arasında mevcut ve geçerli bir borç ilişkisinin bulunmadığının tespitine, Mahkemece teminatsız olarak yahut takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmesinin önüne geçilmesine, neticeten kötü niyetle açılan ——- sayılı icra takibinin durdurulmasına ve akabinde husumet yokluğu sebebiyle iptaline, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İhbar Olunan —–cevap dilekçesinde özetle; —- arasında, —–düzenlendiğini,—— maliki ve —- sürücüsü——— maliki olduğu —–plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası sonucunda, —– sigortacısı —– tarafından,—– araçta meydana gelen değer kaybına ilişkin —- ödendiğini, dolayısıyla,——– herhangi bir alacağı kalmadığını, —– bakiye değer kaybı alacağı olduğu düşünülse dahi,—– sigortası olan —- teminat limiti dolmadığından; —- sigortacı olan —— sorumluluğundan bahsedilmesi mümkün olmadığını, —–değer kaybı bedeli talebine ilişkin —– herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, huzurdaki davanın ——-yönünden reddine, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan —– Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ihbar olunan olup 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca taraf olmadığından aleyhe doğrudan hüküm kurulamayacağını, davalı tarafından davalı şirket aleyhine işbu davaya konu talep ile ilgili olarak —— başvurulduğunu, davalının hem ihbar olunan şirket aleyhine komisyona başvurması hem de davacı aleyhine kesinleşen icra takibine devam etmesi mükerrer tahsilata ve sebepsiz zenginleşmeye neden olabilecektir. işbu sebeple dahi davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, öncelikle belirtmek isteriz ki;kabul anlamına gelmemekle birlikte ihbar olunan şirket eksper raporu ile belirlenen miktarda sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında —- değer kaybı tazminatını ——tarihinde davalı şirket vekiline ödediğini, yapılan ödeme ile sorumluluk yerine getirilmiş olup ihbar olunan şirketin ve davacı tarafın bir sorumluluğu bulunmadığını, bununla birlikte ihbar olunan sigorta şirketi sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limitleri dahilinde tazminattan sorumlu olduğunu, teminat limiti ihbar olunan şirket tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile belirlenmediğini, ——- iptal kararı gerekçe gösterilerek başvuran tarafça sunulan raporda belirtilen değer kaybına ilişkin tutarın fahiş olduğunu, değer kaybının uzman bilirkişi marifetiyle—- tarihli ——– belirtilen hususlar doğrultusunda değerlendirilmesini ihbar olunan müvekkil hakkında hüküm kurulmamasına, ihbar olunan şirket hakkında açılan davanın dava şartlığı yokluğundan reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, aksinin kabulü halinde ise sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan ihbar olunan şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Dava, davacı araç sürücüsünün kazaya karışan diğer aracın maliğine karşı açmış olduğu, kusurlu olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespiti, icra takibinin iptali davasıdır.
Davacının tacir araştırmasına ilişkin ilgili müzekkerelerden; davacının ticaret sicil kaydının bulunmadığı, davacının basit usulde mükellef kaydının bulunduğu bildirilmiştir. Gelen cevabi yazılardan davacının tacir olmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç itibariyle; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava olmadığı, gelen cevabi yazılardan davacının tacir olmadığı, her iki tarafı tacir olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin bakacağı davalardan olmadığı, Mahkememizin görevsizliği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya ———- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli —— Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 13/01/2023