Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/427 E. 2023/20 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/427 Esas
KARAR NO: 2023/20
DAVA : Kooperatifin Dağılması İstemli
DAVA TARİHİ : 16/06/2022
KARAR TARİHİ : 11/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatifin Dağılması İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin üyesi olduğu —— ortaklarını sıhhi ve ucuz birer konut sahibi yapmak amacı ile —- tarihinde kurulduğunu, davalı —— Sözleşmesine göre ——— yılında süresi dolmuş olduğundan tasfiye sürecine girmesi gerekirken son 5 yıldır hukuka aykırı olarak varlığını sürdürdüğünü, davalı —- tasfiyesi gerekirken, davalı —– tarafından—- tarihli —— diğer davalı müteahhit ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak üzere —— yetki verildiğini, daha sonra davalı —- davalı müteahhit firma arasında ———— imzalandığını, söz konusu sözleşmenin geçersizliğinin tespiti gerektiğini, davalı —-, ——– olarak kurulduğunu, ——- dolmasına rağmen genel kurulca — tasfiye işlemleri yapılmadığı gibi —- faaliyetlerine devam edeceğine ilişkin herhangi bir karar da alınmadığını, böylece davalı ——-, ——- yıl boyunca hukuksuz olarak faaliyetine devam ettiğini, tasfiye edilmesi gereken —— yapmış olduğu —– de bu sebeple geçersiz olduğunu, müvekkili tarafından ———- numaralı ihbarnamesi ile bu hususun davalı —-bildirildiğini, ihbara verilen cevapta — süresinin —- süreli olduğunu ve —– faaliyete devam etmesi hususunda genel kurulda karar alınmadığının ikrar edildiğini, bu nedenlerle davalı —– tasfiyesini ve hukuka aykırı olarak kurulan——- Sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili——– kurulduğunu ve tüzel kişiliğini hali hazırda sürdürmekte olan bir —–olduğunu, müvekkilinin her yıl düzenli olarak —— ortakları tarafından akıbeti hakkında kararlar alındığını, her ne kadar davacı taraf söz konusu ——–süresinin bittiğini ve bu sebepten tasfiye sürecine girmesi gerektiğini iddia ediyorsa da daha önce kendilerine keşide etmiş oldukları cevabi ihtarnamede de belirttikleri gibi söz konusu ——- tasfiyesini gerektirecek herhangi bir hukuki sebebin bulunmadığını, —– ana sözleşmelerinin —– tescili ile birlikte tüzel kişiliklerini kazandığını, dolayısıyla bir —— hangi hallerde dağılacağı/tasfiye sürecine gireceğinin bu ana sözleşmelerde yer aldığını, bununla birlikte —- ana sözleşmelerinde yer alan maddelerin de ——- en yetkili organı olan ——– değiştirilebileceği hususunun da gözden kaçırılmaması gerektiğini, müvekkilinin hali hazırda —-görevlerini icra etmekte olan ortaklar tarafından son —- yapılabilmesi için —- almış oldukları —-ana sözleşmesine göre müvekkil —- herhangi bir süre ile sınırlandırılmadığının görüldüğünü, müvekkili —- süre ile sınırlandırılmış olsa dahi ———-bugüne kadar istisnasız olarak —– her yıl yapılmaya devam edildiğini, dolayısıyla söz konusu —– süre ile sınırlandırılmış dahi olsa —- her yıl —— katılıyor olmalarının söz konusu ortakların kooperatifin tüzel kişiliğini devam ettirmek istediklerine dair iradelerini ortaya koyduğunu, bununla birlikte kooperatifin —– hususu oylamaya sunulmuş ve söz konusu öneri ——tarafından görevlendirilmiş olan memurların denetimi ve gözetimi altında yapıldığını, bu – yapılabilmesi için gerekli merciilere başvuruların yapılması ve bir takım denetimler akabinde ancak —— uygun bir şekilde toplanabilmesinin mümkün olduğunu, bu gerekçenin bile davacı tarafın söz konusu kooperatifin 5 yıldır tüzel kişiliğini hukuka aykırı olarak devam ettirdiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını ortaya koyduğunu, söz konusu —- ana sözleşmesinde bir süre ile sınırlandırıldığı kabul edilse dahi kooperatiflerin faaliyetlerine devam ediyor oluşunun onu süresiz hale getireceğini, dolayısıyla müvekkili kooperatifin bir süre ile sınırlandırılmış olsa dahi söz konusu süre sonu itibariyle hukuka uygun olarak faaliyetlerine devam ediyor olması hasebiyle süresiz hale geleceğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ———- vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin huzurdaki davada davalı olarak yer almakta olan ——- üzerinde konut inşa etmek maksadı ile ——- imzalandığını, müvekkili şirketin yapmış olduğu gerekli araştırmalar neticesinde söz konusu kooperatifin tüzel kişiliğe haiz olduğu sonucuna ulaşıldığını,——— sisteminde de görüleceği üzere söz konusu kooperatifin aktif olarak görüldüğünü ve herhangi bir tasfiye süreci içerisinde de yer almadığını, bununla birlikte davacı tarafın söz konusu iddialarının hukuken bir geçerliliğinin olmadığını, davacı tarafın söz konusu kooperatifin ana sözleşmesinde süre ile sınırlandırıldığını ve bu sebeple bir süredir hukuka aykırı olarak varlığını sürdürdüğünü dolayısıyla yaptığı iş ve işlemlerin de hükümsüz olduğunu iddia ettiğini, ancak davacı tarafın bu görüşünün kendisi haricinde ——– iradesini yok saymaya yönelik bir tutum olduğunu, her yıl —–usulüne uygun ve —— görevlendirmiş olduğu memur gözetiminde yapıldığnıı ve en son ki genel kurulun da ——– tarihinde yapıldığını, dolayısıyla ortakları tarafından faaliyetlerine devam etme iradesi gösterilen bir —— kaybettiği ve tasfiyesinin gerektiği iddiasının geçerli olmadığını, söz konusu kooperatifin tüzel kişiliğini hukuka uygun olarak sürdürdüğünü, dolayısıyla —— süresinin bittiği ve bu sebeple de tüzel kişiliğini kaybettiğini ve bu durumun da hukuka uygun olarak imza altına alınmış olan sözleşmenin hükümsüzlüğüne sebep olacağı iddiası hukuken mümkün olmadığını, söz konusu sözleşmenin hukuken hak ve fiil ehliyetini kullanma kabiliyetine sahip kişiler arasında şekil şartlarına riayet edilerek imzalandığını, söz konusu kooperatifin —- müvekkili şirket ile bahsi geçen sözleşmeyi imzalayabilmek için —– yetki alındığını, nitekim —— söz konusu —– bunu emrettiğini, bir ——- inşa edeceği yapıları hangi usul ile imal edeceği hususunun genel kurulun devredemeyeceği yetkileri arasında yer aldığını, bu sebeple söz konusu kooperatif ortaklarının en son yapılan —– bu konuyu gündeme aldığı, tartışıldığı ve kooperatif arsası üzerinde yapılacak olan yapıları ——- yapılarak inşa edilmesi hususunun oybirliği ile kabul edildiğini, dolayısıyla ne usulen ne de esasen müvekkili şirket ile davalı —— arasında akdedilmiş olan sözleşmede herhangi bir sakatlık bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalılar arasında imzalanan ——- geçersizliğinin tespitine yöneliktir.
—– tarafından dosyaya gönderilen—–davalı——— incelenmesinde; sermayesinin —-ana sözleşme tarihinin —-, ortağı ve yetkilisinin —- incelenmesinde; sermayesinin —— ana sözleşme tarihi——-, ana sözleşmede kooperatif süresinin —– olarak belirlendiği, ———– olduğu görülmüştür.
———-onaylı bir örneği dosyaya sunulmuştur.
—-maddesinin atfıyla ———-genelgesinin 10.maddesinde faaliyetine devam eden kooperatiflerin süre değişikliğinin; “Ana sözleşmede belirlenen faaliyet süreleri sona ermiş olmasına rağmen zamanında süre uzatımı yapmayan, ancak faaliyetine devam eden kooperatiflerin, faaliyetlerini sürdürdüklerini ve tasfiye işlemlerine başlamadıklarını mahkemece atanmış bilirkişi raporu veya yeminli mali müşavir raporu veyahut serbest muhasebeci mali müşavir raporu ile belgelemeleri halinde süre uzatımına ilişkin ana sözleşme değişiklik talepleri sonuçlandırılır.” şeklindedir.
Genelgenin 10. maddesi kooperatiflerin faal olması halinde süresinin dolmasına rağmen süre uzatımı yapılmasını düzenlemektedir. Davalı kooperatif dosyaya sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere, faal olan, üzerine kayıtlı gayrimenkulleri olan, yönetim kurulu ve genel kurul toplantılarını yapan bir kooperatiftir. Bir konut ——– temel amacı üyelerine konut sağlamaktır. Bu amacın gerçekleşmeyeceği somut bir şekilde ispatlanmadığı gibi kooperatif faal haldedir.
Davacı tarafça davalı kooperatifin süresinin ——- dolması nedeniyle feshinin gerektiği iddiası ile bu davanın açıldığı, dosyada ki belgelerin incelenmesinde davacının davalı —— tarihli genel kurulda yönetim kurul üyesi olarak seçildiği ve akabinde yapılan görev dağılımı ile de yönetim kurulu başkanı olduğu yine —–tarihli genel kurulda yönetim kurul üyesi olarak seçildiği ve akabinde yapılan görev dağılımı ile de yönetim kurulu başkanı olduğu, bu dönemlerde davalı kooperatifin süresinin 30 yıl olduğunun davacı tarafça da bilindiği ya da bilinmesi gerektiği, daha sonra yapılan genel kurulda tekrar seçilmediği, bahsi geçen genel kurullarda yönetici olduğu dönemlerde de ana sözleşmeye göre kooperatifin süresinin bitmiş olmasına rağmen davacının bu hususu gündeme getirmeyip, seçilemediği genel kurul tarihinden sonra işbu davayla,——- süresinin dolması nedeniyle kooperatifin feshini talep etmesi Medeni Kanunun 2. maddesine uygun görülmemiştir.
Türk Medeni Kanunun 2. maddesine göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olup, Anayasa başta olmak üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve T.B.K. hak sahibinin hakkını kullanırken objektif iyi niyet kuralı ile hareket etmesini emretmiş aksi davranışın hukuk düzeni tarafından korunamayacağını belirtmiştir.
Dosyaya sunulan davalı kooperatifin ——- tarihinde yapılan genel kuruluna davacının katıldığı, genel kurulu tutanağında ki davacı şerhi ile sabittir.
Davalı kooperatifin davanın açılmasından sonra—– tarihinde yapılan genel kurul toplantısının 8.maddesinin son bendinde “kooperatif faaliyet süresinin süresiz olarak uzatılması ——— ön izin alınması ve gerekli işlemlerin yapılması için yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verildi” kararı alındığı görülmekte fakat davacı tarafça bu karara muhalif kalındığı ve genel kurulda tutanağa itiraz edildiği ileri sürülmüştür.
Davalı————tarihinde yapılan genel kurulunda da davalı kooperatifin süresiz olması için karar alındığı, kooperatifin halen faaliyette olması ve ayakta olması ile 1163 sayılı yasanın 98. maddesinin atfıyla TTK Madde 529/a düzenlemesi uyarınca ——sayılı genelgesinin 10.maddesi karşısında davalı kooperatifin geçerli bir şekilde faaliyetinin devam ettiği, münfesih sayılmasını gerektirir şartların bulunmadığı, —— tarihinde yapılan genel kurulun usulüne uygun ve alınan kararların geçerli olduğu, bu genel kurulda alınan karar gereği davalılar arasında imzalanan ———– de geçerli sayılması gerektiği ve iptalini gerektirir şartların bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Öte yandan —– karşı kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırılık iddiası ile iptal davası açılabilir. Davalı ———–tarihinde yapılan genel kurul tutanakları incelendiğinde genel kurulun yapılmasında kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırılık saptanmadığı, yapılan genel kurulun usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği ve bu nedenle bu genel kurulda alınan kararların da geçersizliğinin öne sürülemeyeceği anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı tarafından kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazine gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/01/2023