Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/420 Esas
KARAR NO: 2023/662
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/06/2022
KARAR TARİHİ: 17/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkkili olan davacının araç bakım ve onarım işleri ile uğraşan oto servisi olduğunu, davacı tarafından davalıya ait araçların tamir ve bakımının yapıldığını, verilmiş olan hizmete ilişkin olarak yapılan işlerin tüm ayrıntılarıyla yer aldığı e-faturaların düzenlenerek sistem üzerinden davalıya gönderildiğini, davalının cari hesap ilişkisine ilişkin 2021 yılında 2.640,00-TL ve 2.000,00-TL ödemeler yaptığını, cari hesap borcunun 4.000,01-TL kaldığını, alacağın tahsili istemi ile davalı aleyhine ——- İcra Müdürlüğü’nün ——— E. Sayılı dosyasından başlatılan icra takibine hiç bir somut vakıaya dayanmaksızın haksız şekilde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davanın kabulü ile davalı borçlu itirazının asıl alacak yönünden iptali ile icra takibinin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. ——– Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.6102 sayılı TTK Madde 64-(1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. 6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Mahkememizin 08/11/2022 tarihli duruşma ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, SMMM bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiş, verilen kesin süreye rağmen davalı tarafından ticari defter ve kayıtlar sunulmamıştır.Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) bilirkişi ——– tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı Şirketin 4.000,01-TL Asıl Alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin, Davalı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla, Faturalara dayalı Açık C/H” tan Kaynaklana 4.000,01-TL Asıl Alacak Bakiyesinin mevcut bulunduğu,…” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraflara tebliğ edilmiştir.İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından——– Esas sayılı icra dosyasından 4.000,01-TL asıl alacak, 517,65-TL faiz olmak üzere toplam 4.517,66-TL üzerinden cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı görülmüştür.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından davalıya ait araçlara tamir ve bakım hizmeti verildiği, ancak cari hesap borcunun ödenmediği ileri sürülerek icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, davalı tarafından süresi içinde borca itiraz edilerek takibin durduğu, huzurdaki davanın 4.000,01-TL üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.Davalı tarafından usulüne uygun yapıldığı anlaşılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmadığından 6100 sayılı HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr ettiği varsayılmıştır.Yapılan yargılama ile taraflara HMK 222. Madde ihtarı yapılmak suretiyle ticari defter ve kayıtların sunulmasına yönelik ara karar tesis edildiği, ara kararın usulüne uygun tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun şekilde tutulduğu ve lehine delil niteliğinde bulunduğunun bildirildiği, taraflar arasında 2020 yılından itibaren süre gelen ticari ilişki bulunduğu, davacı taraf ticari defter ve kayıtlarında yer alan hesap hareketlerinden davacı şirketçe davalı şirketin muhtelif taşıt araçlarına verilen araç tamir, bakım ve onarım hizmetlerine ilişkin olarak muhtelif tarih ve tutarlarda e-faturaların düzenlendiği ve elektronik ortamda davalı şirkete tebliğ edildiği, yasal süre içinde itiraza uğramadığı anlaşılan faturaların içeriklerinin kesinleştiği, davalı şirketçe adına borç kaydedilen faturalara karşılık kredi kartından olmak üzere makbuz mukabili nakit ve banka aracılığıyla yapılan havalelerden oluşan kısmi tahsilatların gerçekleştirildiği, tahsilatların davalı şirketin fatura borçlarından mahsup edilmek suretiyle davacı ticari defterlerinde kaydedildiği ve davacı şirketin davalı şirketten 4.000,01-TL asıl alacaklı bulunduğu, alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, dosya kapsamında aksi yönde bir delilin bulunmadığı, takip talebinde her ne kadar işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de huzurdaki davanın asıl alacak üzerinden harçlandırılarak açıldığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, faturaya dayalı alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının ——- Esas sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin 4.000-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takipten sonra ticari temerrüd faizi uygulanmasına,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 800,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 273,24-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 192,54-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 172,90-TL harç ve 1.663,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.836,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 17/10/2023