Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/397 E. 2022/818 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/397 Esas
KARAR NO : 2022/818

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan ———-kapsamında davalının müvekkili şirket tarafından kendisine gönderilecek —— —- sağlamayı, müvekkili şirketin ise bu hizmete mukabil sözleşme ile belirlenen ücreti ödemesinin taahhüt edildiğini, her ne kadar bu “——davalı tarafından taahhüt edilmişse de sözleşmenin 2.2. maddesi tahtında düzenlendiği üzere müvekkili şirketin —- isimli firmaya teslim edeceğini, anılan sözleşmede dava dışı 3. kişi firma tarafından ayrıştırılan—– içerisinde yer alan değerli———— ise müvekkili şirkete teslim edileceğinin hüküm altına alındığını, ———- —– işleme tesislerinden biri olduğunu ve———- doğrudan aldığını, bu sebeple müvekkili şirketin davalı ile anlaşmış ve anılan —- görüleceğinin davalı tarafça taahhüt edildiğini, davalının alt yüklenicisi niteliğinde olduğunu ve müvekkili şirkete karşı doğrudan bir yükümlülüğünün bulunmadığını, bu itibarla sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirilememesinden kaynaklanan sorumluluğun davalının üzerinde olduğunu belirterek uyuşmazlığın—– önüne götürüldüğünü,—— sınırları içerisinde icra edilebilmesi adına tenfizinin sağlanmasını dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunun (MÖHUK) 51/2 maddesi uyarınca “Bu kararlar kendisine———mahkemesinden, ———- istenebilir.” şeklinde olduğunu, müvekkilinin ——- —– ile tescil ve ilan edildiğini, dava tarihi olan —- tarihi itibariyle müvekkili şirketin ——– taşındığı, tanıma ve tenfiz davasının MÖHUK 51/2 maddesi——— Mahkemelerinde açılması gerekirken —- açılmış olmasının kanuna aykırı olduğunu belirterek yetki itirazlarının kabulünü, taraflar arasında düzenlenen ————— sözleşmenin davalı şirket yetkilisi tarafından düzenlenmediğini, bu nedenle bu sözleşmenin geçerli olmadığını, bu sözleşme kapsamında tenfizi talep edilen —-olmadığını ve —- özelliğinin bulunmadığını, —— olarak bulunan kişiye vekaleti veren kişinin şirket yetkilisi olmadığını, böyle bir temsil yetkisi verilmesi için de ayrıca şirket esas sözleşmesine göre ———özel karar alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, —- Karanın tenfizi talebinden ibarettir.
Dava, —-sayılı dosyasına açılmış olup,—-sayılı ilamıyla davalı şirketin dava tarihi itibariyle — olduğu, yasa uyarınca —– bulunduğu —–olarak kabul edildiği ve bu durumda yetkili mahkemenin ———– olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş———–sırasına kaydedilmiştir.
Davacı vekili bila tarihli dilekçesi ile davalı şirketin malları üzerine ihtiyati haciz uygulanmasını talep etmiş olup, mahkememizin —– tarihli ara kararı ile davalı şirketin —– borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine %20 teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmuş, davacı vekilinin tedbire, davalı vekilinin ihtiyati hacze————————duruşmasında taleplerin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp edilerek incelenmiş ve dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava,—– tarih ———- tanıma ve tenfizine ilişkindir.
——-konu olay taraflar arasında imzalanan —- tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağa ilişkin özel hukuk uyuşmazlığıdır.
MÖHUK md. 54: “Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir: a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği ——– dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.” şeklindedir.
—— ———– ile Tazminata İlişkin Cezaî Konularda Verilmiş Kararların Tanınması ve Tenfizi;
1.——– her biri, diğer——– verilmiş aşağıdaki kararları, işbu Anlaşmada öngörülen hükümler altında tanıyacak ve tenfiz edecektir.
a. Hukukî konulara ilişkin adlî kararlar,
b.Tazminata ilişkin olarak cezaî konularda verilmiş kararlar.
2. —- sadece işbu— yürürlüğe girmesinden sonra verilen kesinleşmiş adlî kararlar tanınacak ve tenfiz edilecektir.”
36. Maddesi ise; “Kararların Tanınması ve Tenfizi Şartları İşbu Anlaşmanın 35. maddesinde belirtilen kararlar, aşağıdaki şartları olmaları halinde diğer —— tanınır ve tenfiz edilir:
a. Karar verildiği, ——— kanunlarına göre kesinleşmiş ve icra edilebilir olmalıdır.
b. Kararın verildiği — kanunlarına göre, davalı taraf, usulüne uygun surette mahkemeye davet edilmiş olmalıdır,
c. Davanın tarafları iddia ve savunma hakkından mahrum edilmemiş ve usulüne uygun olarak mahkemeye çağrılmış bulunmalı ve kendilerine iddiaların: ileri sürme ve savunmaya imkânsızlıkları halinde temsil edilebilme fırsatı verilmiş olmalıdır,
d.Kararın tanınmasının ve tenfizının talep edildiği —- aynı konuda ve aynı taraflar arasında, daha önceden verilip kesinleşmiş bu mahkeme karan mevcut bulunmamalıdır.
e. Kararın tanınmasının ve tenfizinın talep edildiği —organlarında açılmış aynı taraflara, aynı sebeplere ve aynı konuya dayanan bir dava mevcut bulunmamalıdır.
f. Karar, tanınması ve tenfizi talep edilen —- düzeni ve temel hukuk ilkelerine uygunluk arzetmelidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İç hukukumuzda yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin düzenleme MÖHUK md. 54. Maddede de yapılmış olup bu maddeye göre;
“Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:
a) —– esasına dayanan bir anlaşma yahut—– ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.
b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.
c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.
ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.” gerekmektedir.
MÖHUK m. 54/c maddesinde hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması hali tenfiz şartları içinde sayılmış olup, buna göre, ——– verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi ölçütlere göre uygulandığı değil, —— kararın —- edilmesi halinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekmektedir. Anılan maddede yer alan “Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması” ifadesinden,— mahkeme kararının esasına uygulanan hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenemeyeceği, sadece hükmün tenfizi neticesinde ortaya çıkan hukukî sonuçların kamu düzenine aykırı olması halinde yabancı mahkeme kararının tenfizi isteminin reddedileceği sonucuna varılmalıdır. Esasa uygulanan hukukun Türk Hukukundan farklı bulunması ya da Türk Hukukunun emredici kurallarına aykırı olması gibi nedenlerle ——- tenfiz istemi reddedilemez.
Türk hukukunda 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu’na göre —— kararının ——– koşullarından birisi de m. 50’ye göre —— mahkemece verilen özel hukuka dair kararın kesinleşmiş olmasıdır.
MÖHUK madde 54. hükmü uyarınca —–mütekabiliyet anlaşması başta olmak üzere anılan maddede düzenlenmiş olan —- somut olayda mevcut olup, tanınması-tenfizi talep edilen —– numaralı— mahkeme tarafından verilmiş özel hukuk davasına ilişkin ilam mahiyetinde bir karar olduğu, kararın————- tarafından yapılan —itibariyle kesinleştiği —-tarafından verilen ——- tarafından yapılmış —- dosyaya sunulduğu, bu kapsamda tenfiz için aranan ön şartların gerçekleşmiş olduğu Mahkememizce benimsenmiştir.
Somut olayda kararın konusu ve esası itibariyle ticari ilişki kaynaklı sözleşmesel bir özel hukuk alacağı olduğundan —-aykırı bir durum bulunmazken, incelenmesi gereken durum, usule ilişkin aykırılıkların olup olmaması, diğer bir anlatımla, davalı’nın yargılamada yer almamasının savunma hakkını ihlal etmiş olup olmadığıdır.
Dosya kapsamına göre şirket merkezinin —— —-” olduğu,—- yargılaması boyunca tebligatların davalı şirketin bu adresine usulüne uygun olarak yapıldığı, dava dışı —-yıllığına—-imza yetkilisinin —– gereğince yetki içeriğinin herhangi bir sınırlamaya tabi olmadan — ve eşdeğer para miktarına kadar her konuda ve en geniş şekilde—- şirketi temsil ve ilzama yetkiyi içerdiği, bu kapsamda davalı şirketi dava konusu tahkim yargılamasında savunan vekile ilişkin vekaletnamenin —-tarafından imzalandığı,—- vekaletnameyi düzenleme yetkisine sahip olduğu, davalının tahkim yargılamasında usulüne uygun olarak temsil edildiği görülmektedir.
Öte yandan davaya konu ——- içeriğinde ——– mahkemesinin yargı yetkisine itiraz edilmediği —– şartının ya da tahkim yargılamasına konu taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmediği, tahkimde dile getirilmeyen ve yargılamanın tüm aşamalarında esas yönünden iddia ve savunmalarını yapan davalının tahkim şartının geçersizliği, sözleşmenin geçersizliği, davalı vekiline verilen vekaletnamenin geçersizliği yönündeki itirazlarının tenfiz aşamasında dinlenemeyeceği, kaldı ki bu iddiaların da çelişkili davranış yasağına aykırılık teşkil ettiği ve objektif iyi niyet kurallarına da uygun olmadığı, sonuç olarak taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince— şartlarının geçerli olduğu, davalının usulüne uygun ve geçerli vekaletname ile tahkim yargılamasını takip ettiği, davaya konu—- mahkemesince verilen kararın tenfizine engel bir hususun bulunmadığı ve tenfiz şartlarının mevcut olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın KABULÜ ile,
——– Mahkemesi’nin —- karar ve kesinleşme tarihli, —- kararın MÖHUK 34. Maddesi uyarınca tanınması ve tenfizine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile kalan 21,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisine vekil ile temsil ettirmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan—- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 343,50 TL gider avansı olmak üzere toplam 462,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.