Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/392 E. 2022/415 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/392 Esas
KARAR NO: 2022/415
DAVA: Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/06/2022
KARAR TARİHİ: 20/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı ile davalı şirket arasında, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle oluşan hasar onarım bedeli ve değer kaybı bedelinin tahsiline yönelik olarak —- dosyası ile görülen dava sonunda davanın reddine, davalı sigorta şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —-ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine karar verildiğini, anılan karar uyarınca— tarihinde davalı—- numaralı hesabına —- tutarındaki vekalet ücretinin —- dosyaya ait ihtirazı kayıtlı vekalet ücreti ve yargılama gideri ödemesi” açıklamasıyla ödendiğini, —- tarihinde yapılan ödemeye rağmen davalının —- tarihinde — sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlattığını ve—– sayılı kararı ile hükmedilen —— vekalet ücretini mükerrer olarak talep ettiğini, icra takibinin başlatılmasından önce yapılan ödeme neticesinde davacının davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, ancak yapılan ödemeye rağmen tebliğ edilen icra emri karşısında haciz tehdidi altında kalmamak adına işbu karara konu vekalet ücreti asıl alacağı, işlemiş faizi ve ferileri olmak üzere toplamda —- tarihinde—–olarak icra dosyasına ödenmek zorunda kalındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafından icra baskısı altında davalıya ödenen —— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Mükerrer tahsilat iddiasına dayalı ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş olup, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davacı tarafından —- kararı ile davacı aleyhine takdir edilen vekalet ücreti miktarının davalı vekilinin banka hesabına—- tarihinde ödendiği halde davalı tarafından — tarihinde ——- kararına konu vekalet ücretinin mükerrer şekilde talep edildiği ve haciz tehdidi altında kalmamak adına karara konu vekalet ücreti asıl alacağı, işlemiş faizi ve ferilerinin ödenmek zorunda kalındığını ileri sürerek ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş olup, her ne kadar sigorta sözleşmeleri TTK kapsamında düzenlenmiş ise de huzurdaki uyuşmazlıkta iddianın dile getirilişi itibariyle mükerrer tahsilat iddiasına dayalı ödenen bedelin istirdatı talep edildiği, bu halde uyuşmazlıkta KTK’na ve TTK’ya bağlı kusur ve sorumluluğa yönelik inceleme ve değerlendirme yapılmayacağı, bu hususa yönelik bir iddia ve talep bulunmadığı, açık talep karşısında uyuşmazlığın TBK hükümleri bağlamında incelenmesi gerektiği anlaşılmakla bu halde uyuşmazlıkta Mahkememiz görevli olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 Sayılı HMK m.114/c ve m.115/2 gereği göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görevli Mahkemenin ——- Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK m.21 kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-)6100 Sayılı HMK m.331/2 uyarınca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 20/06/2022