Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/351 E. 2022/328 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/351 Esas
KARAR NO : 2022/328

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ————- haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde itiraz edemediği için dosyaya borçlu olarak taraf kaydı yapılan müvekkil aleyhindeki icra takip işlemlerinin/icra takibinin öncelikle dava neticeleninceye kadar tedbiren durdurulmasını, devamında ise yapılacak yargılama neticesinde müvekkilin borçlu olmadığının tespitini talep ettiklerini, davalı (takip alacaklısı) tarafından —–(takip borçlusu) aleyhine—- tutarındaki alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesiyle beraber icra dosyasından alacağın tahsiline yönelik işlemler gerçekleştirilmeye başlandığını, bu kapsamda dosyanın tarafı olmayan (üçüncü kişi konumundaki) müvekkile de İİK’nun 89ncu maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderildiğini, müvekkile ait — hesabına gönderilen bu ihbarnamelerden, şirket içindeki idari işleyişten— yetkililer haberdar olamadığını, takip alacaklısının talebiyle müvekkil şirketin icra dosyasına “borçlu sıfatıyla” kaydı yapılarak aleyhinde haciz işlemleri uygulanmaya başlandığını, müvekkil şirket söz konusu———— hesaplarındaki —— konulması üzerine haberdar olabildiğini, akabinde icra dosyası incelenerek takip alacaklısı tarafla iletişime geçildiğini, müvekkil şirketin takip borçlusuna herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu kapsamda tüm ticari defter ve kayıtların ibrazına hazır olunduğu bildirildiğini, ancak yapılan bu görüşmelerden olumlu bir netice alınmadığını, müvekkil nezdinde takip borçlusuna teslimi/ödenmesi gerekli herhangi bir hak ve alacağın bulunmadığının tespit edilebilmesi için işbu davanın ikamesi gerektiğini, üçüncü kişi konumunda olup da —- gönderilen haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde cevap veremediği için dosyaya borçlu olarak kaydı yapılan müvekkilin banka hesaplarına——- konulması——— zedelenmesi bir yana, —– ciddi derecede olumsuz etkilenmesine neden olduğunu, müvekkil şirketin ——- faaliyet göstermekte olup——– olmak üzere pek çok—— haklarının sahibi olması dolayısıyla ——- seviyesine sahip olduğunu, bu kapsamda ticari itibar ve faaliyetlerin daha fazla zarar görmemesi adına müvekkil aleyhindeki takip işlemlerinin, —— üzerindeki—–kaldırılacak şekilde huzurdaki dava neticeleninceye dek durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, gerekli görülmesi halinde teminat tutarının yatırılacağını, davalı yana borcu bulunmayan müvekkilin haksız yere haciz tehdidi altında kalması sebebiyle icra takibinin yargılama neticeleninceye dek durdurulması ve uygulanan hacizlerin de kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yapılacak yargılama sonucunda Müvekkilin haklılığı ortaya konulacağından davanın kabulü ile, müvekkilinin davalı yana borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli davalı aleyhine %20 den az olmayacak miktarda tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER
*Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra —– Mahkemesi ile —- hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere—– toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde —– halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), —- Kiralama Kanunu (m.31),— Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması ——- kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, —————ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın — ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de —– hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
—— tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, —- ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken —-davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava, davalı (takip alacaklısı) tarafından ——— firma—- tutarındaki alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın davalı yana borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi hususlarına ilişkindir.
Dava konusu dosya kapsamına göre davalı tarafın tacir olmadığı, uyuşmazlığın temel ilişkiye dayandığı anlaşıldığından, işbu uyuşmazlıkta Mahkememizin görevsizliğini, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu tespit etmek gerekmiştir.
Üçüncü kişinin açacağı ‘Menfi Tespit’ davasında yetkili Mahkemelerin İİK 89/3 gereği takibin yapıldığı ya da üçüncü kişinin ————- bulunduğu yer Mahkemesidir. Görevli Mahkeme ise kural olarak Asliye Hukuk Mahkemeleridir, takibin kambiyo senetlerine dayanması halinde ise görevli Mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.
Sonuç itibariyle;Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya—- ASLİYE HUKUK Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli —-ASLİYE HUKUK Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,
Dair,HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; kararın tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.