Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/347 E. 2023/188 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/347
KARAR NO : 2023/188

DAVA : ALACAK (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı——- ile —— arasında 13.08.2019 tarihinde bir finansman kar ortaklığı sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca —–. 80 Ada, 4 Parselde bulunan arsa üzerinde inşa edilecek olan yapının kat karşılığı inşaat sözleşmesine uygun olarak inşasını üstlenecek, davacının——- ise ilgili inşaatın finansmanını sağlayacağını, sözleşmenin taraflar arasında akdedilmesinden sonra——ve davalı şirket ——- sağlanan finansman karşılığında davacı inşaatın tamamlanmasına müteakip %50 oranında kar payı ödemesi yapacağını, davacının özleşmenin akdedilmesinden sonra davalılara finansman sağlamaya başladığını, sunulan dekontlar ve davalı ——– el yazısı ile not edilmiş olan ödeme listesinden anlaşılacağı üzere davacının sözleşmede üzerine düşen finansman sağlama yükümlülüğünü tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı tarafından ——– gerek banka hesabına transfer yöntemiyle gerekse de elden nakit teslim yöntemiyle bugüne kadar 1.125.000, TL tutarında finansman sağlandığını, davalılar sağlanan bu finansman ile sözleşmede adres bilgileri yazılı olan arsa üzerindeki inşaatı tamamladıklarını, Davalılar davacının finansmana ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmesine karşın kâr payı ödemesi yapılmasına yönelik yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçındıklarını,——-tarafından davacı ——- aralarında akdedilen sözleşme uyarınca ödenmesi gereken miktar 1.875.000,00 TL olmasına karşın yalnızca 800.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeler davacıya banka aracılığıyla—– ve eşi ——-ait hesaplar üzerinden yapıldığını, davacı ile davalılar arasında bulunan ilişki izah edildiği gibi olup davacının 2019 yılından bugüne dek eksik ödemelerin yapılması için davalı—– ile gerek ——uygulaması üzerinden yazışarak gerekse de kendi iş yerinde yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdiğini, davalı ——- ile yapılan görüşmelerde davacı tarafından yapılan ödemelerin miktarları, davacıya olan borcuna ilişkin ikrarları yer aldığını, tüm bu görüşmeler bir neticeye ulaşamadığı davacı tarafından 1.075.000,00 TL tutarında alacak davalılardan tahsil edilemediğini, davacının davalılardan alacağı aralarındaki sözleşmeye göre 30.08.2020 tarihinde muaccel olmasına rağmen halen bakiye borç davacıya ödenmediğini, 10.000 TL alacağın 30.08.2020 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsil olarak alınarak davacıya ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği finansman kâr ortaklığı sözleşmesi tümü ile gerçek dışı olduğunu, belirtilen inşaat işi ile davacının bir ilgisi de bulunmadığını, davacının sözleşme ve sözleşmenin değeri oranında kar istemine ilişkin anlatımları dahilinde, esasen tasfiye amacına yönelik bir anlatımı varit olduğundan dava konusu bölünemez olmakla davacının taşınmaz değeri yarısı ve nihayetinde finans diye aktardığı tutar üzerinden tam dava açması gerekli olup davanın kısmi açılmakla usulden reddi gerektiğini, mesaj içeriklerinin ise finansman sözleşmesi, kar payı vesaire gibi bir kayıt içermediği, alınan bir kısım borcun ödeneceği beyanından öte içerik taşımadığını, bu hali ile davacı yan kendi verdiğini iddia ettiği tutarı bile kanıtlayamamışken, geri ödemesinden yola çıkan anlatımının da bir hukuki kıymeti olmadığı gibi, sözleşmenin varlığına emare olduğunu beyan ettiği mesaj içeriklerinde böyle bir durum olmadığı gibi, belirlenin miktarlar ile bahsedilen ada parselde ki yapı maliyet ve kar marjının örtüşmemesi, o bildirilen tutarla inşaat yaptırıp karın %50 sinin alınacağını iddia etmekte hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.Dava, Sözleşmeden Kaynaklı Alacak davasıdır.Davacının tacir araştırmasına ilişkin ilgili müzekkerelerden; davacının ticaret sicil ve esnaf kaydının bulunmadığı, davacının 2.sınıf tüccarlar maddesinde belirtilen hükümlerle işletme esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir. Gelen cevabi yazılardan davacının tacir olmadığı anlaşılmaktadır.Sonuç itibariyle; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava olmadığı, gelen cevabi yazılardan davacının tacir olmadığı, her iki tarafı tacir olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin bakacağı davalardan olmadığı, Mahkememizin görevsizliği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilmiştir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya —— Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——-Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——-Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.