Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/287 E. 2023/482 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/429
KARAR NO: 2023/477
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ: 17/06/2022
KARAR TARİHİ: 16/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı Vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, davacının davalı Şirkete —— Projesi işleri yaptığını, faturalarını kestiğini, karşılığında davalı şirketten çek aldığını davalı şirketin kalan borcunu ödemediğini, ödenmemesi üzerine —— E:Sayılı dosyası takip başlatıldığını belirterek yapılan itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında borç ilişkisi bulunmadığını, tarafların ticari defterlerine muvafakat etmediklerini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.—— Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): ” Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, tarafların 2020-2021 yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Dava davacı tarafından davalı adına 2021 Eylül döneminde düzenlendiği görülen Kdv Hariç Tutarı 103.770-TL + % 18 Kdv’si 18.678,60 TL olmak üzere TOPLAM : 122.448,60 –TL bedelli e- faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dosya içeriğinde taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, itirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlantılı davalar olup sadece takibe dayanak fatura varsa buna ilişkin inceleme yapıldığı, icra dosyasındaki 122.448,60-TL tutarındaki asıl alacak takip dayanağı, davacı tarafından davalı adına 2021 Eylül döneminde düzenlendiği görülen 17.09.2021 Tarihli —— ——- Açıklamalı – Kdv Hariç Tutarı 103.770-TL + % 18 Kdvsi 18.678,60 TL olmak üzere TOPLAM : 122.448,60 TL bedelli aşağıdaki bir adet e- Faturadan oluştuğu, Makeme tarafından verilen karar gereği davacının ibraz edilen ticari defterlerinin incelenmesinde, davalı ile 2019 yılında başlayan bir ticari ilişkisi olduğu, davalının kısmi ödemeleri olduğu, delil vasfının bulunduğu anlaşılan davacının ticari defterlerinin incelenmesinde, davacının davalıyı tutmuş olduğu ——- ——– Şti cari hesabında takip ettiği, dava ve takip konusu olan davalı adına 2021 Eylül döneminde düzenlendiği görülen 17.09.2021 Tarihli – —– ——- Açıklamalı – Kdv Hariç Tutarı 103.770-TL + % 18 Kdvsi 18.678,60 TL olmak üzere TOPLAM:122.448,60 TL bedelli ticari defterinde alacak olarak kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle davacının bu faturadan alacağının 122.448,60 TL olduğu (TAKİP TALEBİ: 122.448,60-TL) tespit edildiği, Mahkeme tarafından davalıya açıklamalı ve ihtarlı olarak “kendisine verilen sürede ticari defterlerini ibraz etmezse, mahkeme, duruma göre ticari defterlerinin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edilebileceği” şeklinde ihtara rağmen 30/01/2023 günü saat 09.45’de inceleme günü Ticari defterlerini ibraz edilmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunulmadığı, yukarıdaki hükümler çerçevesinde e- fatura mükellefi olan davacı şirket tarafından yine e- fatura mükellefi olan davalı şirkete düzenlenen dava konusu faturanın E-Ticari Fatura senaryosunda düzenlendiği, E-Fatura sistemine gelen faturaları kabul edip veya bu faturaları kabul etmediği söz konusu ise davacı şirkete iade faturası kesebildiği, takip konusu faturalar e- fatura olduğu için e-fatura sistemi üzerinden davalı şirkete ulaştığı, davalı tarafça yasal süresi içerisinde kabul edilmeyip davacıya KABUL, RET veya iade edildiğine dair bir delili bulunmadığı, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin, bir kişi veya kurumdan (KDV hariç) 5.000 TL ve üzerindeki mal veya hizmet alımlarını, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirme yükümlülüğü bulunmadığı, Ba (Bildirim alacak): Mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim için kullanıldığı, Bs (Bildirim satacak): Mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim için kullanıldığı, takibe ve davaya konu faturaların davalının bağlı olduğu ——- müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, uyuşmazlık kapsamında Mahkeme tarafından vergi dairelerinden dosyaya celp edilen, gelen yazı cevabına göre, davalı tarafın vergi dairesine verdiği 2022 Yılı Mal ve Hizmet Alımlarına ilişkin bildirim formu Form BA‟ davacının verdiği mallara karşılık düzenlediği 1 Adet fatura karşılığı KDV Hariç 103.770-TL tutarında mal ve hizmet aldığını bildirdiği yer aldığı, icra dosyasındaki Asıl Alacak takip dayanağı, davacı tarafından davalı adına 2021 Eylül döneminde düzenlendiği görülen 17.09.2021 Tarihli – —– —— Açıklamalı – Kdv Hariç Tutarı 103.770-TL + % 18 Kdvsi 18.678,60 TL olmak üzere TOPLAM : 122.448,60 –TL bedelli aşağıdaki bir adet e- Faturada olduğu, davanın çözümünde oldukça önemli olan 2021 yılına ilişkin BA formlarının incelenmesinde, takip konusu faturanın davalının BA formunda yer aldığı sunulan belgelerden dava konusu 2021 yılı Eylül tarihli ve toplamı KDV hariç 103.770-TL olan bir adet davacı faturasının, davalı tarafça BA formunda vergi dairesine bildirildiği anlaşıldığı, bir satım faturası BA formu ile vergi dairesine bildirilirse malın teslim alındığına karine olduğu, davalının BA formlarında bu faturalar bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirildiğine göre, takibe konu faturalar içeriği malın teslim edildiğinin davalıya teslim edildiği, davalının bildirdiği BA formlarında yer alması nedeniyle ispatlanmadığı, hal böyle olunca ödeme ispatıda davalı tarafa geçtiği, yani alacaklı davacı malın teslimini B Formları belgeleri ile ispat ettiğinden bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçtiği, davalı tarafa borcu olmadığını iddia eden davalı tarafça faturadaki mal ve hizmetin bedelinin davacı tarafa ödendiğine dair davacı tarafından imzası tasdik edilmiş veya da davacı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile yahut…bir makbuz veya yazılı vesika ispat etmesi gerektiği, davalı icra takibine itiraz etmiş ise de, ödeme konusundaki itirazını davacı tarafından tanzim ve imzası tasdik edilmiş veya davacı alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile yahut…bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecbur olup dosya kapsamından davalının dava konusu borçları ödediğine ilişkin herhangi bir ödemesine rastlanılmamış olup ve de takip dönemlerine ilişkin olarak ödemelerini gösterir herhangi bir delilide ibraz edilmiş bulunmadığı, bu duruma göre alacaklı davacı malın teslimini B Formları belgeleri ile ispat ettiğinden bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti kendisine geçen davalı borçlunun ödediğini ispat edemediği dava konusu faturadan kaynaklı davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 122.448,60 TL alacaklı olduğu sonucuna varıldığı, davacı tarafından icra takibinde alacağa takip tarihinden önce 8.280,38 TL işlemiş yasal faiz talep edildiği, icra dosyasında ödeme emrinin tebliğinden önce bir alacağa takip tarihinden önce işlemiş faiz talep edilebilmesi için ödeneceği tarihin kesin olarak belirli olması yada borçlunun takip konusu alacağa ilişkin noter aracılığıyla bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmesi gerektiği, Zira, TBK.Mad.17 gereği, Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla veya borcun ifa edileceği gün sözleşmede açıkça muayyen bir vade ile belirlenmişse, bu günün geçmesiyle borçlu temerrüde düşmüş sayıldığı, dosya muhteviyatı ile borçlunun takip konusu alacağa ilişkin temerrüde düşürüldüğünü gösterir mahiyette bir belge bulunmadığı, bu nedenle ilgili alacak için ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yıllık ticari temerrüt faizi talep edilebileceği, davacının ibraz edilen ticari defterlerinin incelenmesinde, davalı ile 2019 yılında başlayan bir ticari ilişkisi olduğu, davalının kısmi ödemeleri olduğu, delil vasfının bulunduğu anlaşılan davacı ticari defterlerinin incelenmesinde, dava ve takip konusu olan davalı adına 2021 Eylül döneminde düzenlendiği görülen 17.09.2021 Tarihli – —— —— Açıklamalı – Kdv Hariç Tutarı 103.770-TL + % 18 Kdv „si 18.678,60 TL olmak üzere TOPLAM : 122.448,60 –TL bedelli ticari defterinde alacak olarak kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle davacının bu faturadan alacağının 122.448,60-TL olduğu, ( Talep : 122.448,60-TL), davalıya açıklamalı ve ihtarlı olarak “kendisine verilen sürede ticari defterlerini ibraz etmezse, mahkeme, duruma göre ticari defterlerinin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edilebileceği” şeklinde ihtara rağmen 30/01/2023 günü saat 09.45’de inceleme günü Ticari defterlerini ibraz edilmediği, uyuşmazlık kapsamında Mahkeme tarafından ilgili vergi dairelerinden dosyaya celp edilen, gelen yazı cevabına göre, incelenen BA-BS Formlarına göre, dava konusu takip konusu faturanın davalının BA formunda yer aldığıi sunulan belgelerden dava konusu 2021 yılı Eylül tarihli ve toplamı KDV hariç 103.770 TL olan bir adet davacı faturasının, davalı tarafça BA formunda vergi dairesine bildirildiği durumda takibe ve davaya konu faturaların davalının bağlı olduğu —– müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekip, ödeme ispatının davalı tarafa geçtiği, davalı icra takibinde itiraz etmiş ise de, ödeme konusundaki itirazını noterlikçe tanzim ve imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile yahut…bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecbur olup dosya kapsamından davalının dava konusu borçları ödediğine ilişkin herhangi bir ödemesine rastlanılmamış ve de takip dönemlerine ilişkin olarak ödemelerini gösterir herhangi bir delili ibraz edilmemiş olduğu duruma göre, davacı tarafın iddialarını ispat etmiş sayılacağından davacının takip tarihi itibariyle faturadan kaynaklı alacağının 122.448,60 TL olduğu, (Talep:122.448,60 TL) Ödeme emrinin tebliğinden önce dosya muhteviyatı ile borçlunun takip konusu alacağa ilişkin temerrüde düşürüldüğünü gösterir mahiyette bir belge bulunmadığından, takip öncesi dönemde işlemiş faiz borcu bulunmadığı, ödeme emrinin tebliğinden işleyecek faizden sorumlu olduğu bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davanın itirazın iptaline ilişkin olduğu, icra takibinin fatura-cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılmış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmamış olduğu, bu sebeple 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi gereğince davacının ticari defterlerin kendisi lehine delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan 122.448,60-TL fatura-cari hesap alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.İcra takibinden önce dosya muhteviyatı ile borçlunun takip konusu alacağa ilişkin temerrüde düşürüldüğünü gösterir mahiyette bir belge bulunmaması, işlemiş faize ilişkin taraflar arasında uygulanan bir teamül olduğuna dair bilgi ve belge bulunmaması, işlemiş faiz talep edilebilecek nitelikte bir anlaşma olduğuna dair bilgi ve belge bulunmaması, TTK 1530. Maddesindeki fatura alacağına ilişkin hükmün tedarik sözleşmelerinde geçerli olması sebebiyle takip öncesi döneme ilişkin faiz talep edilemeyeceği görülmüştür. Açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Kötü niyet tazminat talebinin, davacının kötü niyetli takip başlattığına dair kanaat oluşturacak nitelikte delil bulunmadığından ve bu yönde kanaat oluşmadığından yerinde olmadığı görülmekle, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2——– Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 122.448,60-TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 122.448,60-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenecek 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 1.236,73-TL’nin davalıdan, 83,27-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 8364,46-TL harçtan peşin alınan 1578,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 6785,57-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 19.367,29 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 8.280,38 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Davacı tarafça yapılan 1.716,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre 1.604,08-TL ve 1.578,89 TL peşin harç toplamı 3.182,97-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
10-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.16/06/2023