Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/27 E. 2023/235 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/27
KARAR NO : 2023/235

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, davalı şirketin davacı
şirketten vinç bakım onarım servis gibi hizmetler aldığını. İşbu hizmetler karşılığında davacı şirket tarafından davalıya 29/12/2020 tarih,—– fatura numaralı, 02/02/2021 tarih,—— fatura numaralı, 09/02/2021 tarih, —–fatura numaralı ve 11/02/2020 tarih, —— fatura numaralı faturalar tanzim edildiğini, davacı şirketin, ekteki cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere davalı şirketten alacaklı konumda olduğunu, bakiye hesabın ödenmesi talebiyle davalı şirket ile defalarca haricen iletişime geçildiğini, ancak davacı şirkete hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine taraflarınca —– Noterliği, 31/10/2021 tarih, ——yevmiye numaralı ihtarname ile davalıya ihtarname keşide edildiğini. İşbu ihtarname usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen taraflarına herhangi bir yanıt verilmediği gibi davacı şirket ile davalı şirket arasındaki cari hesap bakiyesi de kapatılmadığını beyan ederek; Davalının mal kaçırma ihtimali göz önünde bulundurularak malvarlıkları üzerinde tedbir kararı verilmesine, Davamızın kabulü ile ——-Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalının yapmış olduğu itirazda kötü niyetli
olması nedeniyle asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu mail görüntüleri ile davalıya faturaları tebliğ ettiğini iddia etmişse de belirtilen faturalar davalı tebliğ edilmediğini, işbu faturaların gönderilmiş olduğuna dair ekran görüntüleri, bu faturaların davalıya tebliğ edildiğini ispatlamayacağını, söz konusu faturalar davalıya hiç tebliğ edilmediği için bu faturaların davalıya dair bağlayıcı bir etkisi de bulunmadığını, kaldı ki fatura bir e-fatura olarak düzenlenmiş olup bir an için davalıya faturaların tebliğ edildiği kabul edilse bile dijital ortamda gerçekleşen bu gönderim akabinde davalının faturaları kabul ettiğine dair bir kabul beyanı bulunmadığını beyan ederek; davanın reddine, takibin iptaline ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davacı
aleyhine kötü niyet tazminatına, davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—— Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait 2020-2021 yılı ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, tarafların 2020-2021 yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle;Davacı——-tarafından ibraz edilen
2020 ve 2021 yılları defterleri aşağıdaki şekilde incelenmiştir. —–
Davacı şirketin ibraz ettiği 2020 yılı yevmiye defteri ve envanter defteri noter açılış
onamalarının süresinde yaptırılmadığı, kebir defterinin ibraz edilmediği, yevmiye defterinin
noter kapanış onamasının süresinde yaptırılmamış olduğu görüldüğü, davacı şirketin ibraz ettiği 2021 yılı ticari defterlerinin noter açılış onamalarının süresinde yaptırılmadığı, yevmiye defterinin noter kapanış onamasının süresinde yaptırılmış olduğu görüldüğü, davacı tarafın ticari defterlerinin delil mahiyetinde olup, olmadığı Mahkemenin takdirinde olduğu, Mahkeme 21.10.2021 tarihli celsesinde; ‘’Tarafların 2020/2021 yıllarına ait ticari defterlerini inceleme gün ve saatinde mahkememiz kaleminde hazır bulundurmalarına,tarafların yerinde inceleme talepleri var ise 2 haftalık kesin süre içerisinde açıkça bildirmelerine, yerinde incelemenin nerede yapılacağının açıkça bildirilmesine, bu hususta taraflarca iki haftalık süre içerisinde açıklama yapılmasına, ticari defterler inceleme gün ve saatinde hazır edilmez veya 2 hafta içerisinde yerinde incelemede talep edilmezse ticari defterlerin incelenmesinden vazgeçilmiş sayılacağının ihtarına,Ticari defterlerini sunmadığı veya yerinde inceleme talebinde bulunmadığı takdirde 6100sayılı HMK’nın 222/3 maddesi gereğince davacı tarafın defterlerinin davacı lehine delil
olarak kabul edilebileceği hususunun davalı tarafa ihtarına,’’ karar verildiği, Mahkemenin duruşma zaptı, davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafın incelemeye gelmediği ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, takip alacaklısı borcun cari hesap bakiyesinden kaynaklandığını ileri sürerek, takip
borçlusu aleyhine 19.10.2021 ——- Esas sayılı dosyası ile 4.650,00 TL asıl alacağı için takibe geçmiş,Takip borçlusu vekilinin süresi içinde, icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca ve bilcümle ferilerine etmiş ve takip durduğunu, takip alacaklısı bunun üzerine işbu huzurdaki itirazın iptali davasını açtığını, Mahkemenin 21.10.2022 tarihli duruşmasında uyuşmazlığın; tarafların ——-Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hususunda uyuşmazlık içinde bulundukları tespit edildiği, Davacı tarafın ibraz ettiği ticari defterlerine dayalı davalı şirket ile olan 2020 ve 2021
yılları ——- Alıcılar Hesabının dökümü aşağıdaki gibidir.
——-
Yukarıdaki cari hesap tablosunda görüldüğü gibi, taraflar arasındaki ticari ilişkinin
davacının 01.12.2020 tarihli ——no.lu satış faturası ile başladığı, davacının
01.12.020 tarihinden 211.02.2020 tarihine kadar davalı tarafa 4 fatura ile 20.650,00 TL
Tutarlı satış yaptığı, bu süreçte davalı taraftan 2 farklı tarihte 16.000 TL ödeme aldığı ve
19.10.2021 takip tarihi itibariyle davalıdan 4.650,00 TL alacaklı olduğu görüldüğü, bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148-149 ve mükerrer 257’ci
maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak 350 sıra no.lu VUK Genel Tebliği ile bilanço
esasına göre defter tutar mükelleflerin belirli haddi aşan mal ve hizmet alımlarını ‘Mal ve
Hizmet Alımlarına ilişkin bildirim formu (Form BA) ile mal ve hizmet satışlarını ise ‘Mal ve
Hizmet Satışlarına ilişkin bildirim formu (Form BS) ile bildirmeleri hususunda yükümlülük
getirildiğini, Mahkeme 01.02.2022 tarihli tensip zaptında, tarafların 2020 ve 2021 yılı BA-BS
formlarının gönderilmesinin istenilmesi, yönünde karar verildiğini,davacı —— bağlı bulunduğu
——- Vergi Dairesi 11.02.2022 tarihli yazısı ekinde davacının 2020 ve 2021 yılları BA&
BS Formlarını dosyaya gönderdiğini,davalı —— bağlı bulunduğu——– Vergi Dairesi 11.02.2022 tarihli yazısı ekinde davalının 2020 ve 2021 yılları BA& BS Formlarını dosyaya gönderdiğini, davacı şirketin 2020 ve 2021 yılı BS Formları ile davalı şirketin 2020 ve 2021 yılları BA formları aşağıdaki gibi karşılaştırıldığını,Yukarıda tabloda görüldüğü üzere dava ve takibe konu olan cari hesabı oluşturan davacının 4adet KDV hariç 17.500 TL tutarlı faturanın, davalı tarafından BA formu ile bildirimde bulunduğu, tarafların 2020 ve 2021 BA&BS formlarımda uyumsuzluğun bulunmadığı Görüldüğü, Faiz konusunun irdelenmesi;Faiz oranının taraflarca sözleşmede belirlenmediği veya geçersiz sayıldığı durumlarda ise, uygulanacak faiz oranı, TTK m. 1530/7 uyarınca, —–Bankası tarafından her yıl Ocak ayında yapılan ilana göre belirlendiği, faiz oranı, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az %8 fazla olması gerektiği şeklinde olduğu,
davası söz konusu olayda; takip alacaklısı davacı taraf 19.10.2021 tarihli takipte 4.650,00
TL alacağına işlemiş faiz talep etmemi, asıl alacağına takip tarihinden itibaren 1530 maddesi
gereğince faiz yürütülmesini talep ettiği,—— verilerinden 19.10.2021 takip tarihi itibariyle TTK m. 1530/7 uyarınca faiz oranının yıllık %18.25 olduğu görüldüğünden, Mahkeme tarafından kısmen veya tamamen davacı lehine hüküm kurulması halinde, hüküm kurulacak asıl alacak için takip tarihinden itibaren yıllık %18,25 ve değişen oranlarda kademeli olarak TTK 1530’a göre faizi
Yürütülebileceğini, Mahkemenin kabulü halinde; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı yönünden:
Davacı şirketin ibraz ettiği 2020 yılı yevmiye defteri ve envanter defteri noter açılış
onamalarının süresinde yaptırılmadığı, kebir defterinin ibraz edilmediği, yevmiye defterinin
noter kapanış onamasının yaptırılmamış olduğu görüldüğü, davacı şirketin ibraz ettiği 2021 yılı ticari defterlerinin noter açılış onamalarının süresinde yaptırılmadığı, yevmiye defterinin noter kapanış onamasının yaptırılmamış olduğu görüldüğü, davacı tarafın ticari defterlerinin delil mahiyetinde olup, olmadığı Mahkemenin takdirinde olduğu, davalı taraf incelemeye gelmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, davacının davalının takip konusu alacağının olup, olmadığı yönünden: dava ve takip konusu alacağının 4 adet 20.650,00 TL tutarlı faturalarına ilişkin olduğu, davalı tarafından 2020 yılı BA formunda 1 adet KDV dahil 11.800 TL tutarlı faturayı, 2021 BA formunda 3 adet KDV dahil 8.550 TL tutarlı faturayı bildirimde bulunduğu, faturaya konu
malların teslim alındığında dair karine oluşturduğu, dosya kapsamında davalı şirket tarafından
faturaların iade edildiğine veya faturalar içeriği malların teslim alınmadığına ilişkin somut
belgenin bulunmadığı, dava konusu fatura borcunun ödendiğine ilişkin de somut belge
bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının davalından 19.10.2021 takip
tarihi itibariyle 4.650,00 TL alacaklı olduğu, Mahkeme tarafından kısmen veya tamamen davacı lehine hüküm kurulması halinde,hüküm kurulacak asıl alacak için takip tarihinden itibaren yıllık %18,25 ve değişen oranlarda kademeli olarak TTK 1530’a göre faizi yürütülebileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmamış olduğu, bu sebeple 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi gereğince davacının ticari defterlerin kendisi lehine delil niteliğinde olduğu, taraflar arasında 4 adet fatura olduğu, bu 4 adet faturanın BA-BS formlarında her iki taraftada kayıtlı olduğu, davalının cevap dilekçesi ile faturaların kendisine tebliğ edilmediğini beyan ettiği, ancak faturaların kendileri tarafından sisteme işlendiğinin Ba formlarından anlaşıldığı, faturaların bedellerinin ödendiğine ilişkin bilgi ve belge sunulmaması ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 4.650,00 TL asıl alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. İcra takibinde temerrüt faizi talep edilmiş ancak faiz türü belirtilmediğinden yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2——– Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 4.650,00 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 4.650,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 317,64-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 236,94-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.650,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.702,00 TL yargılama gideri ve 80,70 TL peşin harç toplamı 1.782,70 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.