Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/254 E. 2023/137 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/254 Esas
KARAR NO : 2023/137

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 12/04/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; 2016 yılında davacı davacı şirket ile davalı arasında ihale kapsamında üstlendiği —– Hastanesi—-Yapım İşi’nin medikal işlerinin yapımı hususunda anlaşma yapıldığını, bu anlaşma çerçevesinde 15/02/2017 vade tarihli, 30.000-TL bedelli, 15/02/202-17 vade tarihli 45.000-TL bedelli, 31/03/2017 vade tarihli 80.000-Tl bedelli, 30/04/2017 vade tarihli, 88.000-Tl bedelli müşteri çeklerinin avans niteliğinde verildiğini, ihale kapsamında üstlenmiş olduğu işin gecikmeli olarak tarafına teslim edildiğini ve bazı iş kalemlerinde idarece proje değişikliğine gidildiğini, bu süre zarfında müşteri çeklerinin vadelerinin geldiğini ve çeklerin karşılıksız çıkması üzerine davalı tarafça yazdırılarak —– Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, akabinde ihaleyi almış olduğu —–Bölgesi Kamu Hastaneler birliği Genel Sekreterliği ile görüştüğünü, alacaklarının 280.948-TLsinin—–Noterliğinin 04/04/2017 tarih ve —— nolu temliknamesi ile ihale makamının oluru ve onayı dahilinde davalı tarafın henüz edimini yerine getirmeden davalı şirkete birinci sıradan temlik edildiğini, bu tutarın proje revizyonları , iş artışları, işin yapılmış olan ve yapılacak olan kısımlarının toplamı olduğunu, davalı şirket yetkilileri ile beraber hesaplandığını ve yazılmış olan 4 adet çekin toplamından fazla olduğunu, temsil edilen tutarın davalı şirkete ödendiğini, ayrıca 28.000-TL müşteri çeki ile ayrı bir ödeme daha yapıldığını, davalı şirket ile bu iş dışında ne öncesinde ne de sonrasında hiçbir ticaretlerinin olmadığını, davalı şirket yetkililerinin 80.000-TL ve 88.000-TL’lik çekleri tarafına iade ettiklerini ancak davaya konu ücretleri temlik çerçevesinde kendilerine ödenmiş olan 30.000-TL ve 45.000-TL’lik çekleri müşterilerinden veya avukatlarından henüz alamadıklarını söyleyerek teslim etmediklerini, icra takip dosyasında da tahsile yönelik o tarihlerde bir işlem yapmamaları sebebi ile davalı şirketin beyanlarına itibar edilerek beklenildiğini, devam eden süreçte işin tamamlandığını ancak çeklerin teslim edilmediğini, davalı şirket yetkililerine ulaşamadıklarını, davalı tarafın —- İcra Ceza Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyasında 30.000-TL bedelli,15/02/2017 vade tarihli ve 45.000-TL bedelli , 15/02/2017 vade tarihli çeklerin karşılıksız çıkması sebebi ile keşideci olan —– Yetkilisi hakkında ceza davası açıldığını öğrenildikten sonra şirket yetkililerine tekrardan ulaşılmaya çalışıldığını ancak ulaşılamadığını, 01/09/2020 tarihinde resmi e postalarına çekleri haksız yere bulundurduklarını, 7 takvim günü içinde iade etmemeleri halinde cari hesaplarına göre en az 75.051,60-TL alacakları için dava açacaklarının ihtar edildiğini, ancak yanıt alınamadığını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığnı, davalı atrafın haksız yere çekleri elinde bulundurmakla kalmayıp , —-dosyası üzerinden takibe devam ederek, hem de—– İcra Ceza Mahkemesi’nin—– Esas sayılı dosyasında çeklerin keşidecisine dava açtığını, ticari kayıtlara göre bu çek bedellerinin toplamı olan en az 75.000-TL kadar alacaklı olduğunu, davalı tarafın çekleri teslim etmeyerek ve tahsil etmeye çalışarak şirketine zarar vermekte olduğunu, aynı zamanda çekleri çek keşidecisinden tahsil etmesine de engel olduğunu, takibin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek , davanın kabulü ile davalı tarafa borcu olmadığının tespitine, ——- Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin durdurulmasına, bu dava nedeni ile uğramış olduğu zararların yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla davalıdan alınarak tarafına verilmesine, davalı tarafın haksız yere elinde bulundurduğu 30.000-TL bedelli, 15/02/2017 iade tarihli ve 45.000-TL bedelli 15/02/2017 vade tarihli çeklerin tarafına iadesine, davalı tarafın çekleri haksız yere elinde bulundurduğunun tespiti ile durumun ——- Esas sayılı dosyasına bildirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olan davalı şirket ve —– arasında 2016 yılında —– Yapım İşleri yapımı hususunda anlaşma yapıldığını, işbu anlaşma sonucu karşı tarafın 30.000-TL 15.02.2017 vadeli45.000-TL 15.02.2017 vadeli, 80.000-TL 31.03.2017 vadeli,88.000-TL 30.04.2017 vadeli 4 adet çek ile müvekkili olan davalı şirkete teminat vererek işi süresinde bitirmeyi taahhüt ettiğini, yapım işlerinin gereğine uygun ve hiç ifa edilmemesi üzerine vadesi gelmiş olan 30.000-TL Ve 45.000-TL bedelli 2 adet çek bedelinin tahsil amacıyla Müvekkili olan davalı şirket tarafından icra takibi başlatıldığını, başlatılan takip sonrasında söz konusu iki senedin karşılıksız olduğunun ortaya çıktığını,——icra ceza mahkemesine karşılıksız çek şikayetinde bulunulduğunu ve —-.icra ceza mahkemesi —–Sayılı dosyasında sanığın karşılıksız çek şikayeti suçundan çek bedellerince cezalandırılmasına hükmedildiğini, davacı yanın iddialarının gerçeklikten uzak ve mesnetsiz olduğunun ortada olduğunu, savunarak kötüniyetli şekilde ikame edilen huzurdaki davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.Davacı şirket yetkilisi Mahkememize sunmuş olduğu 07/11/2022 tarihli dilekçesi ile özetle; Sağlık Bakanlığı —–Bölgesi Kamu Hastaneler Birliği tarafından en son dosyaya sunulan evraklar içerisinde 250.000 TL ödemenin; 04.04.2017 tarih ve —– numaralı temlikname gereği davalı tarafın hesabına ödendiğini gösteren evrak bulunduğunu, davalı ile sulh görüşmeleri yapıldığını, bu çerçevede davalı tarafça 18/10/2022 tarihinde ——. İcra Ceza Mahkemesi çek ceza davasındaki şikayetin geri çekildiğini, her ne kadar hak kaybına uğramamak adına bilirkişi ücretini yatırmış olsalar da yapmış oldukları sulh görüşmeleri ve çek ceza şikayetinin geri çekilmesi dikkate alınarak ; öncelikle 07.11.2022 tarihinde yapılması kararlaştırılan bilirkişi ticari defter incelemesinin ertelenmesini ve akabinde HMK 123 gereği davanın geri alınması taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.HMK m.123’de : (1) Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/10 md.) Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” hususu hüküm altına alınmıştır.Mahkememizin 10/11/2022 tarihli ara kararı gereği davacı şirket yetkilisi tarafından sunulan dilekçe ile ekleri davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekili UYAP sistemi üzerinden Mahkememize sunmuş olduğu 22/11/2022 tarihli dilekçesi ile özetle davacının davasını geri almasına muvafakat ettiklerini beyan etmiştir.Tüm dosya kapsamından; Menfi tespit istemiyle açılan huzurdaki davada, davacı şirket temsilcisinin 07/11/2022 tarihli dilekçesi ile davayı geri aldıklarını beyan ettiği, imza sirküsünün incelenmesine göre şirketi her hususta münferit imzası ile yetkili olduğu, davayı geri almalarına ilişkin dilekçenin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 22/11/2022 tarihli dilekçe ile geri almaya muvafakat ettiklerini bildirdikleri, 14/02/2023 tarihli celsede davalı vekili tarafından yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığının beyan edildiği, davalı vekilinin dosyada mübrez vekaletnamesinin usulüne uygun olduğunun anlaşılması karşısında 6100 Sayılı HMK m.123 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davacının davasını geri aldığı, geri almaya da davalının muvafakat ettiği anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK m.123 uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 179,90-TL harcın peşin alınan 1.280,82-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.100,92-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığından, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.