Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/250 E. 2023/311 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/250 Esas
KARAR NO: 2023/311 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/04/2022
KARAR TARİHİ: 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket aleyhine, Müvekkil şirkete olan borcunu ödememesi nedeniyle —— Esas sayılı icra dosyası üzerinden ilamsız icra yoluyla takip başlatılmıştır. Borçlu vekili süresi içinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca ve tüm ferilerine itiraz etmiş ve icra takibinin durmasına neden olmuştur. Daha sonra tarafımızca arabuluculuk süreci başlatılmış ve davalı tarafın uzlaşmaz tutumu nedeni ile arabuluculuk süreci de anlaşamama olarak sonuçlanmıştır. Davalı borçlu Firma ile Müvekkil Firma arasındaki ticari ilişki neticesinde Müvekkil Firma tarafından Davalı Firmaya birçok ürün satışı yapılmıştır. Ancak buna rağmen davalı şirket, bu satış işlemleri karşılığında üzerine düşen edimlerini yerine getirmekten kaçınarak oluşan borçlarını Müvekkile ödememiştir. Davalı şirket vekilinin icra takibinde borcun tamamına yönelik yaptığı itiraz kötü niyetlidir. Davalı-Borçlu için tutulan müvekkil firmanın ticari kayıtları incelendiğinde, davalı firmanın müvekkil firmaya 8.839 -TL miktarı kadar bir borcunun olduğu açıkça görülecektir. Bu nedenle davalının itiraz ettiği borç varittir, yapılan itiraz ise haksız olup reddedilmelidir. İtirazın 8.839.- TL.lık kısım yönünden itirazın iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve arabuluculuk taraf vekalet ücreti ile dava vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekiline usulüne uygun tensip zaptı ekli duruşma gününün, davalıya tensip zabtı, dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:Davacı şirket ile müvekkil ——- Moda arasında davacının iddialarının aksine bir sözleşme bulunmamakta ve davacı tarafından müvekkile herhangi bir mal teslim edilmemiş, hizmet verilmemiştir. Davalı müvekkilin davacıya muaccel herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Borcu bulunmadığı halde müvekkil aleyhine açtıkları icra takibi haksız ve hukuka aykırıdır. Faturaya itiraz edilmemesi borcu kabul anlamına gelmemekte, mal teslim edildiğini veya taraflar arasında hizmetin yapılmış olduğunu kabul edildiğini göstermemektedir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında görüleceği üzere faturaya itiraz edilmemiş olması iş yapılmış olduğunun kabulü anlamına gelmemektedir. Davacının haksız ve mesnetten mahrum işbu itirazın iptali davasının reddine .takibe konu alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama gideri ve ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Davalı tarafın defter inceleme gününe katılmadığı ve defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın defterlerini yerinde inceleme talebinde bulunduğu, teknik bilirkişi tarafından rapor düzenlendiği görüldü. Teknik bilirkişi ayrıntılı raporu sonuç kısmında; ” 1) Davacının ticari defter ve kayıtlarının delil vasfı taşıdığı, davalının incelememize katılmadığı, yerinde inceleme talep etmediği ve dava dosyasına da herhangi bir kayıt ve belge ibrazında bulunmadığı, incelemelerin davacı kayıtları ile sınırlı olarak yapıldığı, Davacının davalı adına düzenlediği davacının takibe konu asıl alacağını oluşturan 3 adette toplam 11.339.09 TL bedelli takip dayanağı faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından yapılan 2.500.- TL tutarındaki ödeme sonrası davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında takip dayanağı faturalardan davacının davalıdan 15.12.2021 takip tarihi itibariyle cari hesap ilişkisi içinde 8.839.09 TL alacaklı gözüktüğü, davacı vekilinin de huzurda görülmekte olunan itirazın iptali davasını 8.839.- TL üzerinden açtığının görüldüğü, 2) Takip dayanağı faturaların mal, hizmet ve faturanın aynı anda teslim edilmesi durumunda düzenlenen “İrsaliyeli Fatura” niteliği taşıdığı, 4.169.41 TL ve 1.752.30 TL bedelli takip dayanağı faturaların “Eksiksiz Teslim Alan” bölümlerinde imzanın bulunduğu ve bu faturaların davalının 2019 yılına ait Ba formunda da kayıtlı olduğu görülmekle, 4.169.41 TL ve 1.752.30 TL bedelli takip dayanağı faturaların davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği ve faturalara konu ürünlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiği kanaatine varıldığı,Takip dayanağı 5.417.38 TL bedelli irsaliyeli faturanın ise “Eksiksiz Teslim Alan” bölümünde isim ve imzanın bulunmadığı, bu faturanın davalının Ba formunda da kayıtlı olmadığı görülmekle, 5.417.38 TL bedelli irsaliyeli faturanın davalıya tebliğ edildiği ve fatura konusu ürünlerin davalıya teslim edildiği davacı tarafından usulüne uygun olarak ispatlanamamış olmakla birlikte; takip dayanağı 5.417.38 TL bedelli faturanın davacının delil vasfı bulunan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı olması ve davalının Sayın Mahkeme tarafından ibrazı istenen ticari defterlerini incelemeye ibraz etmemesi, incelemenin davacı ticari defteri ile sınırlı olarak yapılması gözetilerek HMK.’nun 219, 220, 221 ve 222 maddeleri hükümleri kapsamında davacının 5.417.38 TL tutarlı takip dayanağı fatura yönünden de iddiasını ispat etmiş sayılabileceği hususun değerlendirilmesinin münhasıran Yüce Mahkemenizin takdirlerinde bulunduğu, davacının iddiasını ispat etmiş olduğunun kabulü halinde; Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu davacının delil vasfı taşıyan ticari defterinde kayıtlı bulunan takip dayanağı 3 adette toplam 11.339.09 TL bedelli faturadan davalının yaptığı 2.500.- TL tutarındaki ödeme sonrası 15.12.2021 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan cari hesap ilişkisi içinde 8.839.09 TL alacaklı olacağı, davacının 8.839.- TL üzerinden itirazın iptali talebinde bulunduğu, 8.839.- TL üzerinden itirazın iptali, 8.839.- TL üzerinden takibin devamına karar verilmesi hususunun münhasıran Yüce Mahkemenizin takdirlerinde bulunduğu, ” görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir.

Deliller: ——- esas sayılı dosya uyap kayıtları,*Tarafların BA BS formu,*Bilirkişi raporu,*Dosya kapsamı,

İnceleme ve Gerekçesi: Dava; İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.—— esas sayılı icra dosyası uyap kayıtları celp edilerek incelenmiştir.Taraflara ticari defterlerini sunmak üzere ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için yerinde bilirkişi inceleme talebinde bulunduğu, davalı şirketin ticari defterlerini bilirkişiye ibraz etmediği ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.” (2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” (3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” (5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.” (2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır. Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.Somut Olayda davacı ve davalı arasında ticari ilişkin bulunduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları bilirkişi marifetiyle incelettirilerek rapor alınmış, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre davacı şirketin davalı şirketten kaydi 8.839-TL asıl alacaklı olduğu, davalının verilen kesin süre ve ihtara rağmen inceleme gününde ticari defterlerinin sunmaması,davalının ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, her iki tarafın davaya konu faturaların vergi dairelerine alış satış faturası olarak bildirimde bulundukları, inkar edilmemiş faturalar karşısında hizmeti teslim almadığını ispat yükü artık davalı tarafta olması bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının ticari defterlerinin lehine delil kuvvetinin bulunduğu, hizmeti teslim almadığı iddiasını davalının ispat edemediği davacı davasını ispat ettiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının —— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam 8.839,00-TL asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 603,79-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 106,95-TL harçtan mahsubu ile bakiye eksik kalan 496,84-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.847,00- TL yargılama gideri ve davacı tarafından dava açılışta yatırılan 199,15 TL harç toplamının davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.839,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 06/04/2023