Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/244 E. 2022/527 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/244 Esas
KARAR NO:2022/527

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:08/04/2022
KARAR TARİHİ:20/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /TALEP :
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirket yetkililerinde 20/11/2019 tarihinde —adresinde yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullanımı tespit edilmesi üzerine bu durumun—- numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı ile kayıt altına alındığını, davacı şirket yetkililerince 03/01/2020 tarihinde aynı adreste yinelenen kontrollerde kaçak elektrik kullanımı tespit edildiğini ve—- numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı ile kayıt altına alındığını, kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili için—-Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve tüm ferilerine kötü niyetli olarak itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davalınn icra takibine yaptığı haksız itirazının reddine, %20 den az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafça davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Usulsüz elektrik kullanımına dayalı alacak iddiası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
— Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiştir.— yazıları dosya içerisinde mübrezdir.
İcra dosyasının incelenmesinden; Asıl alacak, işlemiş faiz ve KDV olmak üzere toplam 235.865,02-TL üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz dilekçesi sunduğu ve işbu davanın yasal süresi içerisinde 235.865,02-TL üzerinden harçlandırılmak suretiyle açıldığı anlaşılmıştır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş olup, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.Mahkememizin 13/06/2022 tarihli celsesinde davalı asil tarafından halen —işçi olarak çalıştığını– kaydı ya da –odası kaydının bulunmadığını, 2008 yılından 2017 yılının sonuna kadar davaya konu yerde sekreter olarak çalıştığını, işyerinin bababannesi ve babasına ait olduğunu, babaannesinin yaşlı olması nedeni ile abonelik sözleşmesini kendi adına yaptığını, elektrik ödenmediğinden kesildiğini ve 2018 yılından itibaren işletmenin faaliyetinin bulunmadığı yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Somut olayda ; Davacı tarafından, kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, dosya içerisinde mübrez — 26/04/2022 tarihli yazılarında davalının –kaydına rastlanılmadığının bildirildiği, yine dosya içerisinde mübrez —12/05/2022 tarih ve 22/06/2022 tarihli yazılarında davalının herhangi bir mükellefiyet, defter bilgisi kaydına rastlanmadığı, gelir getirici kazanç olmaksızın potansiyel —- mükellefi olduğunun bildirildiği, davaya konu yerin ticarethane olarak gösterilmesine karşın dosya içine alınan müzekkere cevaplarından davalının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlıkta Mahkememiz görevli olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 Sayılı HMK m.114/c ve m.115/2 gereği göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görevli Mahkemenin —Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK m.21 kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-) 6100 Sayılı HMK m.331/2 uyarınca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde— Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.