Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/226 E. 2022/244 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/226 Esas
KARAR NO: 2022/244
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/11/2019
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesi sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Davalı firma tarafından—- dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini ve banka hesaplarına haciz gönderildiğini, davalı tarafından —– bedelli senede istinaden tahsilat yapılmak istense de davalı firmaya herhangi bir borcu bulunmadığını, icra takibine konu senedin kızının akşam lisesinde eğitim görmesi sebebiyle verildiğini, ödeme günü senet bedelinin ödendiğini, firmanın senedi bulamıyoruz diyerek yerine ödemeye ilişkin makbuz verdiklerini, bu sebeple karşı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, ——-arayan vekilden borcun olduğunu öğrendiğini, firmayı aradığında firmanın özür dileyerek yanlış işlem yapıldığını belirttiğini, arayan —- tarafıma göndereceğini lakin göndermeyerek yeniden aleyhinde işlem yaptıklarını,— bulunan para üzerine —– işlediklerini, dava konusu haksız durum sebebiyle maddi ve manevi zarar uğradığını ileri sürerek hakkımda başlatılan icra takibinin durdurulmasını, davalı firmaya herhangi bir borcu olmaması sebebiyle davanın kabulünü talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlu hakkında ——– tarihinde icra takibine geçildiğini, davacı borçlu tarafından icra dosyasına itiraz edilmediğini, daha sonra icra dosyası takipsizlik nedeniyle düşmüş olduğundan —- dosyanın yenilenmesi için talepte bulunulduğunu ve dosyanın yenilenerek —sayısı ile yeni numara alarak davacı borçluya İ.İ.K. 78 Maddesi gereğine yenileme emri gönderildiğini, yenileme emrinin de—- tarihinde davacının bizzat kendisine tebliğ edilerek süresi içinde itiraz edildiğini, Davacının dava dilekçesinde sunmuş olduğu şikayeti tamamen afaki olup somut hiçbir dayanağı bulunmadığını, davacının dosya borcunu —–ödemiş olduğunu iddia etmiş ise de— dikkatlice incelendiğinde davacının müvekkili şirkete daha önceden vermiş olduğu ——-istinaden bu ödemeyi yaptığını, davacının takip dayanığı senet takibe konulduğunu zaten bildiğini, davacının halen icra dosyasına borcu olması nedeniyle dosyanın yenilendiğinden de —- tarihinde haberdar olduğunu ve dosyayı sürüncemede bırakmak amacıyla davayı açmış bulunduğunu, ispat yükünün davacı borçlu üzerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davacının, davalıya borçlu olmadığı istemine dayalı menfi tespit davasıdır.
Davaya konu—- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Alacaklının —- alacak miktarının—– olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 114/1-c maddesinde görev dava şartı olarak gösterilmiş olup, anılan Kanun 115. maddesinde dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5. maddesinde Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi Mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6502 sayılı Kanun’un 3/1 maddesine göre;
k) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade etmektedir.
Aynı Yasanın 73. Maddesi ile bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda davacının, velisi olduğu çocuğunun eğitimi sebebiyle davalı tarafından işletilen eğitim kurumuna kayıt yaptırdığı ve davaya konu senedin eğitim hizmetine ilişkin olarak verildiğinin taraflar arasında sabit olduğu, bu kapsamda davacının tüketici konumunda olduğu ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu, uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı, Mahkememizin uyuşmazlıkta görevli olmayıp, 6502 sayılı Kanun 73. madde uyarınca huzurdaki davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)6100 Sayılı HMK m.114/c ve m.115/2 gereği göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görevli Mahkemenin ——- Tüketici Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK m.21 kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-)6100 Sayılı HMK m.331/2 uyarınca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 12/04/2022