Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/216 E. 2023/245 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/216 Esas
KARAR NO : 2023/245

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin—– tesisinde taşere ettiği işler kapsamında, Bakanlık kabulü için istenilen testlerin yapılması hususunda davacı şirket ile anlaştığını, bu kapsamda ‘ —- ‘ satın aldığını, Ek-1 de ‘Test Raporları’ sunulduğunu, ancak hizmetin tamamlanması ve 31/05/2021 tarihli 66.170,00 TL bedelli fatura düzenlenmesine rağmen faturaya konu alacağın 11.170,00 TL’ sinin 02/07/2021 tarihinde banka aracılığı ile ödendiğini, bakiye 55.000,00 TL’nin ise halen ödenmediğini, davalı şirketin, davacının hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını iddia etmekte ise de; bu iddiasının asılsız olduğunun sunulan mail yazışmalarından da anlaşıldığını, davalı şirketin muhasebe departmanından—— ile yapılan mail yazışmalarında; davalı şirketin muhasebe departmanının fatura taslağının davacıya gönderildiğini, davacının kontrol talebi üzerine de; takibe konu faturanın muhasebe departmanınca onaylandığı ve sisteme yüklenmesine müsaade edildiğinin görüleceğini, Bakiye borcunu ödemeyen davalı şirketin üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirmeyerek taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davrandığını, davacının hizmet borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı borçlu şirketin, borcunu süresinde ödemeyerek temerrüde düştüğünü, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın iptaline, takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen % 18,25 faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle, icra müdürlüğü dosyasına yapmış oldukları itirazlarını tekrar ettiklerini, huzurdaki davanın da yetkisiz Mahkemede açıldığını, yetkili Mahkemenin —— Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının , müvekkili olan davalı şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine, buna rağmen başlatılan takibin haksız ve kötü niyetli olup, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına (toplam alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere) hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—–. İcra Dairesinin —— Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Arabuluculuk son tutanağı dosya içerisindedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu ticari yıllara ilişkin BA-BS formları celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 20/09/2022 tarihli celse ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, SMMM bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiş, celse ara kararı davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) bilirkişi —–tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “… Davacı Şirketin 55.000,00 TL ASIL ve 2.557,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 57.557,50 TL ALACAK TALEBİ üzerinden harçlandırmak suretiyle, İtirazın İptali ve Takibin Devamı istemli olarak Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali Davasında; Davacı Şirketin Davalı Şirketten Ticari Defter Kayıtları itibarıyla, Tek bir Faturanın Bakiyesinden kaynaklanan 55.000.-TL ASIL Alacağının bulunduğu tespit edilmekle, Davacı Şirketçe İtirazın İptali ve Takibin Devamı istemli olarak işbu İtirazın İptali davasına konu edilen 55.000,00 TL ASIL ALACAK Talebinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Davacı Şirketin 2.557,50 TL İşlemiş Faiz Talebinin, yukarıda yer verdiğimiz tespit, hesaplama ve açıklamalarımız muvacehesinde Sayın Mahkemece değerlendirilebileceği…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından —-İcra Müdürlüğü’nün—–Esas sayılı icra dosyasından 55.000-TL fatura bedeli alacak, 2.557,50-TL faiz olmak üzere toplam 57.557,50-TL alacak üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde yetkiye, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın 57.557,50-TL toplam alacak üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.İddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından, davalı şirketin —– tesisinde taşere ettiği işler kapsamında, Bakanlık kabulü için istenilen testlerin yapılması hususunda —— verildiği, bakiye hizmet bedelinin ödenmediği ileri sürülerek icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, davalı tarafından icra müdürlüğüne ve davaya cevap dilekçesi ile Mahkememiz yetkisine itiraz ettiği görülmüştür.
Davacı vekili 04/10/2022 tarihli dilekçesi ile sözleşmeye konu işin mühendislik hizmeti olduğunu, davalı şirkete sahasında akım gerilim trafosu testi, koruma rölesi testi, topraklama testi yapılması yönünde hizmet verildiğini, herhangi bir yapım yahut montaj, bakım veya onarım işi verilmediğini beyan ettiği görülmüştür.
Sunulu yazılı sözleşmede davalı taraf imzası bulunmadığı görülmüş, davalının icra dosyasına itirazı ve davaya cevaplarından sözleşmesel ilişkiyi inkar ettiği anlaşılmıştır.
Yargıtay—-. Hukuk Dairesi —–Sayılı ilamında; “…davalının akdi ilişkiyi inkar etmesi gerekçe gösterilerek yazılı şekilde karar verilmişse de taraflar arasında akdi ilişki bulunup bulunmadığı hususu davacı yanca dayanılan deliller toplanarak yeterince incelenmemiştir. Oysa davacı yan akdi ilişkiyi ispat zımmında tarafların ticari defterlerinin bilirkişi marifetiyle incelenmesini istemiştir. Bu itibarla mahkemece, tarafların ticari defterleri bilirkişi marifetiyle incelenerek, taraflar arasında akdi ilişki bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, bulunduğunun tespiti halinde faturaya dayalı alacak için alacaklının ikametgahında da takip yapılabileceği gözetilerek işin esasına girilmesi aksi takdirse ise takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” belirtilmiştir.
Alıntısı yapılan yüksek mahkeme içtihadı da dikkate alınarak, öninceleme duruşmasında icra müdürlüğünün ve mahkememiz yetkisine yapılan itirazın incelenmesinin eksiklikler giderildikten sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile takibe dayanak faturanın davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu gibi herhangi bir mutabakatsızlık ve çekişmeye sebebiyet vermeyecek şekilde davalı şirket tarafından BA formu ile Vergi Dairesine beyan edilmiş bulunduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin bulunduğu anlaşılmış ve davalının öncelikle icra Müdürlüğünün yetkisine ve devamında Mahkememiz yetkisine itirazı incelenmiştir. Bu kapsamda sunulu sözleşmede her ne kadar yetki anlaşması bulunmakta ise de sözleşmenin davalı taraf imzasını ihtiva etmediği anlaşılmakla dikkate alınmamış, yapılan bilirkişi incelemesi ile taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK md. 10 ve TBK md. 89. dikkate alınarak faturaya dayalı alacak için davacı alacaklının ikametgahında—— takip yapılabileceği gözetilerek önce icra müdürlüğünün yetkisine ve devamında Mahkememiz yetkisine yapılan itirazların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Esas yönden yapılan incelemede ise; taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunduğu, Mahkememizce 6100 sayılı HMK 222. Madde ihtarı ile taraflara ticari defter ve kayıtlarını sunmak üzere kesin süre verildiği, bu husustaki celse ara kararının davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, buna karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, yapılan bilirkişi incelmesi ile davacı taraf ticari defterlerinin usulüne uyun şekilde tutulduğunun ve lehine delil niteliği bulunduğunun anlaşıldığı, takip dayanağı faturanın davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, herhangi bir mutabakatsızlık ve çekişmeye sebebiyet vermeyecek şekilde gerek davacı şirketin BS formu ve gerekse davalı şirketin Ba formu beyanları ile vergi dairesine bildiriminin yapılmış olduğu, takip konusu faturanın davalı tarafından itiraza uğramadığı ve içeriğinin kesinleştiği, davalı şirket tarafından takibe konu faturaya ilişkin banka yoluyla 11.170,00 TL ödeme yapıldığı, alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, davalı tarafından takip konusu faturaya dayalı olarak yapılan kısmi ödeme ve itiraza uğramayan faturanın vergi dairesine bildirilmesi karşısında davalı tarafından faturaya konu hizmetin alındığının kabul edilmesi gerektiği, yargılama ile davacının takip tarihi itibariyle takibe konu asıl alacağı (55.000,00-TL) talep etme hakkı bulunduğu, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delil bulunmadığı, bununla birlikte her ne kadar takip talebinde işlemiş faiz talebi bulunmakta ise de davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosya kapsamında delil bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği, talebin işlemiş faiz yönünden red edildiği, davacının kötü niyetli istemine ilişkin delil bulunmadığı bu kapsamda kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE- KISMEN REDDİNE,
2-)Davalının —–. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı takibe yaptığı itirazın kısmen İPTALİ ile takibin 55.000,00-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ve takip talebindeki talebi aşmamak kaydıyla ticari temerrüt faizi işletilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 11.000,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davanın reddedilen kısmı yönünden kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 3.757,05-TL harçtan peşin alınan 982,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.774,11-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-A)Davanın kabul edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 1.262,00-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-B)Davanın reddedilen edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 58,00‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Davanın red edilen miktarı yönünden; Davalı ekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 2.557,50-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-)Davacı tarafça yatırılan 1.075,14-TL harç ve 1.603,25 TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 2.678,39-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; toplam 2.560,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.