Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/184 E. 2023/41 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/184 Esas
KARAR NO : 2023/41

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2022
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacının —– sahibi olduğunu, — karşılığında —- üzere davalı şirket ile anlaştığını,————–ödemesi yaptığını, buna karşılık davalı şirketin,—davacı şirkete teslim etmediğini ve yapılan tüm taleplere rağmen —- — ödemesini iade etmediğini, bu nedenle, davalı şirket aleyhine —- takibine başlandığını, davalı şirketin takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini, davalı şirketin arabuluculuk ilk toplantısına katılmadığını ileri sürerek davanın kabulüne,—davalı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK m.128/1 kapsamında dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları inkar ettiği varsayılmıştır.
—— Esas sayılı takip dosyası —— sisteminden celp edilmiştir.
———son tutanağı dosya içerisindedir.
6100 sayılı HMK Madde 222/(1)”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve—- fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan —————– yazılı, ———— saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme,—-, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkememizin —- celsesinde 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara——ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi —Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, bilirkişilerin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve —– hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.
Mahkememiz ön inceleme duruşma tutanağı davalı ——- rağmen davalı tarafça uyuşmazlığa konu ticari yıllara ait ticari defter ve kayıtlar sunulmamıştır.
Mahkememizce dosya rapor tanzim edilmek üzere —– edilmiş, tanzim edilen 06/12/2022 tarihli raporda özetle; ”… Davacı——- asıl alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle, İtirazın İptali ve Takibin Devamı istemli olarak Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalı şirketin bilirkişi incelemesine ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı şirketin davalı şirketten ticari defter kayıtları itibarıyla, bedelsiz kaldığı tespit edilen, —- ödeme nedeniyle —–asıl alacağının mevcut bulunduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde mevcut bulunan———— alacağının davalı şirketçe kendilerine iadesi/ödenmesi taleplerinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olacağı…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu davacı vekili ile davalı şirkete tebliğ edilmiş davacı vekilince rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından —— icra dosyasından —– asıl alacak üzerinden davalı aleyhinde takip başlatıldığı, takip talebinde takip dayanağının teslim edilmeyen ürün için ödenen —- olarak gösterildiği, davalı/borçlu tarafından süresi içinde itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın — alacak üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından —- üzere davalı şirketten—-bedelli —— davalı ile anlaşma yaptıklarını ve ——- ödemesi yaptığını, buna karşın ürünlerin teslim edilmediği ileri sürülerek ödenen bedelin davalıdan tahsilinin konu edildiği icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, Mahkememizce taraflara HMK 222. Madde ihtarı yapılmak suretiyle ticari defter ve kayıtların sunulmasına yönelik ara karar tesis edildiği, duruşma ara kararının davalı tarafa—–usulüne uygun tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun ve lehine delil niteliğinin bulunduğunun, davacı ticari defterlerinden 1.593,00-TL alacaklı bulunduğunun kayıtlı olduğunun tespit edildiği, sunulan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, dosyada —–davacının ——–” açıklaması ile davalıya —- olduğunun anlaşıldığı, ——- davacı tarafa ait ticari defter kayıtlarının—- olduğu, davalı tarafından usulüne uygun yapılan tebligata karşın davaya cevap vermediğinden iddiayı inkar ettiğinin tespit edildiği, takip talebinde takip dayanağının teslim edilmeyen ürün için ödenen avans iadesi olarak gösterildiği, satım sözleşmesinde—– edimlerin karşılıklı ve —- ifa edilmesi olduğu, yapılan yargılama ile davacının takibe konu —-olarak ödemiş olmasına karşın davalının teslim yükümlüğünü yerine getirmediği ve ödenen bedel mukabilinde sebepsiz zenginleştiği, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delilin bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının——–Esas sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 318,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- bütçesinden ödenen —- ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 108,81-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 28,11‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan—– uyarınca —-vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan —– harç ve —- bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 1.713,9‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.