Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/167 E. 2022/557 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/167
KARAR NO : 2022/557
DAVA : MENFİ TESPİT (ALIM SATIM)
DAVA TARİHİ: 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı—- tarihinde davalı şirketten çekme belgeli ——–satın aldığını, satıştan önce davalı taraf —– tamamen yenilendiğini,— olduğunu ve iyi durumda olduğunu beyan ettiğini, —–yenilendiğinin belirtilmesine rağmen tescil işleminin yapıldığı tarih olan —— tarihinden tam —-arıza yapıp yolda kaldığını, —– tarafından tutulan tutanaktan sonra araç —— çekici ücreti verildiğini, aracın yolda kalması üzerine araçta meydana gelen arızanın tespiti yaptırıldığını, ayıplı olarak teslim edilen araç hakkında mevcut zararların karşılanması amacıyla——davalıya ihtarname gönderildiğini, gönderilen ihtarname sonucunda ayıplı ve kusurlu olarak devredilen araca ilişkin zararların karşılanması hususunda herhangi bir geri bildirim alınamadığını, bunun üzerine ayıplı ve kusurlu olarak teslim edilen araç için—— araçtaki arızaların tespiti ve muhtemel maliyeti hakkında delil tespiti yaptırıldığını, delil tespiti sonucunda alınan bilirkişi raporunun değerlendirme kısmında aracın motorunda —– ve yapılan incelemeler neticesinde;—– belirtildiğini, bilirkişi, düzenlediği raporunda aracın daha önceden ——- yapıldığının kuvvetle muhtemel olduğunu ve tamir işlemlerinin uygun yapılmaması,—— tam sonuç alınamayabileceğini de eklediğini, aracın daha önceden bir veya birden fazla motor tamir işlemi görmüş olabileceğinden mevcut motorun ıslahının mümkün olmayabileceği ve yeni motorun gereklilik arz edebileceği değerlendirmesinde bulunduğunu, raporun sonuç kısmında: “1- Aracın motor revizyon işlemlerinin standartlara uygun şekilde yapılması durumunda —- Aracın komple motorunun değiştirilmesi durumunda ise —- söylendiğini, rapor da göstermektedir ki aracın motoru söylendiği gibi yenilenmiş ve iyi durumda olmadığını, yenilenmiş bir motorun araçtaki mevcut arızaların, satışından kısa bir süre sonra meydana gelebilecek arızalardan olmadığını, araç davacıya ayıplı ve kusurlu olarak teslim edildiğini, delil tespitinin ardından dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, görüşmelerde ticari alımdan kaynaklı ayıpların giderilmesi, aracın çekici masraflarının karşılanması ve yoksun kalınan karlın ödenmesi talep konusu olmuş fakat gerçekleştirilen toplantılar sonucu herhangi bir anlaşma sağlanamamış olup toplantı anlaşmazlık kaydı düşülerek sona erdirildiğini, davacı———- yaptığını, bahsedilen arıza da bölgeye yapılan sefer esnasında meydana geldiğini, aracın arızalanması davacının ticari işlerine de hale getirdiğini, davacı anlaşmalı olduğu —–teslim edememiş, söz konusu malzemeler elinde kalmış ve işin karşılığı sonucu beklenen menfaat sağlanamadığını, —– sonucu yolda kalması akabinde —–nedeniyle teslimatı sağlanamamış, söz konusu mallar elde kaldığı ve zayi olduğunu, aracın tamir ettirilmesine kadar olan süreç içerisinde işlerinin devamını sağlayabilmek amacıyla araç kiralanmış ve bu durumun davacıya fazladan —oluşturduğunu, davacı delil tespitini yaptırdıktan sonra ticari işlerinin devamlılığını sağlamak amacıyla ayıplı ve arızalı —- için gerekli parçalarını yetkili —- temin ettirerek onarımını sağladığını, aracın tamiri için gerekli parçalar — temin edildiğini, söz konusu parçaların temininin maliyeti —- tuttuğunu, aracın yürür hale getirilebilmesi için gerekli diğer parçalar “gövde, transfer pompası, takım conta masrafları ve işçilik ücreti —-, netice itibariyle dava konusu ayıplı ve kusurlu aracın motorunun toplam onarım maliyeti —- olduğunu, davacı aracın trafikten çekildiği —— günlük sürede araçtan faydalanamadığını, bu sürede nakliye işi için anlaştığı müşterilerine teslimat yapamadığnı, yolda kaldığı gün araçtaki malların zayi olduğunu, bu sürede teslimatları yapabilmek için farklı yerlerden araç temin etmek zorunda kaldığını, davacıya ayıplı olarak teslim edilen araca, motorun yenilenmesi için yaptığı —- davalıdan tahsil edilerek ile davacıya verilmesini, araçtaki arızaların ve tamiri amacıyla sanayi sitesine çekilmesi için yapılan masrafların şimdilik—-olarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini, aracın yolda kalması ——ı sebebiyle uğradığı zararların şimdilik —– olarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle söz konusu davada Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olmadığını, davacı tarafça söz konusu anlaşmazlıkta davacı tarafın ticari işler yaptığından bahsedildiği net olarak belirtilmediğini, davalı şirket olup tacir sıfatına haiz olduğunu, davacı tarafın tacir olup olmadığı ile ilgili bir bilgi mevcut olmayıp bu konuya davacı tarafça açıklık getirilmediği, satış sözleşmesinde satışa konu aracın yeni kullanım amacı hususi olarak belirtildiği, bu sebeplerle davanın görevli mahkemede açılmadığı, hususi kullanım için alınmış olan bu araçtan doğan uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın tacir olduğu ihtimalde, tacir olmanın yükümlülüklerine uygun davranmadığını, satış işleminin her iki tarafının da tacir olması durumunda ticari satıştan söz edilir ve bu durumda ayıplı malın ihbar sürelerinde tacirler bakımından farklılıklar ortaya çıktığını, ayıp ihbarı, alıcının ayıp nedeniyle doğan seçimlik haklarını kullanabilmesi amacıyla yapılması gereken bir bildirim olup—— Maddesinde, teslim sırasında açıkça belli olan ayıplar yönünden ayıbın —- içinde satıcıya bildirilmesi gerektiği düzenlendiğini, düzenlemenin devamında malda açık ayıp söz konusu olmasa bile, malı satım ve teslim alan tacirin— veya incelettirmekle yükümlü olduğu düzenlendiğini, sekiz günlük süre malın alıcı tarafından satım ve teslim alındığı tarih itibariyle başladığını, yasal süre içinde ayıp ihbarının yapılmaması alıcının kanundan doğan seçimlik haklarına başvuramaması sonucu doğurduğunu, davacı taraf tacir olmanın yükümlülüklerine aykırı davranmış olup satışa konu aracı kontrol ettirmemiş ve buna ilişkin bildirimi süresinde içinde yapmadığını, bu nedenlerle davacı tarafın davalıdan herhangi bir hak talep etmesi söz konusu olamayacağını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. ——- göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Dava, satım sözleşmesinden sonra ortaya çıkan gizli ayıp sebebiyle oluşan zararların tazminine ilişkindir.
Davacının tacir araştırmasına ilişkin—– yazılan müzekkerelere yanıt verilmiş olduğu, ilgili müzekkerelerden; davacının —- bulunmadığı, esnaf kaydının bulunmadığı,—- esasına göre defter tutan—- olduğu bildirilmiştir. Gelen cevabi yazılardan davacının tacir olmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç itibariyle; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava olmadığı, gelen cevabi yazılardan davacının tacir olmadığı, her iki tarafı tacir olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin bakacağı davalardan olmadığı, Mahkememizin görevsizliği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya ——-Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——- Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 30/09/2022