Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/140 E. 2023/609 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/140 Esas
KARAR NO: 2023/609
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/03/2022
KARAR TARİHİ: 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, davacının davalıya hammadde satışı yaptığını, cari hesap ekstresi ve bu ekstreye konu faturalar/alacak tahsil edilemeyince davalı aleyhine——— Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle icra takibine haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz ettiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla davanın kabulüne, davalı borçlunun ——— Esas numaralı dosyasına vaki İtirazın iptali ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri, arabuluculuk ücretleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. ———- Esas sayılı icra takip dosyası UYAP sisteminden celp edilmiştir.Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir uyuşmazlığa konu yıllara ilişkin BA-BS formları ilgili vergi dairesinden celp edilmiştir.6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.6102 sayılı TTK Madde 64-(1)Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.” (2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. 6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin 16/01/2023 tarihli duruşma ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, bilirkişilerin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir. Davalı tarafından uyuşmazlığa konu yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmamıştır.Mahkememizce dosya rapor tanzim edilmek üzere SMMM Bilirkişi ———– tevdii edilmiş, tanzim edilen 24/05/2023 tarihli raporda özetle; ”…Davacı Şirketin 2020 Yılı BS formu beyanının, Ticari Defter Kayıtlarıyla uyumlu bir şekilde 5 Adet Belge Karşılığı KDV hariç 114.282,00 TL olarak yapılmış olduğu, buna mukabil davalı şirketin 2020 Yılı BA formu ile sadece Aralık/2020 Dönemini kapsayan 2 Adet Belge Karşılığı KDV Hariç 48.081,00 TL Mal Alım Beyanında bulunduğu, Ancak Vergi Dairesinden dosyaya FORM BA/BS Analizi olarak celp edilmiş olan Beyannamenin hatalı veya eksik beyan olduğu, zira Davacı Şirket 5 Adet Belge Karşılığı 114.282,00 TL Şeklinde BS formu Beyanı vermiş olmasına rağmen, FORM BA/BS Analizinde Karşılık BS Verilmemiş şeklinde bildirim gönderildiği, eksik/hatalı beyana içeren Davalı Şirket 2020 Yılı FORM BA/BS Analizi Bayanına itibar edilemeyeceği, davacı şirketin 2021 Yılı BS FORMU Beyanının Ticari Defter Kayıtlarıyla uyumlu bir şekilde 19 Adet Belge Karşılığı KDV HARİÇ 259.374,00TL olarak yapılmış olduğu, Buna mukabil, Davalı Şirketin 2021 Yılı BA FORMU ile Davacı Şirketle tam bir mutabakat içinde 19 Adet Belge Karşılığı KDV Hariç 259.374,00 TL Mal Alım Beyanında bulunduğu, dolayısıyla Tarafların 2021 Yılı BA/BS FORMU Beyanlarının tam bir mutabakat içerdiği tespit edildiği, Davacı Şirketin, Davalı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla, Faturalara dayalı Açık C/H’ tan kaynaklanan 135.252,15 TL asıl aacak bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edildiği,…” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.İcra dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, davalı aleyhine 135.251,36-TL asıl alacak üzerinden icra takibine başlandığı, davalı tarafından borca ve tüm ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu, huzurdaki davanın yasal süresi içerisinden harçlandırılmak suretiyle 135.251,36-TL üzerinden açıldığı görülmüştür.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından, taraflar arasında hammadde alım satıma ilişkin ticari ilişki bulunduğu, davacının hammadde temin işini eksiksiz olarak tamamladığını ancak davalının hammadde bedelini ödenmediği ileri sürülerek icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, davalı tarafından icra takip dosyasında borca yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür.Usulüne uygun yapılan tebliğe karşın davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığından davayı inkar ettiği varsayılmıştır.Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi heyet raporu ile, davacı taraf ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, davacı şirketin 2021 Yılı Bs formu beyanının Ticari Defter Kayıtlarıyla uyumlu bir şekilde 19 Adet Belge Karşılığı KDV hariç 259.374,00TL olarak yapılmış olduğu, Davalı Şirketin 2021 Yılı BA formu ile Davacı Şirketle tam bir mutabakat içinde 19 Adet Belge Karşılığı KDV Hariç 259.374,00 TL Mal Alım Beyanında bulunduğu, tarafların 2021 Yılı BA/BS formu beyanlarının tam bir mutabakat içerdiğinin tespit edildiği, Davacı Şirketin, Davalı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla, Faturalara dayalı Açık C/H’ tan kaynaklanan 135.252,15 TL asıl alacak bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edildiği, alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği,
Mahkememizce 6100 sayılı HMK 222. Madde ihtarı ile ticari defter ve kayıtları sunmak üzere taraflara kesin süre verildiği, bu husustaki celse ara kararının davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, buna karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, davacı taraf ticari defterlerinin usulüne uyun şekilde tutulduğu ve lehine delil niteliği bulunduğu, icra takibine konu faturaların 2021 keşide tarihli faturalar olup, davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, herhangi bir mutabakatsızlık ve çekişmeye sebebiyet vermeyecek şekilde taraflarca Ba ve Bs formları ile vergi dairesine bildiriminin yapılmış olduğu, davalı tarafından itiraza uğramadığı anlaşılan faturaların içeriğinin kesinleştiği gibi davalı tarafından ilgili vergi dairesine bildirilmesi karşısında faturalara konu malın davalı tarafından teslim alındığının kabul edilmesi gerektiği, yargılama ile davacının takip tarihi itibariyle takibe konu asıl alacağı (135.251,36-TL) talep etme hakkı bulunduğunun anlaşıldığı, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delil bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının ——– Esas sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 27.050,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 9.244,00-TL harçtan peşin alınan 1.633,51-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.610,89‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 21.640,22-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 1.725,71-TL harç ve 1.601,00-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 3.326,71‬‬‬‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin e- duruşma yolu ile yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/10/2023