Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/102 E. 2023/725 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/102
KARAR NO : 2023/725

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili olan davacı ile davalı şirket arasında imzalanan taşıma sözleşmesi gereği davalı firmanın 2015-2016 yıllarında öğrenci servis taşımasını yaptığını, bu taşımada 15/06/2016 tarihi itibari ile 8.660-TL alacağının kaldığını, davalının borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine —– İcra Müdürlüğünün—–esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın iptaline, alacağın %20 sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

:
Davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taşıma sözleşmesinden doğan alacağın konu edildiği icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davanın, 07/11/2019 tarihinde Mahkememizin—-Esas sayılı dava dosyasında açıldığı, Mahkememizin 10/03/2020 Tarih,—–sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği—- Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —–Esas sırasına kaydedildiği ve Sulh Hukuk Mahkemesince karşı görevsizlik kararı verilmesi neticesinde görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın —–Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildiği,
—– Bölge Adliye Mahkemesi 11/01/2022 Tarih——sayılı kararı ile özetle; ” —–Asliye Ticaret Mahkemesinin Yargı Yeri olarak belirlenmesine ” karar verilere dosyanın iade edilmesi üzerine işbu esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.

Davacı Tanığı … Mahkememizin 08/11/2022 tarihli celsede alınan beyanında; ”Ben—–yanında şöfor olarak çalıştım. —– aracını kullanıyordum. Öğretmenleri taşıyordum, —–öğretmenlerini taşıyordum. Bildiğim kadarı ile taraflar arasında alacak verecek ilişkisi vardır. Ancak sonrasında ödeme yapılmadı diye biliyorum. Paralar ödenmedi. Yılını ve tarihin hatırlamıyorum üzerinden uzun zaman geçti, ben şu anda emekliyim. Bilgim görgüm bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.

6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”

(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2017, 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi tarafından tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiş, davalı tarafından yapılan usulüne uygun tebligata rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmamıştır.
Tanzim edilen rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından servis taşıma sözleşmesine dayalı 8.660,00-TL bakiye alacağın bulunduğu ileri sürülerek icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle huzurdaki dava açılmış olup, usulüne uygun tebliğe karşın cevap dilekçesi sunulmadığından davalının tüm iddiaları inkar ettiği varsayılmıştır.
İcra dosyaının incelenmesinden; Davacı tarafından 8.860,00-TL asıl alacak 1.565,12-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.425,12-TL üzerinden davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığı, takip talebinde alacak sebebinin 03/08/2015 düzenlenme tarihli 15/06/2016 faiz başlangıç tarihli 8.860,00-TL tutarindaki personel ve öğrenci taşıma sözleşmesi gereği verilmeyen araç kira bedelleri gösterildiği, davalı tarafından borca, faiz ve fer’ilerine itiraz edilmekle takibin durduğu, davacı tarafından 8.860,00-TL harca esas değer üzerinden süresi içerisinde huzurdaki itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından tanık deliline dayanılmakla Mahkememizin 08/11/2022 tarihli celsesinde tanık beyanları alınmıştır.
Mahkememizce 6100 sayılı HMK 221. Madde ihtarı yapılmak suretiyle taraf ticari defter ve kayıtların incelenmesi hususunda tesis edilen ara karara karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtlar sunulmadığı, SMMM Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda özetle; ”… davacının kaşe ve imzasının fatura kapsamında sunulan hizmetlerin altında yer almasına göre fatura kapsamındaki hizmet bedellerinin peşin olarak tahsil edildiğini gösterdiğini, davacının 2015-2016 dönemi faturalarının kapalı düzenlenmesi, Ticari Defterlerinin İşletme Defteri olması nedeniyle Tahsilat kayıtlarının izlenememesi gözetilerek davacının alacak iddiasının sabit olmadığı,…” belirtildiği, alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsenmiştir.
Yapılan yargılama ile taraflar arasında personel ve öğrenci taşımacılığında kullanılmak üzere servis aracının, araç sürücüsü ve servis personeli ile birlikte hizmet alana sunulması konulu hizmet alım sözleşmesi bulunduğu anlaşılmakla birlikte davacı tarafından her ne kadar takibe konu araç kira bedellerinin ödenmediği ileri sürülmüş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 2015-2016 yılı Eğitim-Öğrenim döneminde yürülükte olup, sözleşmenin 2/2 maddesinde her bir araç için aylık KDV dahil 3.000 TL ödeneceğinin, ödemelerin çalışılan ayı takiben 2. Ayın 25. günü yapılacağı ve her kira ayının sonunda alınan toplam hak edişler kadar KDV dahil fatura keseceğinin düzenlendiği, Mahkememizce HMK 222. Madde ihtarı yapılmak suretiyle re’sen alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafın işletme defteri tuttuğu ve defterinde tahsilat kayıtlarının bulunmadığının bildirildiği, davalı tarafından incelemeye esas ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, davacı tarafından keşide edilen faturaların ticari teamülde bedelinin peşin olarak tahsil edildiğini gösterir şekilde kapalı fatura olarak keşide edildiği, alacağın varlığına yönelik dosya kapsamında somut delil bulunmadığı, davacı tarafından dosyanın tekemmül ettiğinin ve karar verilmesinin talep edildiği, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ayrıca Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesinde; ”Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” şeklinde düzenleme yer almakta olup, davalı şirketin arabuluculuk ilk oturumuna mazeretsiz katılmadığı dosyada mevcut arabuluculuk tutanağından anlaşılmakla her ne kadar davanın esas yönden reddine karar verilmiş ise de anılan düzenleme gereği yapılan yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu tutulmasına yönünde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11,13 maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-)Karar ve ilâm harcı olan 269,85-TL harçtan peşin alınan 99,18-TL harcın mahsubu ile bakiye 170,67-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Davacı tarafça yatırılan 161,48-TL harç ve 2.050-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 2.211,48‬-TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalı tarafından geçerli bir mazeret göstermeksizin Arabuluculuk ilk toplantısına katılmadığı anlaşılmakla davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin e- duruşma yolu ile yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—- Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.