Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/836 E. 2023/414 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/836 Esas
KARAR NO: 2023/414
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2021
KARAR TARİHİ: 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı —— şirketi ile davalı (borçlu) arasında hizmet alımına ilişkin anlaşma neticesinde gerekli hizmetlerin sunularak davalı tarafa fatura edildiğini, faturaların davalı şirket tarafından kabul edildiğini ve vergi dairesine de bildirildiğini, borçlu/davalı tarafından işbu alacak bedelinin ödenmediğini, bu duruma ilişkin —— esas dosyasında icra takibi başlatıldığın, borçlu davalının söz konusu ödeme emrine haksız olarak itiraz ettiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek öncelikle müvekkili olan davacı alacaklının alacağının temini bakımından; borçlu tarafin icra takibine itiraz ederken hiçbir belge sunmaması ve taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisini inkar etmemesi ve borçlunun gerçekte borçlu olduğu faturaları kabul etmiş olması, yargılama sürecinde mal kaçırma ihtimali ve böyle bir durumda ileride verilecek kararın infazının mümkün olmaması göz önüne alınarak davalı şirketin üzerine kayıtlı menkul, gayrimenkul ve araçları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları ve banka hesapları üzerine İİK 257. Maddesi uyarınca, öncelikle teminatsız olarak ancak mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülen teminat ile ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, davalının haksız ve yersiz olarak —— dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek takip talebinde belirtilen faizi ile takibin devamına,%20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederim.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının , müvekkili olan davalı şirket ile organik bağ içerisinde olan —– Derneği arasında akdedilen sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, huzurdaki dava ile hak edişlerini talep eden davacının davalı şirkete hak edişlerinin karşılığı olarak hizmet verdiği ispat etmesinin zorunlu olduğunu , davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini, ——- ve —— sayılı dosyaları üzerinden aynı konuların incelendiğini, davaların reddine karar verildiğini savunarak, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.—— sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiştir.Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin Mahkememizin —— tarihli celsesinde reddine karar verilmiş ve bu hususta ara karar oluşturularak taraflara tebliğ edilmiştir.——- sayılı dosyaları UYAP sisteminden celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. 6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin 10/05/2022 tarihli duruşma ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş yine aynı tarihli duruşma ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2020 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, —– bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) bilirkişi —— tarafından düzenlenen bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; “… Dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Tarafların Usul ve Yasaya uygun tutulmuş birbirlerini teyit eder nitelikteki Ticari Defterlerindeki kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı Şirketçe Davalı Şirket aleyhine 28.588,59 TL Asıl Alacak üzerinden iptali istemiyle ikame edilmiş işbu İtirazın İptali davasında, Davacı Şirketin Takip Tarihi itibarıyla Davalı Şirketten Talebi gibi 28.588,59 TL Alacaklı durumda bulunduğu, Davalı Şirketin Sözleşmenin 5.11 Maddesi Kapsamındaki İtirazlarının Mahkemenin takdirinde olabileceği…” belirtilmiştir.Bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosya içerisinde mübrezdir.İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından ——- sayılı icra dosyasından 28.588,59-TL üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, tüm fer’ilerine ve faize itiraz edilerek takibin durduğu, huzurdaki davanın 28.588,59-TL üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından davalı tarafa verilen hizmet kapsamında faturadan kaynaklanan cari hesap alacağının konu edildiği icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı,Davalı tarafından sunulu cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında; davacıdan 01/01/2020 tarihli sözleşme kapsamında hizmet alındığı ve taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu ve ancak Sözleşme’nin 5.11 maddesi uyarınca davacının personellerinin —– prim borçlarını ödemediğini, —– prim ve vergi vb. kesintilerin ilgili mercilere zamanında ve tam olarak yatırıldığına dair belgelerin davalıya teslim edilmediğini, —— Derneği ile şirketi arasında organik bağ bulunduğunu, davalının —– Derneği ile davacı arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında hizmet aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiği,Sunulu sözleşmde incelendiğinde; —— ile dava dışı —— arasında —— ve —— bulunduğu, sözleşmenin 5.1. maddesinin; “YÜKLENİCİ, İşyeri’nin tescili için, bu Sözleşme’nin konusu ile ilgili kendi nam ve hesabına anahtar teslimi esası ile üstlendiği hizmetlerle sınırlı olmak üzere, bu Sözleşme ve gerekli belgelerle birlikte, ilgili resmi ve özel kurumlara gerekli bildirimlerde bulunacaktır. YÜKLENİCİ, fiilen işe başlamadan önce İşyeri’ni —— ve —— münferiden tescil ettirecek, sicil numarasını ŞİRKET’e yazılı olarak bildirecektir. Bu sözleşme kapsamında YÜKLENİCİ tarafından ifası taahhüt edilen Hizmetler için ilgili resmi ve özel kuruluşlardan gerekli izin ve/veya onayların alınması YÜKLENİCİ’nin sorumluluğunda olup, YÜKLENİCİ’in bu yükümlülüğüne uymamasından, ihmal ve/veya kusurundan kaynaklanacak zarar ve masraflardan YÜKLENİCİ sorumlu olacaktır.” şeklinde düzenlendiği,
İddia, savunma ve taraf vekillerinin duruşmalardaki beyanlarından; davacı tarafından davalıya hizmet verilmiş olduğu hususun taraflar arasında sabit olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı —— ile davacı arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı, bu kapsamda tarafların hak ve yükümlülüklerinin tespiti hususlarına ilişkin olduğu,
İddia ve savunma karşısında davacı tarafından hizmet verildiği hususunun davalı taraf kabulünde olmakla uyuşmazlıkta ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu, bu kapsamda yapılan değerlendirmede davalı tarafından her ne kadar —— Sözleşmesi “ve “Ek Prokollerine” dayanılmış ise de sözleşme tarafının ayrı tüzel kişiliği olduğu anlaşılan dava dışı Spor Klübü olduğu, sözleşme kapsamında 3. Kişi yararına taahhüt şeklinde bir düzenleme bulunmadığı, sözleşmenin nisbiliği prensibi gereği sözleşme hükümlerinin yalnızca sözleşme taraflarını bağladığından davalının tarafı olmadığı sözleşme hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığı, davalı tarafından her ne kadar dava dışı Spor Klübü ile davalı arasında organik bağ bulunduğu savunulmuş ise de dava dışı Spor Klübü’nün ayrı tüzel kişiliği bulunduğu gibi davacı tarafından hizmet bedellerine yönelik faturaların düzenli olarak davalı taraf adına keşide edildiği ve hizmet faturalarının mutabakatsızlığa mahal olmayacak şekilde davalı taraf ticari defterlerinde aynen yer aldığı, hizmet bedellerine yönelik ödemelerin davalı tarafından yapıldığı, taraflar arasında ticari ilişkinin fiilen bu kapsamda gerçekleştiği, bu halde davalı ile dava dışı Spor Klübü arasında organik bağın bulunup bulunmadığı hususunun incelenmesinin somut olay yönünden sonuca etkili görülmediği ve ileri sürülen pasif husumet itirazının hukuken yerinde olmadığı, davalı tarafından çalışan personelin —— vergi kesintilerine yönelik ödemeler nedeniyle mükerrer ödeme tehlikesi bulunduğu iddia edilmiş ise de taraflar arasında hizmet bedellerinin ödenmesi şekline yönelik bir anlaşma bulunmadığı gibi davalı tarafından uyuşmazlıkta usulüne uygun şekilde dile getirilen takas ya da mahsup talebi de bulunulmadığından bu hususta bir inceleme yapılmasının yargılmaya katkı sağlamayacağı, Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile her iki taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun şekilde tutulduğunun ve her iki tarafa ait incelenen ticari defter kayıtları itibarıyla 28.588,59 TL borç/alacak bakiyesinde tarafların mutabık olduklarının tespit edildiği, sunulan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, yapılan yargılama ile davacının takip konusu alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delilin bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının ——- sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 5.718,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 1.952,88-TL harçtan peşin alınan 345,29-TLharcın mahsubu ile bakiye 1.607,59‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 413,09-TL harç ve 1.065,50-TL bilirkişi ücreti posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam1.478,59-TLyargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.30/05/2023