Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/815 E. 2022/859 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/832 Esas
KARAR NO: 2023/51
DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ: 28/12/2021
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı şirket—– ile davalı şirket—– olduğunu, ——- davalı şirketin bayisi olduğunu ve davalı şirketten almış olduğu ürün bedelleri karşısında teminat olarak —- olduğu —– taşınmaz üzerinde ——- bedelli birinci derece ipotek ile —– olduğu —— bölümde kayıtlı —– bedelli ikinci derece ipotek tesis edildiğini, Dava dışı şirket ——–arasındaki ilişki devam ederken, dava dışı şirketin işleri bozulmaya doğru gitmesi, bu nedenle davalı şirketin mal vermemeye başlaması ile dava dışı şirket bayiiliğini sonlandırmaya karar verdiğini, bunun üzerine tarafların arasında işleyen—– anlaştığını ve bu mutabakat gereğince dava dışı şirketin, davalı şirkete toplam—– vererek tarafların bu şekilde alacağını yenilediklerini, yani İpotek teminatının ortadan kaldırılarak yerine senet verilerek alacağın yenilendiğini, bunların —- bedelli senetler olduğunu, bu senetler kullanılarak ——–esas sayılı icra dosyası ile —- mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, bunun yanı sıra——dosyası ile de mükerrer olarak İpoteğin —– başlatıldığını, dava dışı şirket ve müvekkilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı şirketin——–dosyasında itirazın iptali davası açtığını, İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takibin iptali için ——- esas sayılı dosyasında açılan davanın reddedildiğini, ———- davalı şirkete ———— karşılık senetlerin verildiğini, kambiyo senedinin bir ödeme vasıtası olduğunu, senetlerin borca karşılık verildiğini, yani alacağın da bu senetlerle ödendiğinden mal alma karşılığında teminat olarak verilen ipoteğin karşılıksız kaldığını, davalı şirketin bu ipotekleri, verilen ürünlerin karşılığında teminat olarak aldığını, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza ipotek tesis edilirken eş rızası alınmadığını, taşınmaz rehininin bir türü olarak ipoteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 881 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini, TMK kanunu hükümleri incelendiğinde kural olarak ipotek tesisinde eşin rızası aranmadığının görülebileceğini, bu durumun istisnasının TMK 194. maddesinde yer alan aile konutu düzenlemesi olduğunu, ilgili hükme göre eşlerden herhangi biri diğer eşin rızası olmaksızın aile konutu üzerinde ipotek tesis edemeyeceğini, İpotek tesisi için eşin rızasının kanunen aranan bir şart olduğunu, gerek Kanun gerekse ilgili talimatlar bir arada değerlendirildiğinde malik ve borçlu sıfatının birlikte bulunmadığı ipotek tesisinde, taşınmaz maliki eş kefalet ya da herhangi bir kişisel güvenceyle yükümlü kılınıyorsa, işbu ipoteğin tesisi için eşin yazılı rızasının bulunmasının zorunlu olduğunu, eş tarafından verilmesi zorunlu olan rızanın sözleşmenin kurulmasından önce veya en geç sözleşmenin kurulması esnasında verilmesi gerektiğini, aksi takdirde geçersiz ipotek sözleşmesine dayanılarak yapılan tescilin yolsuz olacağını, kanun metninde rıza beyanının şekline ilişkin yazılı olması gerektiğinin belirtildiğini, şekle uygun olmayarak yapılan rıza beyanın da geçerli olmayacağı için yine yolsuz tescil olacağını, davalıya ait aile konutu olan taşınmaz üzerindeki ipotek tesisinde hem borca karşılık kambiyo senedi ile ödenen borcun ortadan kalkması nedeniyle hem de davacı eşi müvekkili ——- yazılı rızası bulunmadığından geçersiz ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı —– müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmeler neticesinde —– davalıya ait —— yetkili bayii olarak faaliyet gösterdiğini, ——— davalıdan aldığı ve alacağı emtia karşılığı oluşan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili şirket lehine dava dilekçesinde bahsi geçen ipoteklerin tesis edildiğini, davacı tarafından açılan bu dava haksız, dayanaksız ve mesnetsiz olduğunu ve müvekkilinin alacağını tahsil etmesini geciktirmek amacı ile ikame edildiğini, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu ve aile konutu olarak kullanılan iş bu taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin eş muvafakati alınmaksızın tapuya tescil edildiği iddia edilmek sureti ile ipoteğin kaldırılmasının talep edildiğini, davacının bu talebinin aile mahkemelerinin görev alanına girdiğini, görevli mahkemenin —— Aile Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davacının TMK 194. Maddeye dayanan talebi ile ilgili görevsizlik kararı verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı —–davalı ——– aile konutu üzerine konulan ipoteğin fekkine yönelikdir.
———- sayılı ilamında “Eşlerden birinin meslekî faaliyeti veya çocukların sağlık veya eğitim durumu sebebiyle ailenin yaşam faaliyeti yılın belirli dönemlerinde farklı konutlarda odaklanıyorsa ailenin yaşam faaliyetinin yoğunlaştığı konut aile konutu sayılmalıdır.” şeklindedir.
Türk Medeni Kanunun 194. Maddesi “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.
” şeklindedir.
Türk Medeni kanunun 194. Maddesi ancak ipotek edilen taşınmazın aile konutu olması halinde eşin rızasının alınması gerektiğini düzenlemektedir.
Davalı olan —–davacının eşi ve dava dışı —– de davaya konu ipoteğin verildiğinde ortaklarından biri olduğu, dava dışı şirket ————arasında ——- düzenlendiği, davalı eşin davalı şirketten aldığı ürün bedelleri karşısında teminat olarak aile konutunu ipotek ettirdiği, davalının ortağı olduğu şirketin işlerinin kötü gitmesi üzerine diğer davalı şirketin mal vermemeye başladığını ve şirketin bayiliğini sonlandırmaya karar verdiğini, cari hesabı kapatmak için dava dışı şirket adına senetler düzenlendiğini, böylece borç ödenmiş olmakla aile konutu üzerindeki ipoteğin ortadan kalktığını, aile konutu üzerindeki şerhin kaldırılması için iş bu davayı açtıkları görülmüştür.
Somut olayda davanın aile konutu üzerine bulunan ipoteğin fekkine yönelik olduğu, davacının, davalı ———- eşi olmaktan başka, ne davalı şirketle ne de davalı eşin ortağı olduğu, dosyada mevcut dava dışı şirket ——– göre dava dışı borçlu şirketle herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı ve bu davayı, davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı ——— adına kayıtlı taşınmazın aile konutu olduğu iddiasıyla bu taşınmaz üzerine tesis edilen ipotek için davacının eş olarak rızasının alınmadığı gerekçesine dayalı olarak davacı tarafça işbu dava açıldığı, davacının tek talebinin aile konutu üzerindeki ipoteğin fekkine dair olduğu, aile konutuna ilişkin taleplerin ise TMK’nun 194. maddesi uyarınca Aile Mahkemelerinin görev alanına girdiği göz önüne alınarak mahkememizin görevsizliğine karar verilmek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın aile konutu üzerinde bulunan ipoteğin fekkine yönelik olduğu, aile konutuna ilişkin taleplerin TMK’nun 194. Maddesi uyarınca Aile Mahkemesinin görevine girdiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine,
2-HMK’nun 114/1-c. Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
3-6100 Sayılı HMK m.21 kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-6100 Sayılı HMK m.331/2 uyarınca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı asil ile davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ————- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18.01.2023