Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/81 E. 2022/81 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/81 Esas
KARAR NO: 2022/81
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/02/2021
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında, ticari iş ilişkisi müvekkilince, davalı firmaya verilen sağlık turizmi hizmeti ile kurulduğu, müvekkili şirketin, davalı borçludan hizmet bedeli alacağı mevcut olduğu, davalı şirketin müvekkiline —-numaralı—- olduğu, davalı borçlu şirketin müvekkilinden
hizmete ilişkin ödemesi gereken toplam bedel —- olduğu, müvekkilinin davalı borçluya karşı icra takibi açmasına rağmen davalıca ödenmediği, davalı borçlu müvekkili tarafından —- konu edilen cari hesap alacağına konu icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiği, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile, davasının kabulü ile davalı borçlunun —–sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile takibin devamına karar verilmesini, asıl alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine, dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere, müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça davaya konu edilen alacağı kabul anlamına gelmemek kaydı ile takip konusu alacak zamanaşımına uğradığı, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı, müvekkili şirket, davacı şirketten takip konusu hizmet/ürün alımı gerçekleştirmediği, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından müvekkili şirket tarafından icra takibine yapılan itirazın haklı ve yerinde olduğu, bu sebeple müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, davacının müvekkili şirket aleyhine haksız ve kötü niyetle icra takibi başlatması sebebiyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, teknik bilirkişiler ayrıntılı raporunda;
a-) Dava, —— kapsamında açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
b-) Davacı ve davalı firma yasal defterleri tarafımızca incelenmiştir. —– göre usulüne uygun olarak tutulduğu, yasal defterlerin açılış noter tasdiklerinin ve yevmiye defterinin zorunlu olan noter kapanış onaylarının yapılmış olduğu görülmüştür. Davalı —– göre usulüne uygun olarak tutulduğu yevmiye defteri
ve defteri kebirin —- yılları—– oluşturulmuş olduğu ve ilgili yıllar envanter defteri açılış noter tasdikinin zamanında yapılmış olduğu görülmüştür. —-açılış beratlarının ise—— tarihinde gecikmiş olarak oluşturulduğu tespit edilmiştir.
Ticari defter ve kayıtların delil kuvveti konusundaki karar —
takdirindedir
c-) Dava konusu —-defterlerinde kayıt altına alınmış olup karşılığının ödenmemiş olduğu konusunda yasal defterler birbirlerini teyit etmektedir. Ancak davalı taraf, söz konusu fatura mahiyetindeki hizmetin davacı tarafından verilmediğini iddia etmektedir. Karar —– aittir.
d-) Davacı firma — tarihli icra takip talebinde — fatura alacağı ve
— işlemiş faiz olmak üzere toplam — talep etmiştir. Rapor içeriğinde hesaplama bölümünde açıkladığımız hususlar ışığında hukuki mülahaza ve karar — aittir.
e-) Davalı taraf zaman aşımı itirazında bunmuştur. Zaman aşımı konusunda karar ——aittir.
f-) Yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri hakkındaki karar —aittir.
Yönündeki kanaatlerimi içeren işbu — müteşekkil raporumu e-imzalı olarak nihai takdiri — ait olmak üzere arz ederim “hususlarında rapor takdim edildiği görüldü.
DELİLLER
—–
-Tarafların —
-Teknik bilirkişi raporu,
-Tarafların ticari defter kayıtları,
İnceleme ve Gerekçesi:
Dava; İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) talebine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti: taraflar arasında yer alan ticari ilişki nedeniyle fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İcra dosyası celp edilmiş ve yapılan incelemede davacı davasını — yıllık dava açma süresinde açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflara ait uyuşmazlık yıllarına ilişkin —- kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davacının alacağının olup olmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin delil olarak dayanıldığı anlaşılmış ve mahkememizce taraflara ticari defterlerini incelemek üzere bilirkişi inceleme yaptırıldığı, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—–Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —-Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı tarafından kesilen faturaların davalının— formlarında bildirdiği, davalının faturayı teslim aldığı,davacının davalı yana kesilen takibe konu hizmet faturasını davalı tarafın—- formlarında bildirdiği, davalının davaya konu faturaya itiraz ettiğin dair delil sunmadığı ayrıca davacıya ödeme yapmadığı, davalının — bildirdiği ve faturayı ticari defterlerine kayıt ettiği ve tebliğ aldığı, itiraz edilmeyen fatura içeriklerinin davalıca kabul edilmiş sayıldığı, davacının davalıdan — işlemiş faiz olmak üzere toplam — alacaklı olduğu anlaşılmakla, davanın KISMEN kabulüne ve takibin devamına karar vermek gerekmiştir. İşlemiş faize ilişkin takip talebindeki fazlaya ilişkin talebin; TTK 1530/4-a maddesi uyarınca temerrüt başlangıç tarihinin — olduğu anlaşılmakla fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu alacak yargılamayı gerektirdiği, likit (belirlenebilir) olmadığı anlaşılmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair talebin reddime karar vermek gerekmiştir ——
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KISMEN KABULÜNE;
-Davalının —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin —-üzerinden işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İcra inkar tazminat şartları oluşmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 2.824,92-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 498,43-TL başvuru harcı ile 650,00-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 1.676,49-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 768,50-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 764,24-TL sini ve davacı tarafça yatırılan başvuru harcı 59,30-TL, peşin harç 498,43-TL, tamamlama harcı 650,00-TL, vekalet harcı 8,50-TL toplam 1.216,23- TL’ nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 6.176,07- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 230,70- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin e duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2022