Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/79 E. 2023/271 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/79
KARAR NO : 2023/271

DAVA : TAZMİNAT (ÖLÜM VE CİSMANİ ZARAR SEBEBİYLE AÇILAN TAZMİNAT)
DAVA TARİHİ : 05/02/2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.10.2016 tarihinde dava dışı —– sevk ve idaresindeki —– plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki ——- plakalı araç arasında meydana gelen kazada davacının daimi süreyle malul kalmış olup bakıma muhtaç hale geldiğini, meydana gelen kaza nedeni ile davacının daimi olarak malul kaldığı hasar dosyasına da sunulan maluliyet raporuları ile sabit olduğunu, kaza tespit tutanağında kazanın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusurundan kaynaklandığı tespit edildiği, davacının meydana gelen kaza nedeniyle bakıma muhtaç olmuş, çeşitli tedavi giderleri yapıldığını, davacının zararının aktüer bilirkişi vasıtasıyla tespitine kadar şimdilik daimi iş göremezliğin tazmini için 5.000,00-TL ve tedavi/bakım giderlerinin tazmini 500,00-TL olmak üzere toplam 5.500,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ederiz talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; —— plakalı kazaya karışan araç davalı şirkete, 20/11/2015-20/11/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere——- numaralı Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluğumun, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, kişi başına sağlık gideri teminatı 302.551,37 TL ile sınırlı olduğunu, poliçe limitini bildirmenin davayı ve iddiaları kabul anlamında olmadığını, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğun poliçe limitiyle sınırlı olup, keza masraf ve vekalet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığını, hasar başvurusundan sonra müvekkil şirket tarafından ödeme yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından, davacı vekilinin hesabına 11/04/2018 tarihinde 7.448,63 tl ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme, kaza tarihi itibariyle karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartlarınca benimsenen Trh-2010 tablosu kullanılarak yapılmış olup, eksik bir ödeme söz konusu olmadığını, tedavi gideri ve bakıcı giderine ilişkin müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından, işbu davanın esastan da reddi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, trafik kazası sonucu maluliyetten kaynaklı tazminat davasıdır.
——alınan kusura ilişkin raporda özetle;Trafik kaza tespit tutanağında olay mahallindeki yolun 6 m genişliğinde bölünmüş yol olduğu, bu yolda zeminin asfalt-kuru, vakitin gece, aydınlatmanın olmadığı, havanın açık, yatay ve düşey güzergahın düz ve eğimli, mahallin meskun ve hız limitinin 50 km/saat olduğu belirtildiği, Çarpma noktası; kavşak müşterek alanında, yolun solunda ve otomobilin seyir istikametine ait yön bölümünde işaretlendiği, çarpışmadan sonra otomobilin son konumunu çarpma noktasının yakın ilerisinde aldığı gösterildiği, davacı sürücü ——22/10/2016 tarihli ifadesinde; “…sol tarafa dönmek için kavşağa geldim. Sola doğru manevra yaparak dönmek istediğim esnada birden sağ tarafımdan plakasını marka ve modelini bilmediğim bir aracın seyir halinde olduğunu fark ettim…” şeklinde beyanda bulunduğu, sürücü ——- 22/10/2016 tarihli ifadesinde; “.—— plaka sayılı araçla yalnız başıma ——Caddesi üzerinden İstasyon istikametine doğru seyir halindeydim.O esnada sol tarafta bulunan kavşakta plakasını, marka ve modelini bilmediğim üstünde sebze-nıeyve yüklü san renkli bir pikap bekliyordu. Ben kavşağa yaklaştığımda birden pikabın sol tarafından plakasını ve ismini sonradan öğrendiğim —– plakalı motorsiklet ve üstündeki sürücüsü —— isimli şahıs birden önüme kontrolsüz bir şekilde çıktı. Ben motorsikleti farkeder etmez firene basmama fırsat olmadan çarptım. Motorsiklet ve sürücüsü yere düştü…” şeklinde beyanda bulunduğu, tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi, sürücü ve tanık ifadeleri, kaza tespit tutanağı ile tüm beyanlar incelendiğinde; kazanın, yukarda ‘’OLAY’’kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup, gerçekleşen bu kazanın oluş şekli, çarpma noktasının konumu ve otomobilin çarpışma sonrası almış olduğu son konum dikkate alındığında mevcutlara göre otomobil sürücüsünün kavşak mahalline hatalı bir şekilde yaklaşarak geçiş yapmak istediğine dair bir bulgu saptanmadığından bu sürücüye kusur atfeden kaza tespit tutanağına iştirak edilmeyerek aşağıdaki kanaate varıldığı, mevcut verilere göre; sürücü —— idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken olay mahalli kavşağa gelip geçiş yapmak istediği sırada meydana gelen olayda; atfı kabil kusuru bulunmadığı, davacı sürücü —–, idaresindeki motosiklet ile olay mahalli kavşakta dönüş yapmak üzere manevra yapmadan evvel görüş alanını kontrol altında bulundurması ve bu kavşaktaki trafik durumunu da dikkate alarak ilk geçiş hakkını karşı yönden gelip kavşak müşterek alanına yaklaşmış olan otomobile vermesi gerekirken anılan bu hususa riayet etmeksizin hatalı ve kontrolsüz bir şekilde kavşak müşterek alanına girip dönüş yapmak istediği sırada meydana gelen olayda; asli kusurlu bulunduğu, sürücü —— kusursuz olduğu, davacı sürücü ——%100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Maluliyet hususunda —– Başkanlığından alınan raporda özetle; Davacının 22/10/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle meydana gelen arızaların tıbbi iyileşme süresinin 90 güne kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği, kaza tarihi (22/10/2016) takip eden ilk 30 gün başka birinin sürekli bakımına muhtaç sayılacağı, şahısta sürekli iş göremezlik halinin bulunduğu, sürekli iş göremezlik oranının %11,2 olduğu bildirilmiştir.Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; —– kusura ilişkin rapor alınmış olduğu, davaya konu trafik kazasında, sürücü—–, idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken olay mahalli kavşağa gelip geçiş yapmak istediği sırada meydana gelen olayda; atfı kabil kusuru bulunmadığı, davacı sürücü ——- idaresindeki motosiklet ile olay mahalli kavşakta dönüş yapmak üzere manevra yapmadan evvel görüş alanını kontrol altında bulundurması ve bu kavşaktaki trafik durumunu da dikkate alarak ilk geçiş hakkını karşı yönden gelip kavşak müşterek alanına yaklaşmış olan otomobile vermesi gerekirken anılan bu hususa riayet etmeksizin hatalı ve kontrolsüz bir şekilde kavşak müşterek alanına girip dönüş yapmak istediği sırada meydana gelen olayda; asli kusurlu bulunduğu, sürücü ——, kusursuz olduğu, davacı sürücü——%100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, tespit edilmiş olup, usul ve yasaya uygun —–İhtisas Dairesi raporu hükme esas alınmıştır. Davacının %100 kusurlu olması, davalı sigortanın sigortalısı sürücünün kusursuz olması sebebiyle davalının bir sorumluluğu olmadığından ispatlanamayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 120,60‬ TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—– bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı (e-duruşma), gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.