Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/768 E. 2023/357 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/758
KARAR NO: 2023/354
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ: 08/10/2020
KARAR TARİHİ: 05/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ——- isimli ticari işletmesi üzerinden, davalı şirket ile arasındaki cari ilişki ve gelen taleplere istinaden davalı şirkete çeşitli tarihlerde toner ve/veya kağıt satışı gerçekleştirdiğini, bahse konu satış işlemlerine istinaden davalı şirkete 18.08.2016 tarihli, ——- nolu 312,15 TL tutarlı fatura, 26.08.2016 tarihli, —— nolu 330,06 TL tutarlı fatura, 10.10.2016 tarihli, —— nolu 344,10 TL tutarlı fatura, 20.10.2016 tarihli, ——- nolu 345,27 TL tutarlı fatura,10.11.2016 tarihli,
—— nolu 327,49 TL tutarlı fatura, 15.11.2016 tarihli, ——- nolu 719,89 TL tutarlı fatura, 26.11.2016 tarihli, —— nolu 362,22 TL tutarlı fatura, 21.12.2016 tarihli, ——
nolu 393,47 TL tutarlı fatura, 11.02.2017 tarihli, —— nolu 415,89 TL tutarlı faturalar düzenlenerek teslim edildiğini, fatura bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmediğini, bu kapsamda ilgili fatura alacaklarının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı ——– E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı şirkete müzekkere yazılarak 2016 ve 2017 yılına ilişkin ticari defter asıllarının istenmesini, —— ——- Vergi Dairesi Başkanlığı ——- Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere gönderilerek, davalı şirketin 2016 ve 2017 yıllarında Katma Değer Vergisi iadesine konu
ettiği faturaların gönderilmesinin istenmesini beyan ederek; borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, borçlunun takip konusu alacağının %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında iddia edildiği şekilde bir satış akdi söz konusu olmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarından da bilindiği üzere düzenlenip verilen belgenin fatura niteliğinde sayılabilmesi ve buna ilişkin sonuçları
doğurması için taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin olması gerektiğini, davacı tarafından davalı şirkete çeşitli tarihlerde toner ve kağıt satışı yapıldığı ve buna istinaden fatura
düzenlendiği ileri sürüldüğünü, davalı şirketin davacıdan böyle bir satın alma yapmadığı gibi davalı şirket ile davalı arasında herhangi bir akdi ilişkide söz konusu olmadığını, davacınında taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösterir herhangi bir belgeyi dosyaya sunmadığını, davacı tarafından takibe konu edilen faturaların, 18.08.2016 tarihli, —— nolu 312,15 TL miktarlı
fatura, 26.08.2016 tarihli, —— nolu 330,06 TL miktarlı fatura, 10.10.2016 tarihli, —— nolu 344,10 TL miktarlı fatura, 20.10.2016 tarihli, ——nolu 345,27 TL miktarlı
fatura,10.11.2016 tarihli, ——- nolu 327,49TL miktarlı fatura, 15.11.2016 tarihli, ——- nolu 719,89 TL miktarlı fatura, 26.11.2016 tarihli, ——- nolu 362,22 TL miktarlı fatura,
21.12.2016 tarihli, —— nolu 393,47 TL miktarlı fatura, 11.02.2017 tarihli, —— nolu 415,89 TL miktarlı faturalar olduğunu, davalı şirketin ana okulu işletmesi olup, 2015 yılında
faaliyetine başladığını. 2016-2017 eğitim öğretim yılından ise yaklaşık 40 öğrenci ile eğitim ve öğretim faaliyeti icra ettiğini. Kabul anlamına gelmemek üzere; yukarıda sıralanan ve icra
takibine konu faturaların miktarları ve tarihleri gözetildiğinde 40 öğrenci ile eğitim öğretim faaliyeti icra eden davalı şirketin bu sıklıkta ve miktarlarda toner ve kağıt alımı yapması
hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere; davalının hiçbir şekilde temerrüde düşürülmediğinden takiple faiz istenmesi usul ve yasaya aykırı olup,
davanın bu yönüyle de reddi gerektiğini beyan ederek; davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, haksız ve kötü niyetli takip yapan davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——- Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.” (2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.” (2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf gerçek kişi tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve tarafların ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın ibraz ettiği usulüne uygun olarak tutulmadığı anlaşılan 2017 yılı ticari defterlerinde davalı —— şirketinin hesap hareketleri aşağıdaki şekilde incelenmiştir. Davacı şirketin, 01.01.2017 tarihli açılış fiş kaydına göre davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı, dava ve takibe konu 11.02.2017 tarihli, ——- no.lu 415,89 TL tutarlı faturaların ticari defter kayıtlarında 10.02.2017 tarih ve —— yevmiye sayılı kayıt ile ——- Kodlu hesaba 415,89 TL’nin borç kayıt edildiği görülmekle beraber; davacı defterlerinde 31.12.2017 tarihli kapanış fiş kaydı dikkate alındığında, davacının, davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı, bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148-149 ve mükerrer 257’ci Maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak ——- sıra no.lu VUK Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutar mükelleflerin belirli haddi aşan mal ve hizmet alımlarını ‘Mal ve Hizmet Alımlarına ilişkin bildirim formu ile mal ve hizmet satışlarını ise ‘Mal ve Hizmet Satışlarına ilişkin bildirim formu ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirildiği, ilgili VUK Genel Tebliğinde ay içinde 5.000,00 TL altında bulunan mal alış ve satışlarına istisna getirilmiştir, dava ve takip konusu 2016 yılı Ağustos ayı 2 adet 642,21 TL tutarlı, Ekim ayı 2 adet 689,27 TL tutarlı, Kasım ayı 3 adet 1.409,60 TL tutarlı, Aralık ayı 1 adet 393,17 TL tutarlı ve 2017 yılı 1 adet 415,89 TL tutarında mal ve hizmet satış faturası istisna kapsamında olduğu için davalı tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine BA formunda bildirim yükümlüğü bulunduğu, Mahkeme 22.03.2021 tarihli müzekkeresi ile davalı şirketin 2015 -2016 -2017 yıllarında KDV iadesine konu etmiş olduğu tüm faturaların çıkartılarak mahkemeye gönderilmesi karar verildiği, davalı ——- Şti.nin bağlı bulunduğu ——- Vergi Dairesi 30.03.2021 tarihli yazısında; Davalı ——– Şti.nin, ilgili dönemler itibariyle KDV iade alacağının ve talebinin olmadığı, bu sebeple mal alışlarını içeren indirilecek KDV listesinin bulunmadığı; VUK’nun 253.maddesi gereği söz konusu belge vesikaların muhafaza ve ibraz ödevinin mükellefte bulunduğundan, fatura asıllarının dairelerinde olmadığı tarh dosyası ve bilgisayar kayıtlarının tetkikinden anlaşıldığı, VUK 229. uncu maddede fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, Vergi Usul Kanunun 230 uncu madde uyarınca faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur: Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası, Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası, Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası, Malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı, Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, Türk Ticaret Yasasının 21/2. maddesindeki “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” denildiği, davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş takibe konu edilen 9 adet irsaliyeye bağlı faturalar aşağıdaki gibi açıklanmıştır.a Dava dosyasına sunulan faturalara yönelik yapılan incelemede; faturaların, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenmiş olduğu, faturaların açık yani bedeli ödenmemiş fatura olduğu, faturaların muhteviyatının muhtelif (Toner/Kağıt) malzemeleri olduğu, faturaların, irsaliyeli fatura olduğu, ‘’teslim alan’’ bölümünde imza bulunmadığı ve faturalara muhteviyatındaki ürünlerin davalı tarafa teslim edildiğine veya faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunduğu, davacı şirket tarafından 2016 yılı ticari defterleri incelemeye ibraz edilmediği, davacı şirketin incelemeye ibraz edilen 2017 yıllına ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin T.T.K hükümlerine göre zamanında yapıldığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin T.T.K hükümlerine göre zamanında yapılmadığı, 2017 yılı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı görüldüğü, davalı şirket tarafından 2016 ve 2017 yılı ticari defterleri incelemeye ibraz edilmediği, davacı alacağı yönünden: takip ve dava konusu 9 adet 3.550,14 TL bedelli faturalara ilişkin olduğu, faturaların miktarları 5.000 TL ve altında olduğundan, davalının mal ve hizmet alımına ilişkin BA bildirim formu ile vergi dairesine bildirim yükümlüğü bulunduğu, dava ve takip konusu 9 adet faturanın, irsaliyeli fatura olduğu, faturaların ‘’teslim alan’’ bölümünde imza bulunmadığı, faturalara muhteviyatındaki ürünlerin davalı tarafa teslim edildiğine veya faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunduğu, davacının incelenen 2017 yılı ticari defterlerinde, 01.01.2017 tarihli açılış fiş kaydı ile 31.12.2017 tarihli kapanış fiş kaydı dikkate alındığında, davacının, davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı bildirilmiştir.Davacı tarafın talebi üzerine davalı şirket temsilcisine yemin teklif edilmiş ve davalı temsilcisi …; “Davacıdan davalı şirket kağıt ve toner almamıştır, davacı ile davalı şirket arasında bir ticari ilişki bulunmamaktadır, davacı tarafın çocuğu bizde öğrenciydi bunun dışında herhangi bir ticari ilişkimiz bulunmadığına dair namusum, vicdanım, şerefim, ailem ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklinde yemin etmiştir.Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davacının toner ve/veya kağıt satışından kaynaklı olarak davalı tarafa faturalar düzenlediği, bu faturalardan kaynaklı olarak icra takibi yapıldığı, icra takibine itiraz üzerine iş bu davanın açılmış olduğu görülmektedir. Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafından 2016 yılı ticari defterleri incelemeye ibraz edilmediği, davacı şirketin incelemeye ibraz edilen 2017 yıllına ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin T.T.K hükümlerine göre zamanında yapıldığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin T.T.K hükümlerine göre zamanında yapılmadığı, 2017 yılı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı görüldüğü, davalı şirket tarafından 2016 ve 2017 yılı ticari defterleri incelemeye ibraz Edilmediği, davacı tarafın sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olmaması sebebiyle delil niteliğinde bulunmadığı, davalının defterlerini sunmadığı, dolayısıyla ticari defterler sonucunda davacının alacaklı olduğu sonucuna varılamadığı görülmektedir. Vergi dairesinden gelen cevabi yazıda, davalının davaya konu faturalara ilişkin BA formalarının kayıtlı olmadığı görülmektedir. Faturaların irsaliyeli fatura olduğu, ancak teslim alan imzasının bulunmadığı, dolayısıyla davcının faturalara konu ürünleri teslim ettiği hususunun ispatlanamamış olduğu görülmektedir. Davalı temsilcisi yapmış olduğu yeminle Davacıdan davalı şirket kağıt ve toner almadığını beyan etmiştir. Açıklanan gerekçelerle ispatlanamayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davaya konu alacağın olup olmadığı, davacı tarafından istenip istenemeyeceği hususu yargılamayı gerektirdiğinden, davacının kötü niyetli takip başlatmış olduğuna dair kanaat oluşturacak bilgi ve belge bulunmaması sebebiyle davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmamıştır. Bu nedenle şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat talebi yerinde görülmemiştir.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Karar tarihinde alınması gereken 179,90- TL harçtan peşin yatırılan 68,43 TL harcın mahsubu fazla yatırılan 111,47 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.006,62 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair,davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 05/05/2023