Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/757 E. 2023/632 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/757
KARAR NO: 2023/632
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ: 29/11/2021
KARAR TARİHİ: 06/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının ——- Mah. ——- Sokak No:——- ——— adresindeki işyerinde her çeşit emek üretimi ile bu ekmeklerin toplu yada perakende satış işi ile iştigal ettiğini, davacının, davalıya satışını yapmış olduğu un mamulleri/ekmek ürünlerinden dolayı davalından halihazır 583,04 TL alacağının bulunduğunu, davacının, davalıdan cari hesap ekstresinde yer alan fatura alacaklarının ödenmesini şifai olarak talep etmiş ise de davalının sürekli davacıyı oyaladığını ve zaman kazanmaya çalıştığını beyan ederek borçlunun, ——– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibin devamına, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takip miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin eğitim kurumu olup bünyesindeki öğrencilere eğitim hizmeti verdiğini, davacı tarafın, davalıya firmaya un mamülleri/ekmek satışı yapmış olduğunu ve hali hazırda toplam 583,04 TL alacağı bulunduğunu beyan ettiğini, davacı tarafın iddia etmiş olduğu alacağın davalı şirketin kayıtlarında bulunmadığını, bu miktar bir ürün satın almadığını, bunun faturası ve sevk irsaliyesi davalı şirkete gönderilmediğini, davalı firmanın almadığı bir ürüne karşılık haberi olmadan kesilen faturaları ve cari hesap ekstresini ödemesinin kabul edilemez olduğunu, davalı firmanın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde de davacı taraftan bu ürünleri satın almadığı ve davacı tarafa borcu olmadığı ortaya çıkacağını beyan ederek haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine, kötü niyetli başlatılan icra takibine karşılık davacı tarafa %20 oranında icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.——– Esas sayılı dosyası uyaptan celp edilmiştir.Taraflara ait 2019 yılı ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, davacının 2019 yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin kayıtlarında davalı şirkete ait 2018 ve 2019 yılları ——— Kodlu Alıcılar Hesabının dökümü rapor ekinde yer aldığı, Davacının incelenen defterlerinde davalıya ait ——– nodu hesabın incelemesinde;Davacı şirketin 2017 yılından 2018 yılına devir eden alacağın 1.187,13 TL olduğu, 04.01.2018 tarihinden 31.12.2018 tarihine kadar davalı tarafa 41 adet fatura ile 3.872,39 TL tutarında mal ve hizmet satışı yapıldığı, bu süreçte davalıdan farklı tarihlerde 5.059,52 TL ödeme yapıldığı ve 31.12.2018 tarihi itibariyle davacının davalından olan alacağın 782,02 TL olduğu görüldüğü, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 yılında devam ettiği, davacı şirketin 04.01.2019 tarihinden 31.05.2019 tarihine kadar davalı tarafa 26 adet fatura ile 1.306,09 TL tutarlı satış yaptığı, bu süreçte davalıdan farklı tarihlerde 2.088,11 TL ödeme aldığı ve 31.12.2019 tarihi itibariyle davacının davalından olan alacağın 583,11 TL olduğu görüldüğü, davalı şirketin ticari defterlerinde davacı şirkete ait işlemlerin cari hesap kodunda takip edilmediği, 31.12.2019 tarihli kapanış fiş kaydına göre davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı görüldüğü, davalı defterlerinde kayıtlı, davacının aşağıda listelenen 21 adet 2018 yılına ait 2.076,53 TL tutarlı ve 2019 yılı ait 4 adet 310,58 TL tutarlı faturaların nakit olarak ödemesinin yapılmış olarak kayıtlı olduğu görüldüğü, bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148-149 ve mükerrer 257. Maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak ——— sıra nolu VUK Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutar mükelleflerin belirli haddi aşan mal ve hizmet alımlarını *Mal ve Hizmet Alımlarına ilişkin bildirim formu (Form BA)” ile mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına ilişkin bildirim formu (Form BS)” ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirildiği, davacının davalı ile olan 2019 yılı muavin dökümünde davalıya KDV dahil 26 adet fatura ile 1.306,09 TL tutarında mal ve hizmet satışı yaptığı yukarıda tespit edildiği, ilgili VUK Genel Tebliğinde ay içinde 5.000,00 TL altında bulunan mal alış ve satışlarına istisna getirildiği, davacı tarafın davalıya 2019 yılı Ocak ayında 4 adet fatura ile KDV dahil 173,03 TL tutarında, Şubat ayında 4 adet fatura ile KDV dahil 319,51 TL tutarında, Mart ayında 7 adet fatura ile KDV dahil 296,93 TL tutarında, Nisan ayında 6 adet fatura ile KDV dahil 365,43 TL tutarında ve Mayıs ayında 5 adet fatura ile KDV dahil 151,20 TL tutarında mal ve hizmet satışı yaptığı görülmüş bu tutar istisna kapsamında olduğu için davacı tarafından 2019 BS Formunda vergi dairesine bildirilmediği, takip alacaklısı davacı taraf tarihli icra takibinde 583,40 TL asıl alacağına işlemiş faiz talep etmemiş, asıl alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesini talep ettiği, taraflar arasında akdi faiz yönünden herhangi bir sözleşme bulunmadığına göre uyuşmazlığın 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, 3095 sayılı Yasanın 4489 sayılı Yasa ile değişik 2/2 maddesinde ticari işlemde temerrüt faizinin ‘avans’ oranında hesaplanacağı belirtilmiş bulunduğu, ——— verilerinden 26.10.2017 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının yıllık %16,75 olduğu görüldüğünden, sayın mahkeme tarafından kısmen veya tamamen davacı lehine hüküm kurulması halinde, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle Mahkemenin kabulü halinde, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı yönünden, Davacı şirketin ibraz ettiği 2018 ve 2019 yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226’ ve ——–Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı tespit edildiği, davalı şirketin ibraz ettiği 2019 yılına ilişkin ticari defterlerin; noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği görüldüğü, davacı şirket tarafından davalı adına yürütülen muavin defter kayıtlarına göre davacının, 2017 yılından 2018 yılına devir eden alacağın 1.187,13 TL olduğu, 04.01.2018 tarihinden 31.12.2018 tarihine kadar davalı tarafa 41 adet fatura ile 3.872,39 TL tutarında mal ve hizmet satışı yapıldığı, bu süreçte davalıdan farklı tarihlerde 5.059,52 TL ödeme yapıldığı ve 31.12.2018 tarihi itibariyle davacının davalından olan alacağın 782,02 TL olduğu görüldüğü, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 yılında devam ettiği, davacı şirketin 04.01.2019 tarihinden 31.05.2019 tarihine kadar davalı tarafa 26 adet fatura ile 1.306,09 TL tutarlı satış yaptığı, bu süreçte davalıdan farklı tarihlerde 2.088,11 TL ödeme aldığı ve 31.12.2019 tarihi itibariyle davacının davalından olan alacağın 583,11 TL olduğu görüldüğü, davalı şirketin ticari defterlerinde, davacı şirkete ait işlemlerin cari hesap kodunda takip edilmediği, 31.12.3019 tarihli kapanış fiş kaydına göre davalın davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı görüldüğü, tarafların karşılıklı olarak 2018 ve 2019 yılındaki ticari defterlerindeki kayıtlar, birbiriyle uyumlu olmayıp; davacının 2018 ve 2019 yılına ait 24 adet 2.367,41 TL tutarlı faturasın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturaların ödemelerin nakit olarak ödendiği, davacının 2018 ve 2019 yılında kesmiş olduğu 43 adet 2.811,07 TL tutarlı faturasın ise davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı görüldüğü, takibe konu edilen cari hesapta kayıtlı 2018 ve 2019 yıllarına ait fatura içeriği mal ve hizmetin davalıya teslim edildiğinin veya faturaların davalı tarafa tebliğ edilmesi ve bu faturalara süresi içerisinde davalı tarafından itiraz edilmemesi ve fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediğinin ispatlanması halinde, davacının takip tarihi itibariyle cari hesap alacağın 583,11 TL olacağı bildirilmiştir.

DAVACI TANIĞI ESER DEMİRCİ BEYANINDA: ben davacı şirkette ——-şirketinde çalışmaktayım, davacı şirkette sevkiyat bölümünde çalışmaktayım, ekmekleri biz teslim ediyoruz, biz davalı ——– ,,, şirketine de ekmek götürdük, davalı şirket——— okulları olarak geçiyor, ben 3 yıldır davacı şirkette çalışmaktayım,biz her okulda olduğu gibi davalı şirkette şu şekilde çalışmaktaydık okulların ekmeği bırakacağımız yerin anahtarı bizde bulunur biz gece 03,00– 04,00 gibi ekmekleri okullara bırakır tekrar kilitleyip çıkarız, bizzat teslim ettiğimiz kişi bulunmamaktadır. Ekmekleri teslim ederken bundan dolayı imza vesayir almayız, en son davalı tarafa ekmeği ne zaman götürdük hatırlamıyorum, her zaman ben götürmem, götüren kişi o günkü sevkiyat durumuna ve yerine göre değişmektedir, biz davalı okullara günde bir kez sadece dediğimiz saat aralığında emek bırakır çıkarız, okulun tam adresini bilmiyorum ancak ——— caddesi üzerinde ——— olduğunu biliyorum, biz okulun olduğu her günün önceki gecesinde hemen hemen ekmek götürüyorduk ancak bu durum siparişe göre değişmektedir, sipariş verilirse her zaman gidilir, demiştir.DAVACI TANIĞI ——— BEYANINDA:ben davacı şirkette ——— …..şirketinde çalışmaktayım, davacı şirkette sevkiyat/ lojistik bölümünde çalışmaktayım, ekmekleri dağıtıyoruz biz davalı ——— ,,, şirketine de ekmek götürdük, davalı şirket ümraniye ——— okulları olarak geçiyor, biz dağıtımızı gece 12,00 başlar sabah 06,00 da bitiririz ,okulların şu şekilde çalışırız güvenlik olan yerde güvenliğe bırakırız kimi yerde anahtarı bizde mevcut bırakır çıkarız, gece olduğu için teslim edip herhangi bir imza aldığımız olmuyor , anahtarları bizde olanlar ise zaten kimse olmadığı için bırakıp çıkıyoruz, biz ———- okulları 2018/ 2019 yıllarında dönemlerinde çalıştık, ben 2004 yılından beri çalışmaktayım, biz çalışmış olduğumuz yerlerde gece olduğu için elden para alma imkanımız bulunmamaktır , ancak bizim tahsilatcılarımız gidip daha sonra emeklerin ücretlerini alıyorlardı , bende okullardan ödeme almaya gittiğim oluyordu ödemeler makbuz karşılığında alıyordu davacıdan bildiğimi kadarıyla nakit alınıyordu, demiştir.Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davanın itirazın iptali davası olduğu, icra takibinin cari hesap ve fatura alacağına ilişkin olduğu, davacı tarafın davalıya un mamülleri/ ekmek verilmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibi yapıldığını iddia ettiği, davalı taraf ise belirtilen miktar borçlarının olmadığı ve ürün alınmadığı belirtilmektedir. Tarafların ticari defterleri incelenmiş olup, tarafların ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutuldukları, davacı ticari defterlerine göre 31.12.2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan olan alacağın 583,11 TL olduğu görüldüğü, davalı şirketin ticari defterlerinde, davacı şirkete ait işlemlerin cari hesap kodunda takip edilmediği, 31.12.3019 tarihli kapanış fiş kaydına göre davalı defterlerinde davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının görüldüğü, tarafların karşılıklı olarak 2018 ve 2019 yılındaki ticari defterlerindeki kayıtlar, birbiriyle uyumlu olmayıp; davacının 2018 ve 2019 yılına ait 24 adet 2.367,41 TL tutarlı faturasın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturaların ödemelerin nakit olarak ödendiği, davacının 2018 ve 2019 yılında kesmiş olduğu 43 adet 2.811,07 TL tutarlı faturasın ise davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmektedir. Davacının davalıya un mamülleri/ekmek satmış olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin incelenen ticari defterlerden görüldüğü üzere 2017-2019 yıllarında devam ettiği, ihtilafa konu alacağın davacı defterlerinde görüldüğü, fakat davalı defterlerinde görülmediği, davacının kesmiş olduğu faturalardan ihtilafa konu olmayan bir kısmının davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, 2018-2019 yılları taraf defterlerinin ihtilaf dışındaki faturalar yönündende uyuşmadığı, davacı tarafça davalıya ekmekler bırakılırken imza karşılığında teslim edilmediği, taraflar arasındaki uygulamanın tanık anlatımlarından görüldüğü üzere gece 03:00-04:00 saatlerinde davalı tarafa ekmeklerin imzasız bırakıldığı şeklinde olduğu, taraflar arasındaki uygulamada ödemelerin nakit olarak yapıldığı görülmekle, dosyada bulunan bilgi ve belgeler, incelenen ticari defterler ve tanık anlatımları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının davalıdan 583,04 TL alacaklı olduğu görülmektedir.Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABÜLÜNE,
2———- Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 583,04 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 583,04 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 269,85-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 583,04 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.174,50 TL yargılama gideri ve 59,30 TL peşin harç toplamı 1.233,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itbari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.06/10/2023