Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/75 Esas
KARAR NO: 2021/820
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/12/2020
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememize —– görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasında yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafından ibraz olunan————verilmiş olan bu bonoların icra takibine konu yapılmaması ve protestosunu—— bildirilmemesi için ‘ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü.
Davalı vekilinin —– tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Davacı yanın dava dilekçesi ve beyanlarında yer alan tüm iddia ve beyanları asılsızdır. Davacı yan menfi tespit isteminde bulunmuş, senetlerin iptalini talep etmiş ancak mezkur işletmeyi işletmeye de devam etmektedir. Diğer bir deyişle, davacı taraf hem ticari anlaşmanın iptalini talep etmekte hem de devir tarihinden beri işletmeyi işletmeye devam etmektedir. Bu sebeplerle, tedbir talebinin ve davanın reddini talep ediyoruz şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, —– gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. —– sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. —— her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.—– uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. —– kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması—- yeterli görülmüştür.
Dava, Taraflar arasında düzenleme şeklinde —– senedine konu bonolar uyarınca davacının davalıya borçlu olup olmadığı, hususlarına ilişkindir.
Sonuç itibariyle; dava konusu icra takibine konu bonoların esnaf işletmesinin devri için düzenlenen sözleşme uyarınca verildiği tespit edilmiş olup dava taraflarının tacir olmadığı, uyuşmazlığın temel ilişkiye dayandığı ve senetlerinin sıralı senetler olduğu anlaşıldığından, işbu uyuşmazlıkta Mahkememizin görevsizliğini, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu tespit etmek gerekmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusu icra takibine konu bonoların esnaf işletmesinin devri için düzenlenen sözleşme uyarınca verildiği tespit edilmiş olup dava taraflarının tacir olmadığı, uyuşmazlığın temel ilişkiye dayandığı ve senetlerin sıralı senetler olduğu anlaşıldığından, görevli mahkemenin nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesini olduğu anlaşılmakla; Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya —- Nöbetçi ASLİYE HUKUK Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)Kararın kesinleşmesini müteakip MERCİ TAYİNİ İÇİN DOSYANIN—MAHKEMESİNİN İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-)Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde——Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 18/11/2021