Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/691 E. 2022/632 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/691 Esas
KARAR NO:2022/632

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:01/11/2021
KARAR TARİHİ:19/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 21.07.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda alınan, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin — nolu kararın yok hükmünde olduğunu ve kararın yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali gerektiğini, davalının şirketin 21.07.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda alınan, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 5 nolu kararının TTK’nun 436. Maddesinde düzenlenen Yönetim Kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmaları yasağına ilişkin emredici düzenlemeye aykırı olarak alındığını ve gerekli karar yeter sayısının da sağlanamadığını, bu nedenle davalı şirketin 21.07.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda alınan, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin — nolu kararın yok hükmünde olduğunu, TTK 436/2. Maddesinde pay sahibi olan yönetim kurulu üyelerinin sadece kendi ibralarında değil, diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında da oy kullanamayacaklarının açık bir biçimde düzenlendiğini, davalı şirketin 21.07.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan, Yönetim Kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin —- nolu kararın oylamasına, şirketteki tüm pay sahiplerinin katıldığını, bu üyelerden—şirketteki 1.360.000,00 TL’lik itibari değerli 3.400 adet paya sahip olduğunu, —şirketteki 1.380.000,00 TL’lik itibari değerli 3.450 adet paya sahip olduğunu, — şirketteki 3.064.000,00 TL’lik itibari değerli 7.660 adet paya sahip olduğunu, —şirketteki 180.000,00 TL’lik itibari değerli 450 adet paya sahip olduğunu, — şirketteki 16.000,00 TL’lik itibari değerli 40 adet paya sahip olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olumlu oy kullanan pay sahipleri—- ve —aynı zamanda yönetim kurulu üyesi oldukları ve kullandıkları oyların geçersiz olduğunu, yönetim kurulu üyesi olmayan diğer pay sahipleri — ise yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olumsuz oy kullandıklarını, yönetim kurulu üyesi olan pay sahipleri —-15.000 adet paydan 14.510 adet payı temsil ettiklerini ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin oylamada oy hakkından yoksun olmalarına rağmen olumlu oy kullandıklarını, bu oyların Yönetim Kurulunun ibrasına ilişkin oylamada esas alınmasının mümkün olmadığını, geriye kalan 490 adet paya sahip ve Yönetim Kurulu üyesi olmayan pay sahipleri — ise Yönetim Kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olumsuz oy kullandıklarını, ana sözleşmede daha ağır bir nisap öngörülmediği sürece, TTK’nun 418. maddesi uyarınca Yönetim Kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin genel kurul kararlarının, sermayenin en az dörtte birini karşılayan pay sahiplerinin katıldığı toplantıda, katılanların oy çokluğu ile alınması gerektiğini, 21.07.2020 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında tüm pay sahiplerinin asaleten ve vekaleten temsil edildiklerini ve toplantı yeter sayısı şartının gerçekleştiğini, ancak oylamaya katılan toplam 15.000 paydan 14.510 adetini temsil eden pay sahiplerinin Yönetim Kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin —- nolu karara ilişkin kullandıkları oyların, aynı zamanda Yönetim Kurulu üyesi olmaları sebebiyle geçersiz olduğunu, geriye kalan 490 adet payı temsil eden pay sahibinin ise olumsuz oy kullanmaları karşısında yönetim kurulunun ibrasına ilişkin —- nolu genel kurul kararının, karar yeter sayısı sağlanamadığından yok hükmünde olduğunu, bu nedenle 21.07.2020 tarihinde yapılan 2017-2018-2019 yıllarına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin —- nolu kararın yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME:
Dava, genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptaline ilişkindir.Davacı vekili 28.04.2022 tarihli dilekçesi ile Pay defteri ve genel kurul hazırlık evraklarının bir örneğini dosyaya sunmuştur.Mahkememizce verilen 30.03.2022 tarihli ara karar ile bilirkişi — bilirkişisi —– bilirkişi seçilmesine karar verilerek dava konusu 2017-2018-2019 yılına ilişkin 21.07.2020 günlü olağan genel kurul toplantısının 5. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan kararın toplantı ve karar yeter sayısına yönelik ve denetim organlarının oy yasaklığına ilişkin TTK 636/2 ve TTK 418 maddelerine aykırı olarak alındığı iddia edilen genel kurul kararlarının yok hükmünde olup olmadığının belirlenmesi, pay defteri ve genel kurul tutanağı dikkate alınarak rapor düzenlemesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre; —21.07.2020 tarihinde yapılan 2017-2018-2019 Yılları Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı’na ve—- göre genel kurul toplantısında tüm pay sahiplerinin asaleten veya vekaleten temsil edildiklerini, toplantıya katılanların 1.360.000,00 TL itibari değerde 3400 payı temsilen —-180.000,00 TL itibari değerde 450 payı temsilen —vekili –1.380.000,00 TL itibari değerde 3450 payı temsilen — 3.064.000,00 TL itibari değerde 7.660 payı temsilen — 16.000,00 TL itibari değerde 40 payı temsilen —- olduğu, dava konusunun da işbu 21.09.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin —numaralı karar olduğu, Toplantı Tutanağının 5. maddesinin “Yapılan oylama sonucunda yönetim kurulu üyeleri, toplam itibari değeri 16.000,00 TL olan 40 payı temsilen — ve toplam itibari değeri 180.000,00 TL olan 450 payı temsilen —-karşı oyuna karşılık oy çokluğu ile ibra edildi” şeklinde olduğu görülmektedir.
—-şirketlerde pay sahibinin oy hakkı TTK’nun 434. maddesinde oy hakkından yoksunluğunu düzenleyen TTK’nun 436. maddesinde iki farklı halde oydan yoksunluğu düzenlenmiştir.TTK’nun 436/1. Maddesi; “Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz.” şeklindedir.
İbra kararının alındığı oylamada oydan yoksunluğu düzenleyen TTK’nun 436/2 düzenlemesine göre ise; “(2) Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” şeklindedir.
Görüldüğü üzere TTK’nun 436/1. Maddesi, pay sahibinin kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme ve herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan oylamalarda oydan yoksunluğu düzenlemekte olup, yönetim kurulu üyelerinin ibrasının şirket ile pay sahibi arasındaki kişisel nitelikte bir iş veya işlem olmadığından, TTK m. 436/1 düzenlemesi ibra oylamalarında uygulanmayacaktır. 25.07.2017 tarih ve 9374 sayılı— yayınlanan — tarihinde yapılan 2014-2015-2016 yılları Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı’nın 6. maddesine göre, şirketin yönetim kurulu üyeliğine üç yıl süre ile görev yapmak üzere — seçildiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde, 21.07.2020 tarihli genel kurul toplantısının yapıldığı dönemde yönetim kurulu üyelerinin —olduğunu ileri sürdüğünü, ancak, dava konusu 21.07.2020 Tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının yapılmasından önce yönetim kurulu üyeliklerinde değişiklik meydana geldiğine ilişkin bir delilin dosya kapsamında bulunmadığı, ayrıca ticaret sicil kayıtları üzerinde yapılan incelemede de yönetim kurulu üyeliğinin değiştiğine ilişkin bir ilana rastlanamadığı, yönetim kurulu üyelerinin 10.07.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında üç yıl süre ile görev yapmak üzere seçildikleri ve bu sürenin 10.07.2020 tarihinde dolduğu, ancak TTK’nun 410. Maddesindeki düzenlenme uyarınca süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırabilecek olması ve TTK’nun 436/2. hükmünün amacı birlikte dikkate alındığında, oydan yoksunluk halinin görev süresi dolan yönetim kurulu üyeleri için de uygulanmasının gerektiği, 21.07.2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin oylamada, aynı zamanda pay sahibi sıfatına da sahip olan—-TTK’nun 436/2. Maddesi uyarınca oy kullanamayacakları, bu kişilerin sadece kendi ibralarında değil, TKK’nun 436/2. Maddesi uyarınca diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında da kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacakları, 21.07.2020 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağı’na ve Hazirun genel kurul toplantısında asaleten veya vekaleten temsil edilen payların; 3400 payı temsilen —- 450 payı temsilen—3450 payı temsilen —, 7.660 payı temsilen —ve 40 payı temsilen— olduğu, 21.07.2020 tarihli Toplantı Tutanağı’na göre yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan — numaralı kararda olumsuz yönde kullanılan oyların; 40 payı temsilen—-, 450 payı temsilen —olduğu, tutanakta ibra kararının olumsuz oylara karşılık oy çokluğu ile alındığı belirtildiği, bu hususlar çerçevesinde değerlendirme yapıldığında, 21.07.2020 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin ibrası oylamasında oydan yoksun olmayan pay sahiplerinin TTK’ya uygun olarak kullandıkları oyların, 40 payı temsilen— kullandığı olumsuz oy ile 7.660 payı temsilen —-vekilinin kullandığı olumlu oy olduğu, bu durumda 21.07.2020 tarihli genel kurul toplantısında olumsuz yöndeki 40 oya karşılık 7.660 olumlu oy kullanılması neticesinde oy çokluğuyla ibra kararı alındığı, olumlu olarak kullanılan oyların TTK 436/2 maddesinde belirtilen oydan yoksunluk şartlarını taşımadığı ve geçerli olduğu zira olumlu oy kullanan —-oylama sırasında yönetim kurulu üyesi olmadığı ve bu nedenle alınan ibra kararının yokluğunun söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.Dosyaya sunulan 16.08.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle 21.07.2020 tarihli genel kurul toplantısı sırasında yönetim kurulu üyelerinin —- olduğu, toplantıdan önce yönetim kurulu üyelerinin değiştiğine ilişkin delilin bulunmadığı —kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını sadece kendi ibralarında değil diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında da kullanamayacakları (TTK M. 436/2), ibra oylamasında 40 payı temsilen— tarafından kullanılan olumsuz oya karşılık, 7.660 payı temsilen — vekili tarafından kullanılan olumlu oylar neticesinde oy çokluğu ile ibra kararı alındığı, ibra kararının yokluğunun söz konu olmadığının bildirildiği tespit edilmiş, bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Sonuç olarak; dosyaya sunulan evraklar ve dilekçeler ile bilirkişi raporu incelenmiş olup, 21.07.2020 tarihli Genel Kurul Toplantısı’na yönetim kurulu üyeleri olarak—-katıldığı, toplantıya katılan diğer pay sahipleri — vekaleten temsilen — yönetim kurulunda olmadığı, yeni yönetim kurulu seçilmeden önce 2017-2018-2019 yıllarına ilişkin yönetim kurulu ibrası yapıldığı, TTK’nun 436/1-2. maddelerinde belirtilen hususlarda sadece — oy kullanma hakkının bulunmadığı, ibra esnasında yeni yönetim kurulu oluşturulmamış olduğundan pay sahiplerinden—oy kullanma hakkı bulunduğu, oy kullanma hakkı bulunanlardan da toplam itibari değeri 3.064.000,00 TL olan 7.660 payı —yönetim kurulunun ibrası yönünde lehte oy kullandığı, toplam itibari değeri 16.000,00 TL olan 40 payı temsilen asaleten — ise aleyhte oy kullandığı, her ne kadar davacı vekili müvekkilinin yönetim kurulunda olduğunu iddia etmişse de ibra yönünde yapılan oylamada müvekkili henüz yönetim kuruluna seçilmemiş olduğundan yapılan oylamanın yerinde olduğu ve ibra karının yokluğu yönünde açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile kalan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde—- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.