Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/671 E. 2023/524 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/671 Esas
KARAR NO: 2023/524 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/10/2021
KARAR TARİHİ: 10/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Müvekkil ile davalı şirket arasındaki ticari iş ilişkisinin sona ermesi üzerine, taraflar arasında 17.05.2021 tarihli bir mutabakat düzenlenmiş, ilgili mutabakat uyarınca davalının müvekkil şirkete 17.902,37 TL borcu bulunduğu noktasında taraflar arasında anlaşmaya varılmıştır. Taraflar arasında imzalanmış bulunan mutabakat sonrasında; mutabakatta belirtilen borcun müvekkil şirkete ödenmesi noktasında davalı şirket ile birçok defa iletişime geçilmiş ancak söz konusu borç müvekkil şirkete ödenmemiştir. Söz konusu husus sonrasında tarafımızca taraflar arasında imzalanmış bulunan 17.05.2021 tarihli mutabakatta belirtilen 17.902,37TL’lik borcun ve mutabakat sonrasında haksız ve hukuka aykırı olarak düzenlenip de davalı şirkete iade edilen faturalar doğrultusunda müvekkil şirketin bilgisine başvurmadan yine haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkil şirkete ait banka hesabından tahsil edilmiş olan 11.441,02TL paranın müvekkil şirkete ödenmesi yönünde davalı şirkete —— Noterliği’nin —– yevmiye nolu, 10.08.2021 tarihli ihtarnamesi gönderilmiş ancak söz konusu ihtarname sonrasında da müvekkilimize herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Bu sebeple; davalı şirket aleyhine müvekkil şirkete olan borcundan dolayı —— E. Sayılı dosyası altında icra takibi başlatılmış, davalı şirket icra dairesine yapmış olduğu haksız itirazında davalı şirketin böyle bir borcu bulunmadığından ve ödeme emrine konu borca ilişkin herhangi bir belge ve yasal dayanak vs. sunulmadığından bahisle takibe, asıl alacağa ve faize itirazda bulunmuştur. Davalı şirketin icra dairesine yapmış olduğu itiraz, haksız ve hukuka aykırı olup kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki; Müvekkil ile davalı şirket arasındaki ticari iş ilişkisinin sona ermesi üzerine, taraflar arasında 17.05.2021 tarihli bir mutabakat düzenlenmiş, ilgili mutabakat uyarınca davalının müvekkil şirkete 17.902,37 TL borcu bulunduğu noktasında taraflar arasında anlaşmaya varılmıştır. Söz konusu husus ile birlikte; taraflar arasında herhangi bir ticari iş ilişkisi, mal ve hizmet alım satımı söz konusu olmamasına ve hali hazırda mutabakat da düzenlenmiş bulunmasına rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin bitmesinin üzerinden uzunca bir zaman geçtikten sonra müvekkil şirket adına faturalar düzenleyerek söz konusu faturaların da müvekkil şirket tarafından süresi içerisinde iade edilme olgusuna rağmen fatura bedellerinin müvekkil şirketin izni ve bilgisi dışında müvekkilin —— Bankası —— Şubesi’nde bulunan —— iban nolu hesabından tahsil edilmesi hukuka ve ahlaka aykırıdır. Bu sebeple; davalı şirketin bu yöndeki itirazının da reddi gerekmekte ve müvekkil şirketten haksız ve hukuksuz yere tahsil edilen 11.441,02TL’lik meblağın müvekkil şirkete iadesi gerekmektedir. Yukarıda ifade edilen husus ile birlikte; tarafımızca davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine konu ödeme emrinde borcun yasal dayanakları açıkça belirtilmiş ve borcun dayanağını teşkil eden evrakların bir suretleri ——- E. Sayılı dosyasına sunulmuş bulunmaktadır. Dolaysıyla davalının bu yöndeki itirazlarının da reddi gerekmektedir. İfade edilen husus doğrultusunda; davalı şirketin haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibini uzatmaya, müvekkilimizi mağdur etmeye çalıştığı açıkça anlaşılmaktadır. Davalının icra takibine yaptığı itiraz sonrasında; tarafımızca —— Arabuluculuk Bürosuna söz konusu alacak için başvuru yapılmış olup Büro Dosya Numarası: —–, Arabuluculuk Numarası: —— 30.09.2021 tarihinde ve 06.10.2021 tarihlerinde arabuluculuk görüşmesi-toplantısı yapılmış olup söz konusu görüşmeler sonucunda arabuluculuk süreci olumsuz sonuçlanmıştır. Davalı şirket her ne kadar hiç bir borcu bulunmadığını beyan etmişse de söz konusu borcunu ödememiş; müvekkili mağdur etmek, icra takibini uzatmak maksadıyla söz konusu takibe itiraz ederek icra takibini durdurmuştur. Davalı şirketin söz konusu itirazlarında haksız olduğu ve kötü niyetli bir şekilde icra takibini durdurduğu açıktır. Bu nedenle; davalı borçlunun itirazının iptali, takibin devamı ve borçlunun haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasını ve Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak, müvekkile ödenmesine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ” Huzurdaki davanın yetkili olmayan mahkemede açılmış olduğunu yönündeki itirazlarımızı arz ederiz. Taraflar arasındaki uyuşmazlık araç kiralama sözleşmesine dayanmaktadır. Bilindiği üzere araç kiralamasına ilişkin ihtilaflarda genel yetki kuralı araç kiralama sözleşmesinin imzalandığı yer mahkemelerinin yetkili olduğu yönündedir. İlgili sözleşme müvekkil şirketin —– bulunan genel merkezinde imza altına alınmıştır. Dolayısı ile yetkili mahkeme —— Mahkemeleridir. Yetkisizlik itirazımız doğrultusunda karar verilerek dosyanın yetkili —— Mahkemelerine gönderilmesini talep ederiz. Davacı yan meydan gelen kilometre aşım bedelleri, yakıt bedelleri, köprü ve otoyol geçiş bedelleri, kış lastiği bedeli ve ödenmemiş araç kiralama bedellerine ilişkin olarak kira sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Kanun ve Yargıtay İçtihatları dolayısıyla, müvekkil yönünden haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilmiş bu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine ” karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev dava şartıdır. Yine aynı Kanun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması gerekir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 4/1’e göre; Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görmekle görevlidir.6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmak görevi Sulh Hukuk Mahkemelerine aittir.
Somut olayda, taraflar arasında kira sözleşmesi kaynaklı uyuşmazlık bulunmakta olup, dava, 08/12/2014 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına ve kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.”Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usûlden reddine karar verilmesi gerektiğinden, —— Karar sayılı ilâmında belirtildiği gibi dava şartı olan görev konusunda mahkeme her aşamada resen inceleme yapıp karar verebilir. Dava dilekçesinin tebliğine gerek yoktur. Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya ——- Nöbetçi SULH HUKUK Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli —— Nöbetçi SULH HUKUK Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili huzurunda, davalı yokluğunda, HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/07/2023