Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/662 E. 2023/444 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/220 Esas
KARAR NO: 2023/439
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 03/01/2023
KARAR TARİHİ: 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, dava dışı —– unvanlı işyerinde 25.03.2006-19.03.2021 tarihleri arasında, sırasıyla —– gibi nitelikli pozisyonlarda çalıştığını, müvekkilinin aldığı gerçek ücretin, çalıştığı süre boyunca kendisine elden ödendiğini ve bu nedenle —– primlerini eksik bildirildiğini, bu durumun düzeltilmesi için taraflarınca 02.09.2022 tarihinde —— dosyasında hizmet tespit davası açıldığını, ancak davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği yapılan yargılamada öğrenildiğini, 28.09.2022 tarih —– ve—– Sorgu ekranına göre tasfiye sonu nedeniyle sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını, —— dosyasında 21.12.2022 tarihli celsede taraf teşkili sağlanamadığından davalı şirketin ihyası için dava açmak ve mahkemeye bu hususta beyanda bulunmak üzere taraflarına süre verildiğini, —— sayılı dosyası ile sınırlı olmak kaydıyla dava dışı şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; —– Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini, müvekkili müdürlüğe —— ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —– şirketinin prosedürlere uygun olarak tasfiye edildiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecindeki eksik yada erken sonuçlandırılan tasfiye memurunun kusurundan dolayı —– sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edelin işlemlerin muhatabının tasfiye memuru olduğunu, bu nedenle müvekkilinin yasal hasım konumunda olduğundan yargılama masraflarının üzerlerine yüklenmemesi gerektiğini, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … —– vekili cevap dilekçesinde özetle; İhyası talep olunan şirket olan —— şirketinin tasfiye memuru olarak müvekkilinin atandığını, genel kurulda alınan kararlar neticesinde usulüne uygun olarak ayrı tarihlerde ——- ilanı yapıldığını, tasfiyenin tamamlanması için geçmesi gereken yasal sürelerin beklendiğini ve bunun sonrasında tasfiye işlemlerinin hukuka ve usulüne uygun olarak gerçekleştiğini, bu husus dikkate alındığında şirketin tüzel kişiliğinin hukuka uygun olarak sonlandığını, tasfiye sürecinde yer alan —— ilanları esnasında, tasfiye memuruna hiçbir bildirimde bulunulmadığını, ihtar, iadeli taahhütlü mektup, ilanlar esnasında bildirimin olmaması nedeni ile şirketin tasfiyesinin usulüne uygun olarak tamamlandığını, davacının kendisine yapılan 13.01.2021 tarihli bildirimle şirketin tasfiyeye sokulacağını ve tasfiye neticesinde kapatılacağını bu yüzden, ihbar süresi sonunda kendisine yasal haklarının ödeneceğinin yazılı olarak bildirildiğini, davacının iş akdinin 19.03.2021 tarihinde sona erdirildiğini, tüm hak ve alacaklarının eksiksiz olarak kendisine ödendiğini, bu kapsamda davacının verdiği açık ibranamenin mevcut olduğunu, davacının çalıştığı süreçte şirketin tasfiye olacağını, bu hususun kendisine yazılı olarak bildirildiğini, bu evrakın kendisi tarafından imzalı olduğunu, tüm hak ve alacaklarının ödenmesini de kabul ettiğini ve kendi iradesi ile ibranameyi imzaladığını, yazılı olarak hiç bir talepte bulunmadığını, ihyası talep olunan şirketin hali hazırda tasfiyeye gireceğini açıkça bilmesi veya usulüne uygun ilanlarla üçüncü kişilere bu hususun tebliğ edilmesi karşısından bildiriminin olmadığı gözetildiğinde, davacının durumu bildiği ancak, yazılı veya sözlü talebinin olmadığını, tasfiye sürecinde de bildirimde bulunmadığını bu yüzden gerek tasfiye olmuş şirkete gerekse de tasfiye memuruna kusur yüklenemeyeceğini, öncelikle hizmet tespiti davalarının bulunduğu dönemin ortaya konulması, TTK kapsamında hizmet tespiti davalarının ek tasfiyeye yeterli olmaması, bu tip davaların durumun tespitinin açık olması karşısında hukuki menfaatten bahsedilemeyeceğini, hukuka uygun olarak genel kurul kararıyla tasfiye edilen şirketin, özellikle de davacı tarafından iddia edildiği gibi nitelikli pozisyonlarda çalışmış ve bu çalışma süresinin 2006-2021 kadar sürdüğü iddiası karşısında, eksik prim ödemesi iddiasının ”yerindeliği” ve ”gerçekliği” tartışmalı hale getirdiğini ve aslen bir menfaatinin olmadığı anlamını taşıdığını, hukuka uygun olarak genel kurul kararıyla tasfiye edilen şirketin, yetkililerince şirketin tasfiye edileceğinin açıkça bildirilmesi karşısında davacının bildirim yapmadığını, dava ikame etmediğini, tasfiye memurunun da bu durumu bilebilme ihtimali olmaması nedenleri ile şirketin ihyasının bir gereklilik olmadığını, dolayısıyla hukuki menfaati sağlamayacağından davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; dava dışı tasfiye halinde —— şirketinin —– sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanabilmesi için açılan şirketin ihyası davasıdır.
—– ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —– şirketinin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; ortaklarının …, —— yetkililerinini … ve —– olduğu, şirketin son tescilini 27.09.2022 tarihinde yaptırdığı, davacı tarafından dava dışı tasfiye halinde —— şirketine karşı açtığı —— sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanabilmesi için, mahkemece verilen ara karar gereği dava dışı şirketin ticaret sicilden resen terkin edilmesinden dolayı iş bu ihya davasının açıldığı görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nun 547/(2). maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için de bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyetin sicilde tescil edilmelidir Bu kapsamda şirketin ihyasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu tespit edilmiş olup, 6102 sayılı TTK 547. maddesinde “…tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir”, şeklinde düzenleme gereğince, davacının tasfiye esnasında derdest olan dava dosyası nedeniyle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, bu nedenle davanın kabulüyle —– ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —– —— sayılı dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için, TTK’nın 547/2. maddesine göre, şirketin yetkili ortağı …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, davalı … Sicil Müdürlüğü’nün ise yasal hasım olması ve davalı … sicil müdürlüğünün iş bu davanın açılmasında üzerine atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, davalı … Sicil Müdürlüğü’nün yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı, dosya kapsamı itibarıyla davalı tasfiye memurunun, dava ve tasfiyenin sonlandırılmasına dair karar tarihleri dikkate alındığında dava konusunda bilgi sahibi olmasının beklenemeyeceği, bu nedenle tasfiyeyi sonlandırmasının hatalı olduğunun ve bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin söylenemeyeceği, yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağı anlaşılmış olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
TTK’nun 547. maddesi gereğince —– ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —– şirketinin —— sayılı dosyasındaki işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına,
2-Şirketin ticaret siciline tescil ve kararının özetinin —– ilanına,
3-TTK’nun 547/2. maddesi uyarınca … tasfiye memuru olarak atanmasına,
4-Alınması gereken harç peşin alındığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
5-Yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31.05.2023