Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/659 E. 2023/66 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/659
KARAR NO 2023/66
DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan
(İTİRAZIN İPTALİ)
DAVA TARİHİ : 18/10/2021
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı davacı banka ile borçlu ———- imzalanmış bu kapsamda şirkete iş bu ticari kredi tesis edilmiş ve kullandırıldığını, davalı borçluların iş bu krediye müteselsil kefil olmaya rıza göstermiş olup kefalete ilişkin gerekli evrakları imza altına aldıklarını, kullandırılan bu kredi kapsamında borçlu tarafından geri ödemesi yapılmayan kredi hakkında tüm uyarılara rağmen ödeme yapılmadığını, ——— tarihli ihtarnamesi ile hesap kat edilerek borçluya ve davalı kefillere borç tutarı bildirilmiş ve borcun ödenmesi ihtar olunduğunu, alacağın tahsili dostane yöntemlerle mümkün olamayınca bu kez de söz konusu alacak——- Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine konu edildiğini, söz konusu takipte Örnek 7 Ödeme Emri ile dayanak belgelerin borçlulara tebliğ edildiğini, borçlular yetki itirazında bulunmuş olup dosya yetkili —– gönderilerek burada ——- numarasına kaydedildiğini, yetkili İcra Müdürlüğünden borçluların vekilinin e-tebligat adresine çıkartılan ödeme emri ——- tarihinde okundu sayıldığı ve 14.10.2020 tarihinde ise ödeme emrindeki asıl alacağa, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, ilamsız icra takibi dosyamızda itiraz nedeniyle icra işlemleri durdurulduğunu, 14.10.2020 tarihli borca itiraz dilekçesi tarafımıza tebliğe çıkarılmamış olup yasal süresi içerisinde dava açma hakkını kullandıklarını, bu davayı açmadan önce ticari davalarda zorunlu arabulucuğa başvurularak ——– arabuluculuk dosyası açılmış, yapılan görüşmeler sonucunda karşılıklı anlaşmaya varılamadığını, itirazlar kötü niyetli itirazlar olup, kullandırılan krediyi ödememek için, borcun yüklediği sorumluluklardan kurtulmak adına yapılmış itirazlar olduğunu, haklı ve hukukî icra takibine yapılan kötü niyetli itirazın iptalini talep etiklerini, ekte sunulan kredi sözleşmenin ve kefalet sözleşmelerinin amir hükümleri alacaklı davacı bankayı bu borcu işleyecek faizleriyle birlikte tahsil etmeye yetkili kılmış ve bu sözleşme borçlu davalılar tarafından da müteselsil kefil olarak imzalandığını, bu kapsamda borçluların ödemekle yükümlü olduğu borç miktarı borçlulara bildirilmesine rağmen borçlular tarafından bakiye borç ödemesi yapılmadığını, sözleşmenin ve yasaların verdiği yetkiyle icra takibi başlatılmış ancak bu sefer de bu davanın konusu haksız ve kötü niyetli itiraz vuku bulduğunu, davalının (borçlunun) haksız ve hukuka aykırı olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının (borçlunun) %20den aşağı olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ——- vekili tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davalıların davacı bankaya icra takibinde belirtilen şekilde borcu bulunmadığını, zira davalıların icraya konu ——- borçulusu olmadığını, icraya konu ————— banka tarafından düzenlendiğini, davalıların bu sözleşmede borçlu değil sadece kefil sıfatında olduğu, davacı banka her ne kadar işbu davaya konu icra takibine yol açan sözleşme neticesinde davalıların fahiş miktarlarla kendilerine borçlu olduğunu iddia edip, haksız şekilde araç rehnine dayalı takibe geçmiş ise de davalıların böyle bir borcu bulunmadığı, söz konusu miktarlar göz ardı edilemeyecek derecede fahiş faiz oranları ile hesaplandığı ve davalılara haksız ve mesnetsiz şekilde bu davaya konu—— sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacı banka tarafından iddia edilen şekilde hüküm tesis edildiği takdirde davacı taraf sebepsiz yere zenginleşecek ve hakkaniyete aykırı bir hüküm tesis edilmiş olacağını, bu nedenle davacı bankanın işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi gerektiğini, öncelikli husus kefillere başvuru şartının gerçekleşip gerçekleşmediği konusu olduğunu, TBK‟Müteselsil kefalet” başlıklı MADDE 586: Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve
ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. „‟ düzenlemesi havi olduğu, davalılara başvuru yapılması için kanunun aradığı şartların meydan gelmiş olması zorunlu olduğunu, temerrüt için gerekli şartıların oluşmadığını, davalıların bankanın göndermiş olduğu ihtara yasal sürede itiraz etmiş olduğundan hesap katında bildirilen alacak ve faiz miktarı kesinleştiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, dava konusu var olduğu iddia edilen hakkın esası hakkında bir karar verilebilmesi için, alacağın net olarak belirlenmesi gerektiğini, davacı banka, ödenmesi gereken taksitleri belirlemeden ve icra dosyasına konu edilmiş borcun vadesi gelmeden, kendilerinde bulunan kredi sözleşmesine dayanarak haksız ve usulsüz bir şekilde başlatılan icra takibi ile davalıların ticari itibarını zedelediğini, davalıların davacı bankanın göndermiş olduğu hesap kat ihtarına süresinde——— nolu ihtarı ile itiraz ettiğini, itirazda; ihtarnamenin gayri varit olduğu, çok fahiş yükseklikte faiz uygulandığı, faiz hesaplarının da mürekkep olarak hesaplandığı hususları davacıya bildirildiğini, ihtara itiraz nedeni ile alacak miktarı tartışmalı bir hale dönüştüğünden ve alacak miktarı belli olmadığından, bu durumun yargılamayı gerektirmesi nedeni ile temerrüt şartlar gerçekleşmediğini, —— Sayılı ilamında;” alacaklı tarafından borçluya —— yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiği, borçlu tarafından belirtilen bu ihtarname içeriğine yasal 8 günlük süre içerisinde ————yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiği anlaşıldığını, borçlular hesap özetine 8 günlük süre içerisinde itiraz ettiklerine göre, hesap katında bildirilen alacak ve faiz miktarı kesinleşmediğini, ”itiraza uğramış hesap katında bildirilen alacak ve faiz miktarının kesinleşmediği vurgulandığını, davacı banka tarafından gönderilen ihtarların hukuka uygun olmadığını, davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti ile süresinde değilse usule ilişkin şartlar oluşmadığından davanın usulden reddine, icra dosyasının bağlı bulunduğu yer Mahkemesinin ——- Asliye Ticaret Mahkemesi olması sebebiyle Mahkemenin yetkisizliğine, usule ilişkin itirazların kabul edilmemesi halinde esasa yönelik itirazların kabulü ile davacı yanın haksız ve mesnetsiz davasının esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 13/01/2023 tarihli beyan dilekçesinde ”Davadan feragat talebimizin kabulüne, karşı tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti bulunmadığına ilişkin beyanı da dikkate alınarak işbu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, dosyada varsa bakiye gider avanslarının tarafımıza iadesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz” beyan ettikleri görülmüştür.
Davalılar vekilinin 14/12/2022 tarihli beyan dilekçesinde ”Müvekkillar adına herhangi bir yargılama gideri, vekalet ücreti veya tazminat talebimizin bulunmadığını bildirir, yargılama gideri yönündeki feragat talebimiz de dikkate alınarak dava hakkında karar verilmesini karar verilmesini arz ve talep ederiz” beyan ettikleri görülmüştür.
Davadan feragat, kesin hükmün yasal sonuçlarını doğuran ve davayı sonuçlandıran taraf işlemi olup, davalı tarafın veya Mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. —-
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat veya kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.———
Feragat ve kabul kayıtsız şartsız olmalıdır. (HMK. m. 309/4)Vekilin feragat edebilmesi, için feragate ilişkin özel yetkisinin bulunması şarttır. (HMK. m. 74/1)
Buna göre; davacı vekili tarafından verilen, dava dilekçesinde ekli vekaletnamenin yapılan incelenmesinde; davacı vekilinin feragate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacının maddi tazminat istemine ilişkin açmış olduğu davadan feragat ettiği, buna ilişkin feragat dilekçesi gönderdiği görülmekle feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davadan feragatin ilk duruşmadan önce gerçekleştiği görülmekle karar ve ilam harcı olan 119,93-TL harcın ve 179,90-TL başvuru harcının toplamı 299,83-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı taraflarca yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatırana iadesine,
4-Davalılar ——— vekilinin beyanları doğrultusunda vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere karar verildi.23/01/2023