Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/625 E. 2022/311 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/625 Esas
KARAR NO : 2022/311

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilin davalı borçlu ….—- ticari ilişkilerinden dolayı cari hesap işlemlerinden —- ödemelerinin yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili amacıyla görüşmeler yapıldığını, davalı tarafın ödemeden imtina etmesi sonucu icra takibi başlatıldığını, davalı itirazının alacağı geciktirmeye yönelik, haksız ve kötü niyetli olduğundan, itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek; Davalı-borçlu … —- numaralı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı yanın haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek, takibin durdurulduğunu, Davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı tarafın iş bu dava dosyasına cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmalara katılmadığı görüldü.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Mahkememizce —–defterlerinin incelenmesi için mahkemede defter inceleme günü verildiği, buna ilişkin ara kararın taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği, davalı tarafın defter inceleme gününe katılmadığı, defterlerini ibraz etmediği ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığı görüldü.
— bilirkişisinin— tarihli bilirkişi raporunda sonuç kısmında özetle:
“a)Davacı tarafın dosya —-açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, 6102 sayılı T.T.K 64-65-66 Maddeleri hükümlerine göre gerekse HMK 222/3 Maddesine göre sahibi lehine delil teşkil edebileceği değerlendirilmesinde bulunulmuştur.
b)Davacının davalı adına düzenlediği takibe dayanak faturaların davacının kesin delil vasfı taşıdığı kanaatine varılan ticari defter kayıtlarında kayıtlı olduğu,davacının düzenlemiş olduğu faturalara davalı tarafından süresinde herhangi bir itirazın yapılmadığı,
c)Davacı şirket ile davalı —-arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığından, ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirildiği, takibe konu olan faturanın defter kayıtlarında yer almış olması, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu,
d)Davacının vermiş olduğu —– mal ve hizmetinin verilmediğine dair herhangi bir tespitin dosyada mevcut olmadığı,
e)Rapor içeriğinde açıklandığı üzere, takip tarihi itibariyle davalıdan ——— tutarında alacaklı olduğu,
f)Davacının tacir oluşu nedeniyle,davalı şirketten faturalardan doğan toplam 1.540,29 TL.tutarlı alacağı için ticari işlerde işlemiş faiz için öngörülen avans faiz oranı ile ve —- tarihinden itibaren de %16,75 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi(3095m.2/2) talebinde bulunabileceği,
g)Davacı tarafın icra inkar tazminat talepleri konusundaki takdirinin münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, ” hususlarının rapor edildiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin duruşmadaki beyanlarında özetle: Davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davalı tarafın duruşmalara hiç katılmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti: Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı ile yapılan alım satım işlemi karşılığı alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu fatura alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,——–sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 14/07/2021 tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçlulya tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından süresinde borca itiraz edildiği, huzurdaki davanın 04/10/2021 tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalıların yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara ve faizine ilişkin açıklama ve değerlendirmelere mahkememizce de itibar edildiği ve takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi—- ilgili—- dairesine bildirdiği, Tarafların Beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, davalının verilen süre ve ihtara rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmadığı , ayrıca davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği, davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin belirlenen miktarlar üzerinden itirazın iptali, takibin belirtilen miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam 1.540,29-TL asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 105,22-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 45,92-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile ——- arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.333,10-TL yargılama gideri ile davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30–TL peşin harç, başvuru harcı 59,30-TL ve vekalet harcı 8,50-TL toplam 127,10-TL harç tutarının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 1.540,29-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.