Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/596 E. 2022/703 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/54 Esas
KARAR NO: 2022/701
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/01/2020
KARAR TARİHİ: 08/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı —- arasında ticari ilişki mevcut olduğunu ve bu ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağının mevcut olduğunu, davalı şirket tarafından yapılmadığını, yapılan tüm girişimlere rağmen sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine borcun tahsili amacı ile davalı aleyhine ——-dosyası ile icra takip işlemlerine başlandığını, icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davalı tarafından icra takibine itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, davanın kabulü ile icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile Davalı Şirket arasında ——- itibaren ticari ilişki mevcut olduğunu, tarafların tedarikçi sözleşmeleri ile çalıştıklarını, tedarikçi sözleşmelerinde açıkça görüldüğü üzere, davacı ile satıştan ödeme sistemiyle çalışıldığını, sözleşmelere uygun ve satışa bağlı olarak 60 gün ödeme vadesini takip eden günlerde ödeme yapıldığını, davalı şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı şirketin Cari Hesap alacağı iddiasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, cari hesap farkına sebebiyet veren tutarların davacı şirketin haksız ve taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine aykırı olarak kayıtlarına almadığını, faturalardan veyahut davacı şirket tarafından düzenlenen mesnetsiz ve hukuki dayanağı bulunmayan faturalardan kaynaklandığının tespit edildiğini, anlaşmazlık konusu faturaların büyük çoğunluğunun —— altında düzenlenen faturalar olduğunu, bu faturaların tedarikçi —-düzenlendiğini ve ——-olan talebe bağlı olarak reyon payının artması sebebiyle faturalanan bedeller olduğunu, davacının geçmiş yıllar boyunca faturalara hiçbir itirazının olmadığını, ihtirazi kayıt düşmediğini, yaklaşık son bir yıldır ise hukuki bir dayanakları olmadan kayıtlarına almadıklarını, davacı tarafın, tarafları kati suretle bağlayıcı sözleşme hükümlerine aykırı davranarak sözleşmeye uygun olarak düzenlenmiş faturaları kabul etmemesinin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü ile örtüşmediğini, davacının iddiasının kötü niyetli olduğunu, ödeme emrinin tebliği üzerine, Davacı şirketin —- olduğu, bu tutarın —- kısmının vadesinin gelmiş olduğu, —— ise henüz satışı yapılmayan ürünlerin bedeli olduğunun tespit edildiğini, bu kapsamda ödeme emrine kısmi itiraz sunularak, vadesi gelen —– tutarındaki davacı şirket alacağının işlemiş faiz, vekalet ücreti, icra masrafları vs tüm ferileri ile birlikte —– olarak İcra Müdürlüğü dosyasına ödendiğini, davacı şirketin müvekkili olan davalı şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını beyan ederek davanın reddine, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
——- takip dosyası celp edilmiştir.
Arabuluculuk son tutanak aslı dosya içerisindedir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir ——- dairesinden celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)——- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin—– tarihli celsesi——- nolu ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi – bilirkişiye verilmiş,—– bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.
—— tarihli bilirkişi raporunda özetle;”… Davacı ve davalı arasında —— yılından bu yana devam eden iş ilişkisi olduğu, Taraf defterlerinin birbiri ile tarih ve tutar olarak uyumlu olmadığı, bir kısım ödemelerin davacı defterlerinde parça parça kayda girdiği, bir çok faturanın ise farklı tarihlerde kayda alındıkları görüldüğü, Bu sebeple söz konusu farklılıkların tespiti çok zor olduğu, ——tarihinden bu yana yapılan incelemede bulunabilen fark kayıtlarının rapor içerisine eklenmiş olup; davalı söz konusu farkların —– adı altında davacı şirket adına düzenlenen faturalardan ibaret olduğunu beyan etmişse de; cari hesaplarında yer alan tek farklılığın söz konusu faturalar olmadığı davacı tarafından düzenlendiği halde davalı kayıtlarında yer alamayan toplam —– tarihinde dışı —– hesaplarının her iki taraf defterlerinde virmanlandığının örüldüğü ancak her iki defterde yapılan kayıtlarda da —–fark bulunduğu tespit edildiği, bu sebeple öncelikle tarafların mutabakat yapması gerektiği, Her iki tarafında da e-defter ve e-fatura mükellefi olduğu düşünüldüğünde eksik faturaların kayda alınması ve —bakiye farkın oluşmasına sebep olan dava dışı — rakamının açıklığa kavuşturulması gerektiği, Davalı—– açıklamalı faturalar sonrası —-yapmadığı, Her iki tarafça kabul edilen sözleşmenin 9. Maddesine göre baz ciro;——- vermiş olduğu siparişlerin karşılanma oranı dikkate alınarak alım tutarı üzerinden hesaplanır.” şeklinde düzenlendiği, Belirtilen tarih sonrası mal alışı yapılmadığı halde ——adı altında davacı şirket adına davalı —— tarafından düzenlenen faturaların tahsiline hak kazanıp kazanmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğu…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin —— tarihli celse ara kararı gereği dosya Yeminli mali müşavir ile sözleşmeden kaynaklı nitelikli hesaplamalar alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi —– yeminli malimüşavir bilirkişi — tarafından tanzim edilen —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; —Davacı şirketin, davalı şirketten; İcra takip tarihi olan —- alacaklı bulunduğu, bu davacı alacağı için davalı tarafından ——– indiği, icra takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin hukuki takdirinin mahkemenin olduğu, davacının ticari faiz talebinin yerinde olduğu, icra takip tarihinin —- olduğu ve bu tarihten |itibaren bu alacağa değişen oranlarda faiz yürütülebileceği, Davalı tarafından kabul edilmediği tespit edilen —– tutarlı davacı alacağının ise; Bu faturalar için davacı tarafından fatura muhteviyatı malların davalıya teslim edildiğine ilişkin düzenlenmiş olması sevk İrsaliyelerinin ibrazı halinde talebinin mümkün olabileceği…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde; Davalı vekiline, cevap dilekçesinde davaya konu alacağın bir kısmının önceki bir icra takibine de konu edilmiş olduğu yönünde savunması bulunduğu görülmekle; miktar ve tarihleri bakımından açıklama yapmak üzere ve Davacı vekiline ide,—— tarihli dilekçesinde sözleşmenin geçerli olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu görüldüğünden; HMK m.31 kapsamında açıklama yapmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmiş, taraf vekillerince sunulan beyan dilekçeleri dosya içine alınmıştır.
Mahkememizin —– tarihli celsesinde; Taraf vekillerinin rapora itirazlarının olumlu olumsuz değerlendirilmek ve taraflar arasındaki alım satım, ödeme ve sözleşme hükümleri dikkate alınarak davaya konu reyon büyütme bütçesi , aktivite primi, ciro primi faturalarının taraflar arasında tanzimi ve ödenmesi hususunda ticari ilişki boyunca yerleşmiş uygulamanın bulunup bulunmadığı ve taraflar arasındaki mal alışverişinin sona erdiği tarih de dikkate alınarak; takip tarihindeki alacak , borç durumunun tespiti için ( takip tarihinden sonra ödeme var ise ayrıyeten belirtilmek üzere) dosyanın ek rapor alınması için bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, tanzim edilen —–tarihli ek rapor dosyaya sunulmuştur. Sunulu bilirkişi ek raporunda özetle; ”…a. Davacı ve davalı arasında—- yılından bu yana devam eden iş ilişkisi olduğu, b. —— seçilen örneğin ——baz alınarak yapılan incelemede rapor içerisinde yer verildiği üzere aynı başlık altında faturalaşmalar yer aldığı, c. Davacının davalıdan icra takip tarihi itibari ile —– alacaklı olduğu,d.Davalı —- İcra takip tarihi olan —– tarihinden sonra da davacıdan yapılan mal alımlarının —- tarihinde sona erdiği, ——–tarafından davacıya —– adet iade faturası kesildiği, bu faturalar açıklamalarının ciro primi, reyon büyütme bütçesi, aktivite primi vb. olduğu,—— ödeme yapılarak hesabın kapandığı, Her iki tarafça kabul edilen sözleşmenin 9. Maddesine göre baz ciro;———- vermiş olduğu siparişlerin karşılanma oranı dikkate alınarak alım tutarı üzerinden hesaplanır.” Şeklinde düzenlendiği, Belirtilen tarih sonrası mal alışı yapılmadığı halde ——— adı altında davacı şirket adına davalı ——- düzenlenen faturaların tahsiline hak kazanıp kazanmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğu…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin —-tarihli celse ara kararı sonrasında sunulan ek raporda ara karar gereklerinin yeterince karşılanmadığı anlaşılmakla dosyanın —- nitelikli hesaplamalar alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, —- nitelikli hesaplamalar alanında uzman bilirkişi—– tarafından tanzim edilen —— tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Sunulu bilirkişi raporunda özetle;”…1. Davaya konu reyon büyütme bütçesi, aktivite primi, ciro primi faturalarının taraflar arasında tanzimi ve ödenmesi hususunda ticari ilişki boyunca yerleşmiş uygulamanın bulunup bulunmadığı hususunda: Anılan hususlar bakımından taraflar arasında ticari yerleşik bir uygulamanın bulunduğu yönünde kanaate varılabileceği, Taraflar arasındaki mal alışverişinin sona erdiği tarih de dikkate alınarak takip tarihindeki alacak, borç durumunun tespiti hususunda: Mali açıdan inceleme yapıldığında dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre davacı —- alacak talebi üzerinden İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında a. Davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibarıyla davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibarıyla muaccel hale gelmiş ——Tarihinde haricen yapılan — ödemenin, henüz vadesi gelmediği için Kısmi İtiraz konusu yapılan —– Takip tarihi sonrası düzenlenen ve düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılabileceği; bu halde —— dosyanın infazı aşamasında değerlendirilebileceği…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Davalı vekilinin rapora karşı itirazının gerekçesi gerekçeli kararda açıklanmak üzere reddine karar verilmiştir.
—- sayılı dosyası tüm muhteviyatı ile birlikte —sisteminden celp edilmiştir.
İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından— asıl alacak, —- üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın—– üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, bilirkişi raporu ve sunulu deliller kapsamından; Davacı tarafından tedarik sözleşmesi kapsamında alacağın konu edildiği icra takibine yönelik davalı tarafından itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, davalı tarafından icra dosyasında takip tarihine göre cari hesap bakiyesinin—-olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre sözleşme konusu ürünlerin satışının yapılması ve vadesi gelmesiyle alacağın talep edilebilir hale geldiği beyanıyla takip konusu borca itiraz edildiği, huzurdaki davanın ——– üzerinden harçlandırılmak suretiyle açıldığı,
Davalı tarafından; tarafların satıştan ödeme sistemiyle çalıştığı, sözleşmelere uygun ve satışa bağlı olarak 60 gün ödeme vadesini takip eden günlerde ödeme yapıldığı, anlaşmazlık konusu faturaların büyük çoğunluğunun —- altında düzenlenen faturalar olduğu, bu faturaların tedarikçi——–Maddesinde düzenlendiğini ve Tedarik Sözleşmesinin son sayfasında mağaza türlerine göre ——- Tedarikçinin ürünlerine olan talebe bağlı olarak reyon payının artması sebebiyle faturalanan bedeller olduğu, davacının geçmiş yıllar boyunca faturalara hiçbir itirazının olmadığı, ihtirazi kayıt düşmediğini, yaklaşık son bir yıldır ise hukuki bir dayanakları olmadan kayıtlarına almadıkları, huzurdaki davaya konu alacağın vadesi gelmeyen boca yönelik olduğu yönünde savunmada bulunmuştur.
İddia ve sunma kapsamından, taraflar arasında—–yılından itibaren ticari ilişki bulunduğu dikkate alınarak davaya konu—- taraflar arasında tanzimi ve ödenmesi hususunda ticari ilişki boyunca yerleşmiş uygulamanın bulunup bulunmadığı ve taraflar arasındaki mal alışverişinin sona erdiği tarih de dikkate alınarak; takip tarihindeki alacak, borç durumunun tespiti gerektiği anlaşılmış, bu yönde inceleme yapılması gerektiğinden daha önnce tanzim edilen bilirkişi raporları dikkate alınmamıştır.
Mahkememizce re’sen alınan —– tarihli bilirkişi heyet raporu ile; Taraflar arasında ihtilafsız olan Tedarik Sözleşmesinde kararlaştırılan primlerin düzenli olarak her ay sonu gerçekleşen performansa dayalı olarak faturalaştırıldığı ve davacı şirket adına borç
kaydedildikleri, önceki yıllara ilişkin performans primleri ile reyon büyütme bütçe bedellerinin itiraza konu edilmeksizin ve mutabakatsızlığa sebebiyet vermeksizin taraf ticari defterlerde
kaydedilmiş oldukları, taraflar arasında usul ve oranları tedarik sözleşmesinde belirlenmiş tüm performans primleri yönünden teamül oluştuğu ve taraflarlar ticari defter ve kayıtlarına göre bu hususta ihtilaf bulunmadığı, davalı Şirketçe — yılına ilişkin olarak —- tarihli
düzenlenmiş bulunan —– faturalarının kayıtlarına alındığı, mağaza büyüklüklerine göre tedarik sözleşmesinde belirlenen matbu tutarlar üzerinden
tahakkuk ettirilen bu bedelle tedarik sözleşmesinde yer verilen diğer primler gibi gerçekleşen satış bedellerine göre tahakkuk etmeyip sabit tutarlı olarak tahakkuk ettiği, —– yılına ilişkin —– tarihinde
düzenlendikleri ve davacı şirket alacaklarından mahsup edilmek üzere kayıtlara alındıkları ve vade tarihlerinde de mahsup işlemlerinin yapıldıklarının tespit edildiği, toplamda —– düzenlediği ve düzenlenen bu faturalardan —— ilişkin oldukları ve işbu faturaların tamamının davacı şirketçe kabul edilmeyerek kayıtlara alınmadığı ve taraflar arasındaki ihtilafa sebebiyet verdikleri tespit edilerek takip tarihi itibariyle muaccel hale gelen alacak hesabının yapıldığı, alınan raporun denetime hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, huzurdaki davanın — tarihinde açıldığı ve davaya dayanak icra takibinin ise —- tarihinde başlatıldığı dikkate alındığında, takip tarihi itibariyle muaccel hale geldiği anlaşılan alacağın —- olduğu, bilirkişi raporunda her ne kadar ticari ilişki nedeniyle düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı belirtilen ——– tutarlı faturaların dosyanın infazı aşamasında dikkate alınmasının düşünülebileceği yönünde görüş bildirilmişse de takibe yönelik itirazın iptalinin talep edildiği huzurdaki davada takipten sonra keşide edildiği anlaşılan işbu faturaların ve faturalara konu alacağın dikkate alınamayacağından bilirkişi raporuna bu kısım yönünden itibar edilmediği ve dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği, alacak likit olmakla davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği, ancak kısmen red edilen kısım yönünden takibin kötüniyetle yapıldığına ilişkin somut delil bulunmadığından talebin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1)Davanın kısmen kabulü ile davalının— dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin —– Asıl Alacak üzerinden devamına,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda ticari temerrüd faizi uygulanmasına,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin İcra Müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına,
2)Alacak likid ve belirlenebilir olmakla 16.108,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
3)Şartları oluşmadığından davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazminat isteminin REDDİNE,
4)Karar ve ilâm harcı olan 5.501,88-TL harçtan, peşin alınan 1.514,01-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.987,87-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5A-)Davayı kabul-ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 1.188,00-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5B-)Davayı kabul-ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 132,00 -TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler 13/1-2 maddeleri uyarınca 12.886,87 -TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7)Davanın red edilen miktarı yönünden; Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler 13/1-2 maddeleri uyarınca 8.111,87‬-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8)Davacı tarafça yatırılan 1.576,21-TL harç ve 3.064,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 4.640,71-TL yargılama giderinden davayı kabul-ret oranı dikkate alınarak toplam 4.176,63-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9)Davalı tarafça yatırılan 8,50-TL harç ve 2.000,00-TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 2.008,50-TL yargılama giderinden davayı kabul-ret oranı dikkate alınarak toplam 200,85-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —–Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/11/2022