Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/56 E. 2023/457 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/56 Esas
KARAR NO: 2023/457
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/01/2021
KARAR TARİHİ: 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından —— E. sayılı dosyası ile müvekkili olan davacı aleyhine 20.000 USD tutarındaki bono ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, icra takibi neticesinde davacının 10/16 hissesine sahip olduğu ve halen ailesi birlikte ikamet ettiği tek meskenine haciz konularak satışa çıkarmak üzere işlemler başladığını,—— “meskeniyet iddiası” davası açıldığını ve davanın davacı lehine kısmen kabul olunduğunu, ancak davalı tarafın, söz konusu taşınmazın satışı için icra müdürlüğünden talepte bulunduğunu, davacının takibe konu senedi, 04/07 Ekim 2016 tarihlerinde kumar oynamak için gittiği —– kumar borcuna teminat olarak açığa (beyaza) atılan parafeli ve kısmen boş bir şekilde verdiğini, kesinlikle davalı … vermediğini, … nasıl temin ettiğini bilmediklerini ve / fakat, “hukuka aykırı bir şekilde ele geçirdiği” taraflarınca kesin olarak bilinen senedin, karşı tarafça bir kambiyo senedi vasfını kazanacak şekilde doldurularak, hukuka aykırı bir şekilde takibe konulduğunu, takibe esas teşkil eden bononun geçersiz olduğunu, senet metnindeki söz konusu parafların davacının imzasından farklı olduğunun açık olduğunu, senet metninde davacının imzası değil imzanın kısaltılmış hali olan paraf bulunduğunu, söz konusu bono üzerinde, sadece iki adet parafın davacıya ait olduğunu, bunların dışındaki hiçbir unsur/ bilginin davacı tarafından veya davacının bilgisi dahilinde doldurulmadığını, ayrıca … ile davacı arasında arasında herhangi bir borç/alacak ilişkisi de bulunmadığını, icra takibi öncesinde de … ile tanışmadığını, bononun davacı tarafından kumar borcu sebebi ile —– teminat olarak 06/07 Ekim 2016 tarihinde verildiğini, bu tarihten sonra —– yapılan muhtelif ziyaretlerde, davacının senedini sorduğunu ve senedin —-muhafaza edilmekte olduğunun belirtildiğini, davacının ancak 23 Ekim 2016 tarihinde icra takibinin başlamasından sonra senedinin —– dışına çıkarıldığından haberdar olduğunu, bononun üzerindeki 20.000-USD yazısı ve paraflar hariç tüm unsurları daha sonradan, gerçek dışı ve yanlış bilgiler ile doldurularak icra takibi başlatıldığını, bono üzerine sonradan; vade tarihi 03.02 2018 ve düzenleme tarihi 01.01.2018 olarak yazıldığını, ancak gerçekte düzenlendiği tarih 06/07 Ekim 2016 tarihi olduğunu, borcun takibe konulmadan 3 yıllık zamanaşımı geçtiği için düzenlenme tarihi 01 Ocak 2018 olarak doldurulduğunu, davacının, anılan senedi —– teslim ettiğini, alacaklı olduğunu iddia eden … senedi son ödeme tarihi olan 03 Şubat 2018 tarihinde veya onu takip eden iki iş günü içinde ödenmek üzere ibraz etmediğini, davacının hiçbir şekilde (şahsen, telefonla, mesajla, aracı şahıs vb) görüşmediğini ve iddia edilen borca ilişkin hiçbir talepte bulunmadığını, söz konusu takibin ise 21 ay sonra başlatıldığını, senedin —– kumar borcuna teminat olması amacıyla verildiğini ve takip süresine kadar söz konusu işletmenin kasasında saklandığını, senet hamili olarak görünen … , poliçeyi kötü niyetle iktisap ettiğini ve iktisap sırasında ağır kusur işlediğini, söz konusu borcun doğuştan eksik bir borç olduğunu, davalı yanın iyiniyetli olmadığı açık olduğundan kıymetli evrakın iyiniyetli üçüncü kişilere sağladığı haklardan yararlanamayacağından, bu sebeple eksik borca ilişkin başlatılan icra takibinin kanuna aykırı olduğunu, kumar borcu sebebiyle icra takibi ve dava yoluna başvurulamadığını ileri sürerek davanın kabulü ile öncelikle teminatsız olarak veya davacının ekonomik imkanlarının yetersiz olması sebeplerinden ötürü uygun görülecek bir miktarla icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespiti ile —– Esas sayılı icra takibinin iptaline ve kötü niyetli olunması sebebiyle de davalı tarafın takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazları bulunduğunu, davacının müvekkili olan davalı tarafından icra takibi başlatıldığı günden itibaren borcunu ödememek adına her türlü yola başvurduğun, davalının, davacı tarafından düzenlenen 01.01.2018 düzenleme tarihli, 03.02.2018 vade tarihli, 20.000,00 USD bedelli bonodan dolayı alacaklı olup işbu bonoya ilişkin borçlu tarafından kendisine ödeme yapılmadığından; —— D. İş dosyası ile ihtiyati haciz talep edildiğini, Mahkeme tarafından —– D. İş numarası ile görülen dosyada talebin kabulüne karar verilmesi neticesinde icra takibi işlemleri başlatıldığını, —— Esas sayılı dosyası halihazırda derdest olduğunu, ihtiyati haciz kararına davacı tarafından itiraz edildiğini ancak Mahkemece itirazın reddedildiğini, bu kez davacının meskeniyet iddiası ile icra mahkemesine şikayet yoluna başvurduğunu, davacının, davalı hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması iddiası ile suç duyurusunda bulunduğunu, —– Soruşturma dosyası ile yapılan soruşturma neticesinde davacı hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davacı tarafından bu itiraza da itiraz edildiğini ancak itirazın kesin olarak reddine karar verildiğini, davacının icra takibine konu edilen bononun geçersiz olduğunu ileri sürmesinin kabul edilemez olduğunu, kıymetli evrakta soyutluk ilkesi söz konusu olduğundan asıl borç ilişkisi kıymetli evrak etkilemediğini, davacının teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep etmesinin kabul edilemeyeceğini, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddi gerektiğini savunarak her türlü talep, beyan ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile huzurdaki davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.—– Esas sayılı dosyası celp edilmiştir. İcra dosyasının incelenmesinden; davacı aleyhine davalı tarafından 20.000-USD, 5.390,55-USD işlemiş faiz, 40,00-USD bono komisyonu olmak üzere toplam 25.430,55-USD üzerinden icra takibi başlatıldığı görülmüştür.—– Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.—– d.iş sayılı dosyası celp edilmiştir.Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin Mahkememizin 12/01/2021 tarihli ara kararı ile reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin, davaya konu senedin, kumar borcu olduğuna yönelik tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.——- soruşturma sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Davacının yurt dışı giriş- çıkış kayıtları emniyet müdürlüğünden celp edilmiştir.,Davacı vekilince 31/03/2022 tarihinde ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, Mahkememizin 01/04/2022 tarihli ara kararı ile talebin reddine karar verilmiştir.Davaya konu senet aslı icra dairesinden celp edilmiş, davacı tarafından huzurdaki davada davaya konu senedin düzenlenme tarihinin gerçekte 06-07 Ekim 2016 tarihi iken senet üzerine düzenlenme tarihinin 01/01/2018 olarak yazılmış olduğu iddiasında bulunulduğu anlaşılmakla; davaya konu senet üzerindeki özellikle senedin tanzim tarihi ve vade tarihi bakımından yazı yaşının dolayısı ile senedin düzenlenme tarihinin tespitinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise bu hususta rapor düzenlenmek üzere dosya —– gönderilmiş, —– tarafından tanzim edilen 13/10/2022 tarihli raporda ;”…İnceleme konusu senetteki “≠20.000USD”, “Yirmibin”, —— yazıları ve borçlu imzaları bir kalem, diğer yazılar farklı fiziki evsafta ikinci bir kalem ile yazılmış olduğu, Mürekkeplerde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, düzenleme tarihi olan “01/01/2018″ yazısının yaşının tespit edilemediği, dolayısıyla senetteki diğer yazılardan ve imzalardan önce mi sonra mı yazıldığı hususunda teknik bir tespite gidilemediği…” mütalaa olunmuştur.Tanzim edilen —– raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.Davacı tarafça davalı tarafa yemin teklifinde bulunulmuş ancak davacı vekilince UYAP sistemi üzerinden gönderilen 22/12/2022 tarihli dilekçe ile yemin teklifinden vazgeçildiği beyan edilmiş, Mahkememizce yemin teklifinden vazgeçmiş sayılmasının tespitine karar verilmiştir.Davacı tarafından 16/01/2023 tarihli dilekçe ile ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkememizinn 18/01/2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafça ihtiyati tedbir talebinin reddine dair istinaf yoluna başvurulmuş ve —— E-K sayılı kararı ile istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.Mahkememizin 15/02/2023 tarihli ara kararı ile davacı tarafın 16/01/2023 tarihli dilekçe kapsamındaki delil celbi talebinin ve 30/05/2023 tarihli celse ara kararı ile davacı tarafın yeniden delil toplanması taleplerinin reddine karar verilmiştir.İddia, savunma, celp edilen bilgi ve belgeler, dosya kapsamında tanzim edilen —– raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafından takibe konu kambiyo senedinin 04/07 Ekim 2016 tarihlerinde kumar oynamak için gittiği —– kumar borcuna teminat olarak ve açığa (beyaza) atılan parafeli ve kısmen boş bir şekilde verdiğini, davalı ile aralarında alacak/borç ilişkisi bulunmadığını, senet metninde imzanın kısaltılmış hali olan davacıya ait iki adet paraf bulunduğunu, bunların dışındaki hiçbir unsurun davacının bilgisi dahilinde doldurulmadığını, bono üzerine sonradan vade tarihi 03/02/2018 ve düzenleme tarihi 01/01/2018 olarak yazıldığını, ancak senedin gerçekte 06/07 Ekim 2016 tarihinde düzenlendiğini ve 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, senet hamili olarak görünen … poliçeyi kötü niyetle iktisap ettiğini ve iktisap sırasında ağır kusur işlediği iddiasıyla davaya konu takibin iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, Davalı tarafından kıymetli evrakta soyutluk ilkesine dayalı olarak davanın reddi talep edildiği,Uyap üzerinden celp edilen—— soruşturma dosyasından; Müştekinin …, şüphelinin … olduğu, müşteki tarafından 2016 tarihinde —– şüpheliye ait olan kumarhanede kumar oynadığını, 58.500 USD kumarhaneye havale yaptığını, daha sonra parası kalmadığından o tarihte —– yetkilisi olan —— 20.000 USD kredi vermesini istediğini, senet karşılığında bahsi geçen krediyi aldığını, ancak bütün parayı kumar neticesinde kaybettiğini, senede şahsın 20.000 USD yazarak kendisine uzattığını, senet altındaki imzaların kendisinin attığını, kalan kısımları boş olacak şekilde geri verdiğini, daha sonra casinonun devredildiğini, şüphelinin de senetteki boş olan kısımları doldurarak kendisine icra takibi başlattığını beyan ederek şikayetçi olduğu, Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması suçlaması ile soruşturmanın yapıldığı, yapılan soruşturmada 03/06/2020 tarihli karar ile müştekinin söz konusu senet altındaki imzayı kendisinin attığını beyan ettiği, şüpheliye isnat edilen eyleme ilişkin senedin boş kısımlarının sonradan doldurulduğuna ilişkin herhangi bir yazılı belge ibraz edilmediği, bu nedenle isnat edilen suçun işlendiğine yönelik müştekinin soyut iddiası dışında delil bulunmadığı, müştekinin eksik borç nedeni ile ilgili icra dosyasında itirazda bulunabileceği gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, takipsizlik kararına yapılan itirazın —— D.İş sayılı dosyasından 09/11/2020 tarihli karar reddine karar verildiği, davacı tarafından karar aleyhinde kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu,—– Karar sayılı dosyasından; —— Esas sayılı takip dosyasında takibin kesinleşmesi üzerine taşınmaz üzerine haciz konulduğu ve meskeniyet itirazında bulunulduğu, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, Davacı tarafından —– İşletmelerine 04/10/2016, 05/10/2016, 06/10/2016 tarihlerinde yapılan havale dekont suretlerinin dosyaya sunulduğu,Emniyet Müdürlüğünden celp edilen müzekkere cevabından davacının —— 04/10/2016 çıkış, 19/10/2016 giriş, 14/10/2016 tarihinde çıkış yaptığının anlaşıldığı,Davaya konu senedin 01/01/2018 tanzim tarihli, 03/02/2018 vade tarihli, 20.000-USD bedelli olduğu ve keşidecisinin …, Lehdar … olduğu,Davacı tarafından senedin—— tarafından sonradan düzenlendiğini yeni öğrendiğini bildirerek imza içermeyen, not kağıdından ibaret olduğu anlaşılan yazı örneği sunulduğu,Davacı tarafından yemin teklifinde bulunulduğu ve ancak davalı tarafından yemini edaya hazır olduğu bildirilmezden evvel yemin teklifinden vazgeçildiği görülmüştür.Yapılan yargılamada; Davacı tarafından icra takibine konu senedin eksik borca ilişkin olduğu ve davalı tarafından kötü niyetle iktisap edildiği iddiasıyla huzurdaki davanın açıldığı, dava dilekçesi ve soruşturma dosyasındaki davacı beyanlarından senedin bedel kısmının senet tanzim tarihinde doldurulduğunun ve davacı tarafından imza yerine iki adet paraf atıldığının anlaşıldığı, senet metninde “nakden” kaydının bulunduğu, davacı tarafından her ne kadar tanık dinletme talebinde bulunulmuş ise de bono mücerret borç ikrarı olup, HMK 201. Madde kapsamında senede karşı senetle ispat kuralı gereği ileri sürülen iddianın tanık delili ile ispatının mümkün bulunmadığı, davacı tarafından yemin teklifinden vazgeçildiği ve davalı tarafından yemini edaya hazır olduğunu beyan edilmediğinden HMK 227. Madde kapsamında vazgeçme mümkün olmakla birlikte —– Karar sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere ileri sürülen iddia karşısında isticvap ve yemin deliline başvurulamayacağı, Senedin esaslı unsuruna yönelik iddiada bulunulduğu anlaşılmakla Mahkememizce dosyanın —– gönderildiği, tanzim edilen raporda senet üzerindeki mürekkeplerde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığının, düzenleme tarihi olan “01/01/2018” yazısının yaşının tespit edilemediği, dolayısıyla “tanzim tarihinin” senetteki diğer yazılardan ve imzalardan önce mi sonra mı yazıldığı hususunda teknik bir tespite gidilemediğinin bildirildiği, Davaya konu senet yönünden davacı tarafından davalı aleyhinde yapılan şikayette takipsizlik kararı verildiği, karara itirazın kesin olarak red edildiği, bu kapsamda davacı tarafından yapılan kanun yararına bozma istem sonucu beklemenin dosyaya katkı sağlamayacağı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 179,90-TL harçtan peşin alınan 2.540,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.360,70-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 23.315,31-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça yatırılan 8,50-TL vekalet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı asilin, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—– Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/06/2023