Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/557 E. 2022/725 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/557
KARAR NO : 2022/725

DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı —– 07.08.2017 tarihinde bir ticari ilişkide bulunduklarını, davalı şirketin 07.08.2017 tarih ve—–Nolu fatura ve —— sevk irsaliye numarası ile —– birim fiyatı x 3 ile 54.420-TL karşılığında satın aldığını, satın alındığına ilişkin fatura sevk irsaliyesi nakliye görüntüsü ve nakliye ödemesinin sunulduğunu, ancak davalı şirket tarafından 07.12.2017 tarihinde alınan malın 7.820 kg’ı iade edilerek 7.820 kg x 3- 23.560,00 TL ile 54.520,00 TL-23.560 TL-30.960,00 TL güncel bakiye borcu kaldığını, bu işleme ait irsaliye ve nakliyeci fatırasının ekte sunulduğunu, 20.04.2018 tarihinde davalı şirkete iadeli taahhütlü posta ile ihtar çekilerek fatura ve sevk irsaliyesinin gönderil 24.04.2018 tarihinde davalı şirkete ulaştığını, ödenmemesi üzerine——- Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, belirterek yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile ticari ilişki olmadığını, davacı tarafın içinde fatura ve sevk irsaliyesi olan ihtarname göndermediğini, davalı şirkete ulaşmadığını, davacı tarafından kesilen fatura ve sevk irsaliyelerinden bilgisi olmadığını,——- formları ile davalı şirkete ait defterler incelendiğinde böyle bir ilişki olmadığı görüleceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——– Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde——- bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde——-bilirkişisi marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve davacı tarafın ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. ——-bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Ticari defterlerin, delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerektiği,——- olan davacının bilanço esasına göre defter tutması gereken ve incelemeye ibraz edilen 2017 yılı ticari defterlerinden yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri açılış tasdiklerinin 2017 yılında kullanacakları tasdike tabi yasal defterlerini 31.12.2016 tarihine kadar tasdik ettirmeleri gerekmekte iken süresinde olmadığı, ayrıca kapanış tasdikine tabi olan yevmiye defterinin kapanış tasdikide bulunmadığı, 2018 Yılı ticari defterlerinden yalnızca yevmiye defterinin ibraz edildiği ve kapanış onayıda bulunmadığı tespit edildiğinden davalının 2017/2018 yılı defterlerinin HMK 222 uyarınca sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı anlaşıldığı, sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı anlaşılan davacının ticari defterlerinin incelenmesinde, davalıyı——-cari hesabında takip ettiği, dava ve takip konusu olan 07.08.2017 tarihli,——Nolu, 54.420,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, 31.12.2017 yılını bu tutarla kapattığı, 01.01.2018 açılışını yaptığı ancak 31.12.2018 dönem kapanışında yer almadığı tespit edildiği, her tarafın incelenen ticari defterlerinin yukarıda tespit edildiği üzere ticari defterlerinin delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre bütünlük arz eden tüm defterlerin eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulması, açılış ve kapanış noter onayları süresinde yaptırılması ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şartına uygun olmadığından HMK 222 uyarınca lehlerine delil vasfının bulunmadığı anlaşıldığı, bununla birlikte davacının ibraz edilen ticari defterlerinden davalıyı ——-hesabında 54.420,00 TL olarak takip ettiği, dava ve takip konusu olan 07.08.2017 tarihli, ——Nolu, 54.420,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu tespit edildiği, davalının ibraz edilen defterleri incelendiğinde ise dava ve takip konusu olan 07.08.2017 tarihli,——– Nolu, 54.420,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olmadığı, ticari defterlerinde davacı —— ile bir hesap ilişkisinde bulunmadığı yer aldığı, davacı faturaya dayalı olarak alacak isteminde bulunmuş olup, davalı davaya karşı cevabında malları teslim almadığını beyan ettiğini, yapılan incelemede, taraflar arasında yazılı sözleşmede bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenerek cari hesabında —— nolu 54.520 TL tutarındaki ——-.” içerikli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, tarafların belirtilen ticari defterlerinin incelenmesi sonucu; ticari defterlerle yanlar arasında kurulduğu ileri sürülen akdi ilişki kanıtlanamadığı, alacağın ispat külfeti davacı yanda olup, satım konusu malları davalıya teslim ettiğini ısı gerektiği akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı yanı her iki taraf da tacir olduğundan, dava konusu taşımaya ilişkin davacı nezdindeki sevk incelendiğinde, irsaliye üzerindeki bilgilerden davalı tarafından veya davalının yetkilisi/çalışanı temsilcisi tarafından teslim alındığını gösterir okunaklı bir bilgi ve emare yer almadığı görüldüğünden davalı şirket tarafından 07.12.2017 tarihinde alındığı iddia edilen malın 7.820 kg’nın iade edildiği 7.820 kg x 3 TL – 23.560,00 TL nin takibe konu faturadan mahsup edilerek 54.520 TL( Satış)- 23.560 TL (İade) -30.960-TL bakiye borcu ile kaldığı iddiasının (İcra takibinde talep edilen tutar 31.773,61-TL) ile 07.12.2017 tarihli 601,80 TL tutarlı nakliye ücretininde davalı tarafından ödenmesi gerektiğinin dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davacı tarafından ispatlanamadığı, Mahkeme aksi kanaatte olur ise de söz konusu malzemenin alındığına mahkemenizce karar verilmesi halinde davacının davalıdan alacağı olan meblağ (54.520,00 TL – 23.560,00 TL ) 30.960 TL ve işlemiş faizi 371,52-TL olduğu bildirilmiştir.Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davanın, davacı tarafından davalıya 18.140,00-kg ürünü 54.420,00-TL bedelle sattığı, davalının 7.820,00-kg ürünü ide ettiği, iade edilen ürün düşüldüğünde 30.960,00-TL alacaklı olduğu, icra takibindeki kalemlerle birlikte tahsili için icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine belirtilen iddialar ile iş bu davanın açılmış olduğu, davalı taraf ise ticari ilişkiyi kabul etmemiştir. Tarafların ticari defterleri incelenmiş olup, tarafların usulüne göre tutulmayan ticari defterleri sahipleri lehine delil niteliği taşımamaktadırlar. Taraf defterlerindeki kayıtlara göre, davaya konu faturaların davacı kayıtlarında bulunduğu ancak davalının kayıtlarında bulunmadığı——- formlarında 54.420,00-TL bedelli faturanın davacı tarafından vergi dairesine bildirildiği, ancak davalının böyle bir faturayı bildirmediği görülmüştür. Faturaya konu ürünlerin davalı tarafından teslim alındığına dair bir bilgi bulunmadığı, sevk irsaliyesinde davalı tarafından teslim alındığına dair yetkili veya çalışan imzasının bulunmadığı görülmektedir. Davacı taraf davalı ile anlaşmayı, sözlü olarak yaptığını beyan etmektedir. 07.08.2017 tarihinde fatura ve sevk irsaliyesinin düzenlendiği, 07.12.2017 tarihinde iadeye ilişkin nakliye faturası ve kantar kaydının bulunduğu, 20.04.2018 tarihinde fatura ve sevk irsaliyesinin gönderildiğine ilişkin ——- kaydının bulunduğu, 24.04.2018 tarihinde fatura ve sevk irsaliyesinin teslimine ilişkin kaydın sunulduğu, görülmüştür. Davacı taraf ——- müzekkere yazılmasını talep etmiş olup, faturanın gönderilmiş olduğu ispat edilse dahi bunun sonuca bir etkisi olmayacaktır. Dosyada dinlenilmesi talep edilen tanığın davacının muhasebecisi ve nakliyeci olduğu görülmekle, davacının muhasebecisi bayanlarıyla davanın ispatının mümkün olmayacağı, nakliyecinin ürünleri davacı taraftan teslim alan kişi olduğu ve sevk irsaliyesinde teslim alan olarak imza atan kişi olduğu, teslim aldığı ürünleri davalı tarafa teslim ettiğini beyan edecek olsa bile, bunu destekler bir bilgi ve belge bulunmadığından, sadece tanık beyanları ile davanın ispatlanamayacağı, ürünlerin davalı tarafa teslim edildiğine dair hiç bir yazılı delil bulunmadığı görülmektedir. Dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmadığı görülmektedir. Açıklanan gerekçelerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Davaya konu alacağın olup olmadığı, davacı tarafından istenip istenemeyeceği hususu yargılamayı gerektirdiğinden, davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşturacak bilgi ve belge bulunmaması sebebiyle davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmamıştır. Bu nedenle şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyetli olarak takip başlattığına dair bilgi ve belge bulunmaması ve bu yönde kanaat oluşmaması sebebiyle davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin yatırılan 408,95 TL harcın mahsubu fazla yatırılan 328,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair,davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.