Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/539 E. 2022/897 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/539
KARAR NO: 2022/897
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında 02.01.2020 tarihinde imzalanan satış sözleşmesi uyarınca davalı tarafından bir adet kızartma makinesi ile bir adet susamlama kaplama makinesinin davacı 62.000,00 TL+KDV karşışığında satılması konusunda anlaşma sağlandığını, satış sözleşmesi uyarınca davacı şirketin makineler için 31/12/2019 tarihinde 13.160,00 TL banka üzerinden peşin ödeme gerçekleştirdiğini, davacı şirketin yine sözleşme uyarınca —— tarihinde 50.000 TL bedelli çeki davalı şirkete keşide ettiğini, makinelerin geri kalan ödemelerinin ise 16/01/2020 ve 03/02/2020 tarihlerinde toplam 10.000 TL olarak davalı şirkete banka üzerinden yapıldığını, davalı tarafça sözleşmeye istinaden müvekkil şirkete gönderilen makinelerin ayıplı çıktığını, sözleşmede belirlenen özellikleri taşımadığını, bunun üzerine makinelerin —– kapsamında davalı şirkete geri gönderildiğini, ancak davalı şirketin bu zamana kadar makineleri geri göndermediği gibi davacı şirketle irtbata dahi geçmediğini, uzun bir süre makinelerin geri gelmesini bekleyen davacının maddi kaybının daha fazla olmaması için başka makineler sipariş vermek zorunda kaldığını, satış sözleşmesinin davacı tarafından haklı olarak feshedilmiş olup sözleşme uyarınca ödenen miktarın müvekkile iade edilmesi gerektiğini belirterek, bu sebeplerle davanın kabulü ile davalı-borçlunun —–dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, takibe kötü niyetli itiraz edildiğinden asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davalıya karşı icra takibi başlatılmış olup bu takibe karşı tarafımızca itiraz edildiğini, davalı tarafından sözleşmeye konu makinelerin tesliminin gerçekleşmediği iddia edildiğini, davalı tarafından makinelerin teslimi gerçekleştirildiğini, davalı tarafından makinelerin tesliminden sonra davacı tarafça makineler kullanılmış olup bu kullanım sırasında bant deliklerinin geniş olduğu fark edildiğini, fark ediş akabinde makineler davalıya gönderilerek —– ayıbın giderilmesi istendiğini, davalıya her ne kadar makineler ulaşmış olsa da ulaşma tarihinin——– denk gelmesi sebebiyle davacının taleplerin binaen gerçekleştirilen imalat geciktiğini, bant genişliklerinin kapatılmasının akabinde ise davacı taraf makineleri almaktan vazgeçtiklerini belirttiklerini, makineler davalıda hazır bir şekilde bulunmadığını, ilgili makinelerin tesliminde meydana gelen gecikmede davalının herhangi bir kusuru söz konusu olmadığını, davalı tarafından davacının istemiş olduğu onarımlar yerine getirilmiş lakin ilgili makineler isteğe bağlı olarak davacı tarafından alınmadığını, davalının herhangi bir borcu söz konusu olmadığını, itirazın iptalin davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—– Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1):——Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir —-
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, davacının defterlerinin incelenmesi için ——- Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup, Mali Müşavir alanında uzman bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. Bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; —– yılına ait ticari defterlerin 213 sayılı VUK. 221. ve 222. Maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Mahkemede olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca yevmiye defterlerine yapılması gereken kapanış tasdikinin— yılı yevmiye defterleri için süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğruladığı tespit edildiği, davacıya ait ticari defter kayıtlarında; davacının davalıya toplamı 73.160,00 TL tutarında ödemede bulunduğu, davalının davacıya 03.07.2020 tarihinde 36.580,00 TL tutarında fatura düzenlediği, davacının davalıya 30.11.2020 tarihinde aynı tutarda iade faturası düzenlediği, takip tarihi itibariyle davacının davalıya yapmış olduğu avans ödemelerinden kaynaklı toplamı 73.160,00 TL tutarında alacağının bulunduğu, takibin asıl alacağının da bu tutar üzerinden başlatıldığı tespit edildiğini, davacının 7.161,66 TL işlemiş faiz talebinin olduğu, işlemiş faize ilişkin dosya kapsamında yapılan incelemede, davalıya gönderilmiş bir ihtarnameye rastlanmadığı, temerrüt şartları ve işlemiş faize ilişkin takdir Mahkemede olduğunu, 213 sayılı V.U.K.396 sıra nolu genel tebliğine göre ; —— müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarında —– üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları— formunda, mal ve/veya hizmet alışları ise —–formlarında beyan edileceği, buna göre, 03.07.2020 tarihinde davalının davacıya düzenlediği kdv hariç 31.000,00 TL tutarındaki faturanın; davacının —- davalının —– ile, 30.11.2020 tarihinde davacının davalıya düzenlediği aynı tutardaki iade faturasının; Davacının—- davalının —– formu ile beyan edildi tarafların birbirine düzenlediği faturaların her iki tarafça beyan edildiği tespit edildiği, davacının —– yıllarına ait ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222. Maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Mahkemede olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca yevmiye defterlerine yapılması gereken kapanış tasdikinin —- yılı yevmiye defterleri için süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğruladığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 02.01.2020 tarihli Satış Sözleşmesine dayandığı, bu sözleşmede 2 adet makine satışının söz konusu olduğu, kızartma makinası fiyatının 31.000,00 TL#KDV, susamlama kaplama makinası fiyatının 31.000,00 TL#KDV olmak üzere makine fiyatlarının kdv dahil tutarının toplam 73.160,00 TL olduğu, davacıya ait ticari defter kayıtlarında; davacının davalıya toplamı 73.160,00 TL tutarında ödemede bulunduğu, davalının davacıya —- nolu KDV dahil 36.580,00 TL tutarında kızartma makinasına ait fatura düzenlediği, bu faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının davalıya 30.11.2020 tarihinde — tutarında kızartma makinası iadesine ilişkin iade faturası düzenlediği ve kayıtlarına aldığı, 03.07.2020 tarihinde davalının davacıya düzenlediği kdv hariç 31.000,00 TL tutarındaki faturanın; davacının—- davalının—- tarihinde davacının davalıya düzenlediği aynı tutardaki iade faturasının; davacının —–, davalının —– formu ile beyan edildiği, tarafların birbirine kızartma makinasına ilişkin düzenlediği alış ve iade faturalarının her iki tarafça beyan edildiği, Takip tarihi itibariyle davacının davalıya yapmış olduğu avans ödemelerinden kaynaklı toplamı 73.160,00 TL tutarında alacağının bulunduğu, takibin asıl alacağının da bu tutar üzerinden başlatıldığı, işlemiş faize ilişkin dosya kapsamında yapılan incelemede, Davacının 7.161,66 TL tutarında işlemiş faiz talebinin olduğu, dosyada davalıya gönderilmiş bir ihtarnameye rastlanmadığı, temerrüt şartları ve işlemiş faize ilişkin takdirin Mahkemede olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davacı tarafın ticari defterlerinin incelendiği, ticari defterlerde davaya konu ihtilafa ilişkin makinelerin alışının işlenildiği, daha sonrasında iade faturalarının düzenlendiği, karşılıklı olarak makinelere ilişkin taraflar arasında ticari defterlerde ihtilafın bulunduğu görülmektedir. Davalının cevap dilekçesi ile makinelerin kendileri tarafından satıldığı, davacının makineleri kendilerine geri gönderdiği, covid pandemisi sebebiyle imalatın geciktiğini beyan etmiştir. Davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu yazışmalar, dava ve cevap diekçesi ve dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile uyum içerisindedir. Davalı şirketin yetkilisi ———–davacı tarafın görüşmeleri bulunmaktadır. Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının makinelerin bedelini ödediği, ürünlerin davacıya gönderildiği ancak ayıplı çıktığı, davacı tarafın ayıbın giderilmesi için makineleri davalıya geri gönderdiği, davalının ürünleri üç aya yakın bir süre geri göndermediği, davacının yazışmalara son vererek akabinde ise icra takibi başlatmıştır. Davacının makinelerin tekrar kendisine gönderilmesi için makul bir süre beklemiş olduğu, ancak davalı tarafından bir yanıt verilmemiş olduğu görülmekle, davacının yapmış olduğu ödemeleri geri istemekte haklı olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle asıl alacak yönünden davanın kabulüne dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Takip öncesi davalının temerrüde düştüğüne dair bilgi ve belge bulunmadığından işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir. Asıl alacak miktarı likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Reddolunan kısım yönünden davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşturacak bilgi ve belge bulunmaması ve bu yönde kanaat oluşmaması sebebiyle kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından, kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2—–Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 73.160,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 73.160,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından, kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—– bütçesinden ödenecek 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 1.199,82-TL’nin davalıdan, 120,18-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Karar ve ilâm harcı olan 4997,56-TL harçtan peşin alınan 970,09-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.027,47-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 11.705,60 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 7.161,66-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan 1.235,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre 1.126,66-TL ve 970,09 TL peşin harç toplamı 2.096,75-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
11-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.23/12/2022