Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/533 E. 2022/820 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/533 Esas
KARAR NO: 2022/820 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/08/2021
KARAR TARİHİ: 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin, alacağının tahsili amacıyla—— dosyası üzerinden davalı hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibinin başlatıldığını, ancak davalı takip borçlusunun borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, işbu itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapıldığını, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, işbu davaya ve İcra takibine konu alacağın likit olduğunu davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutularak; davanın kabulüne, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının reddedilerek anapara alacağı takip tarihinden sonra tahsil edildiğinden, yasal vekalet ücreti ve icra dosya masrafları toplamı olan 1.368,98 TL üzerinden ve takip tarihi itibariyle işleyecek faiz ve tüm ferileri ile takibin birlikte devamına, davalı aleyhine alacağın 9020’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, iddia ve talep etmiştir.
Davacı vekiline usulüne uygun tensip zaptı ekli duruşma gününün, davalıya tensip zabtı, dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;
Açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle açılan davayı kabul etmediklerini, icra takibinde borcun sebebinin “Cari hesap alacağı” olarak belirtildiğini, ancak ne ödeme emrine ne de takip talebine ve dosyaya cari hesap dökümünün eklenmediğini, bu yönüyle icra takibine yapılan itirazın haklı olduğunu, ayrıca taraflar arasında yapılan cari hesap sözleşmesinin katedilmediğini, yani likit bir alacak olmadan icra takibi yapıldığını, bu yönüyle de icra takibine yapılan itirazın haklı olduğunu, TTK ‘ya göre cari hesap sözleşmelerinin yazılı bir şekilde yapılmasının geçerlilik şartı olduğunu, taraflar arasında bulunan cari hesap sözleşmesinin delil olarak mahkemeye sunulmadığını, dolayısıyla Müvekkilinin borçlu sıfatına haiz olmadığını, açıklanan nedenlerle; haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetle açılmış huzurdaki bu davanın reddedilmesine, haksız takip dolayısıyla davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, savunmuş ve talep etmiştir.
——-kayıtlarının celp edildiği görüldü.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Mahkememizce dava konusu uyuşmazlık konularında teknik bilirkişiye rapor düzenletildiği görüldü.
Teknik bilirkişi 25/04/2022 tarihli raporunda sonuç kısmında:
“1- Davacı ,—-, davalı – hakkında,——-işlemiş faiz (ticari) olmak üzere toplam 8.172,78 TL üzerinden (alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık 94916,75 ticari ve değişen oranlarda faizi ile tahsili, fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkı saklı tutularak, TBK 100 madde gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilmek üzere) ilamsız icra takibine geçtiği, takipte borcun nedeninin —- cari hesap —– olarak belirtildiği, ancak, takip borçlusunun —- tarihli dilekçesinde, alacaklı firmaya hiçbir. Borcunun bulunmadığından bahisle, icra takibine, ödeme emrine, faizine, faiz oranına, borcun tümüne ve ferilerine itiraz ettiği ve takibi durdurduğu, huzurdaki davanın bu takibe yapılan itirazın iptaline yönelik bulunduğu,
2-Tarafların yasal defter kayıtlarının incelenmesinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği asıl alacağının 8.150,34 TL olduğunun anlaşıldığı, bu tutarın her iki tarafın yasal defter kayıtlarıyla da uyuştuğu,
3-Davalı yanın, icra takibinden sonra, takipte talep edilen asıl borç tutarı 8.150,34 TL’yi davacıya ödediği, davalının takipten sonra yaptığı ödemeler ile söz konusu dönemde uygulanan avans faiz oranı dikkate alınmak suretiyle yapılan hesaplamada, davacının dava tarihi (26.08.2021) itibariyle davalıdan talep edebileceği alacağının 52,92 TL olarak tespit edildiği, davacının icra dosyası vekalet ücreti, icra dosya giderleri vs alacaklarının ise icra dosyası kapak hesabında dikkate alınmasının gerektiği,
4-Tarafların yasal defterlerinin tasdik işlemlerinin cari yasal mevzuata uygun olarak yapıldığı, ayrıca yasal defterler ile yardımcı kayıt ve belgelerin birbirlerini teyit ettiği dolayısıyla söz konusu defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
5-Tarafların hukuki yorum gerektiren iddia, savunma ve kanıtlarının değerlendirilmesinin Bilirkişilik Kanunu ve Yönetmeliğine istinaden Muhterem Mahkemeye ait olduğu, ” görüşlerini bildirir rapor tanzim edilmiştir.
Taraflara usulüne uygun bilirkişi raporunun tebliğ edildiği görüldü.
DELİLLER
*—–esas sayılı dosya uyap kayıtları,
*Davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait —- formları
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı ile yapılan alım satım işlemi karşılığı alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu fatura alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, tarafından davalı aleyhine başlatılan ——- yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı ise davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini talep etmiştir. ——- icra takibinde alacaklı davacı borçlu davalıdan fatura bakiyeleri ile işlemiş faiz olmak üzere toplam —– ödenmesini talep etmiş, borçlu davalı ise takibe itiraz etmiş, takip durmuştur.
Tarafların ticari defterlerinin sunulması istenmiş her iki tarafta ticari defterlerini sunmuştur.
6100 sayılı HMK ;Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —-Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır. Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. ——- Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut olayda davacı ve davalı arasında, taraflar arasındaki ticari defter kayıtlarının incelenmesinde davacının davalıdan 8.150,34 TL asıl alacağının bulunduğu,bu tutarın her iki tarafın yasal defterlerinde kayıtlı olduğu , davalının icra takibinden sonra itirazdan sonra davacıya ödendiği dava tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği 52,92 TL alacağının bulunduğu, davcının talep ettiği icra vekalet ücreti ve yargılama giderleri icra dosyasında dikkate alınacağı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının —— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam bakiye 52,92-TL asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın (52,92-TL) %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Dava açılışta harcın peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1069,20-TL yargılama gideri ile davacı tarafından dava açılışta yatırılan 127,10-TL harç giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 52,92-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle karar verildi. 08/12/2022