Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/526 E. 2022/398 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/526 Esas
KARAR NO: 2022/398
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 24/08/2021
KARAR TARİHİ: 13/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —- tarihinde kendi sevk ve idaresindeki —- bağlı vaziyetteki — çarpışması sonucu vefat ettiğini, dava dışı—-bahse konu kaza neticesinde vefat etmesinden kaynaklanan her türlü sigorta şirketine başvuru, sigorta tahkim komisyonununa başvuru, maddi ve manevi tazminat davaları ve açılan ceza soruşturması ve açılması muhtemel ceza davasının müvekkili olan davacı—–dava dışı iki meslektaşı tarafından takip edileceği hususunda anlaşıldığını, bu anlaşmaya göre müvekkili olan davacının ve meslektaşının iş sahibinin bu işlerini vekil sıfatı ile takip edecek, bunun karşılığında da; iş sahibine ödenecek tazminat miktarının %20’sine hak kazanacağını, tarafların bu şekilde anlaşma iradelerinin —-tarihli sözleşme ile yazılı hale getirildiğini, bu sözleşme kapsamında —- tarafından müvekkili olan davacının ve meslektaşları olan——–yevmiye numaralı vekaletnamesi ile müvekkili olan davacının vekil tayin edildiğini, düzenlenen avukatlık sözleşmesi ve vekaletname uyarınca derhal savcılık dosyasına vekil sıfatıyla katıldığını, ayrıca gerekli evrakları temin ederek davalı firmaya —- tarihinde —-eşinin vefatı dolayısı ile hak kazanmış olduğu destekten yoksun kalma tazminatı ile —- cenaze masraflarının ödenmesi için başvurduğunu, davalının söz konusu başvuruyu —numaralı hasar dosyası ile işleme aldığını, müvekkili olan davacının ve dosyadaki ortaklarının davalı firmaya yapmış oldukları başvurularının sonucunu beklerlerken, müvekkilleri —— kendilerini “görmüş olduğu lüzum üzerine” azletmiş olduğuna dair—– numaralı azilnamesini tebliğ aldıklarını, müvekkili olan davacı ile diğer avukatlar tarafından aynı tarihte sigorta şirketi azil hususunda sigorta şirketinin mail adresinden bilgilendirildiğini,——- yapılacak avukatlık sözleşmesi uyarınca—- ödenecek her türlü tazminatın %20’si ile bu tutara denk düşen —– müvekkili olan davacı ile diğer avukatlar tarafından temlik aldığına dair sözleşme örneği gönderildiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek dava dışı—- kaza dolayısı ile vefat etmesi nedeniyle eşi — hak etmiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatı ile —- cenaze masraflarının %20’si ile bu tutara denk düşen ——– HMK m. 107 uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere, kaza tarihinden işletilecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkili olan davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, temlik sözleşmesi kapsamında destekten yoksun kalma ve defin masraflarına konu sigorta tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Arabuluculuk son tutanağı dosya içerisinde mübrezdir.
6100 sayılı HMK 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Davacı tarafından sunulan—- tarihli vekalet ücret sözleşmesi incelendiğinde; Sözleşmenin davacı ve diğer avukatlar ile dava dışı —- arasında yapıldığı, —– “Sözleşme konusu olan işlerden dolayı —- ücret olarak sigorta şirketine başvuru, dava. icra takibi , sigorta tahkim, sulh ya da herhangi bir işlem yolu ile müvekkilin hak kazandığı tazminat miktarına göre ödeme yapacak olup, kendisine ödenecek toplam tazminat miktarının % 20 oranındaki tutar ve bu tutara denk gelen —— gayrikabili rücu ve kesin olmak üzere devir ve temlik etmiştir. İş sahibi temlik ettiği tutardan hiçbir hak ve alacağının kalmamış olduğunu, temlik eden tarafa ihbar ve ihtara gerek olmaksızın avukatların bu tutar üzerinde her türlü tasarruf yetkisine haiz olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklinde düzenleme bulunduğu,
—– yevmiye numaralı vekaletnamesi ile dava dışı ——tarafından davacıya dava ve takiplerde temsile yönelik genel vekaletname verildiği, destekten yoksun kalma ve cenaze masraflarının ödenmesi talebiyle sigorta şirketine vekaleten başvuruda bulunulduğu,
—- yevmiye numaralı azilname ile dava dışı — tarafından davacının azledildiği,
—– tarihi mail ile durumun sigorta şirketine bildirilerek devir ve temlik gereği taraflarına ödeme yapılmasının talep edildiği,
Davacı vekili Mahkememizin—- tarihli celsesinde,”Biz huzurdaki davada sigorta şirketi tarafından kabul edilerek karşı tarafa ödenen tazminatın, davacı ile hak sahibi arasındaki vekalet sözleşmesindeki alacağın temliki maddesine dayanarak madde gereği taraflar arasında düzenlenen ve sigorta şirketine de yazılı olarak bildirilen tazminatın %20’sini alacağın temliki gereği davacıya ödenmesi gerekirken ödenmemiş olması nedeni ile doğru ödeme yapılmaması ve sorumluluğun devam etmesi hukuki sebebine dayalı olarak açtık. Yani huzurdaki davada yeniden bir kusur incelemesi , miktar tespiti, ya da poliçe gereği davalının sorumlu olup olmadığı hususlarına dair bir inceleme yapılması talebimiz bulunmamaktadır. Ancak bu hususa ilişkin dava ve talep haklarımızı saklı tutuyoruz. Gerek görmemiz halinde bu hususta ayrıyeten dava açabiliriz. Biz huzurdaki davada yalnızca sigorta şirketi tarafından hak sahibine ödenen bedelin davacının azlinden önce yapılan sözleşme gereği davacıya ödenmesi hususuna dayanmaktayız.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
İddia, savunma ve dosya kapsamından, dava dışı —- murisinin trafik kazası neticesinde vefat etmesinden kaynaklanan her türlü sigorta şirketine, sigorta tahkim komisyonununa başvuru, maddi ve manevi tazminat davaları, açılan ceza soruşturması ve açılması muhtemel ceza davasının avukatlık mesleği yapan davacı ve dava dışı iki meslektaşı tarafından takip edileceği hususunda davacı ile dava dışı iş sahibi arasında —- tarihli vekalet sözleşmesi imzalandığı ve sigorta şirketine alacağın tahsili hususunda vekaleten başvuruda bulunulduğu, dava dışı iş sahibinin davacı ve diğer avukatları — tarihinde azil ettiği, davacı tarafından azil durumunun ve avukatlık —- dayalı devir ve temlik maddesine dayanılarak sigorta şirketine alacağın %20′ sinin taraflarına ödenmesi hususunda başvuruda bulunulmasına karşın ödeme yapılmadığı gerekçesi ile huzurdaki davanın açıldığı, Mahkememizin —– tarihli celsesinde HMK 31. Madde kapsamında sorulması üzerine davacı vekili tarafından huzurdaki davada yeniden bir kusur incelemesi, miktar tespiti ya da poliçe gereği davalının sorumlu olup olmadığı hususlarına dair bir inceleme yapılması taleplerinin bulunmadığı, davacı vekili tarafından bu hususa ilişkin dava ve talep haklarının saklı tuttulduğu ve lüzum görmeleri halinde bu hususta ayrıca dava açabilecekleri, taraflarınca yalnızca sigorta şirketi tarafından hak sahibine ödenen bedelin davacının azlinden önce yapılan sözleşme gereği kendilerine ödenmesi gerektiği ve sigorta şirketince doğru ödeme yapılmaması iddiasına dayandıkları beyan edildiği, bu kapsamda yapılan değerlendirmede her ne kadar sigorta sözleşmeleri TTK kapsamında düzenlenmiş ise de huzurdaki uyuşmazlıkta iddianın sigorta şirketi tarafından nizasız şekilde dava dışı hak sahibine ödenen tazminatın, vekalet ücret sözleşmesi kapsamında davacı tarafından hak kazanılıp kazanılmadığı ve hak kazanılmış ise bunun miktarı ve alacağın devir ve temliki şartları kapsamında davacı tarafından talep edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğu, bu halde uyuşmazlıkta KTK’na ve TTK’ya bağlı kusur ve sorumluluğa yönelik inceleme ve değerlendirme yapılmayacağı, açık talebe göre uyuşmazlığın —— alacağın devir ve temliki hükümleri bağlamında incelenmesi gerektiği, bu halde uyuşmazlıkta Mahkememiz görevli olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)6100 Sayılı HMK m.114/c ve m.115/2 gereği göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görevli Mahkemenin ——– Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK m.21 kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-) 6100 Sayılı HMK m.331/2 uyarınca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
5-)Davacının diğer dava ve talep haklarının saklı tutulmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde — Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 13/06/2022