Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/524 E. 2022/412 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/524 Esas
KARAR NO: 2022/412
DAVA: İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/08/2021
KARAR TARİHİ: 20/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı ile davalı şirket arasında bir para işlemi olduğunu, bu işleme göre davalı şirketin hesabına davacının hesabından—- para gönderildiğini, paranın davacının oğlu olan—— talebi ile borç olarak gönderildiğini,—-davalı arasında ihtilaf çıktığını ancak paranın davacıya geri ödenmediğini, taraflar arasında ihtilaf çıkmış olması nedeni ile davacı tarafından ödenen paraya el konulmasının mümkün olamayacağını, gönderilen paranın iade edilmesi amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine borcum yoktur diyerek itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu ve bu parayı borç olarak almış olmasına rağmen ödemeden kaçındığını ileri sürerek banka yolu ile davalıya borç olarak gönderilen —- tahsili için davalı aleyhine——- dosyasında takibe yaptığı itirazın iptaline, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacak iddiasına dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
—– takip dosyası—- üzerinden celp edilmiştir.
—– tarihli yazısı dosya içerisinde mübrezdir.
—— yazılan müzekkereye verilen cevap dosya içinde mübrezdir.
— sayılı dosyası —– sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Davalı şirketin ——- dosya içinde mübrezdir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5. maddesinde Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi Mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
—– yazı cevabında şirket yetkililerinin münferiden yetkili —–olarak belirtildiği görülmüştür.
Bankaya yazılan müzekkere cevabında; ——–açıklamasıyla davalı şirket banka hesabına ödeme yapıldığına ilişkin dekont suretinin dosyaya gönderildiği görülmüşltür.
—- üzerinden celp edilen—— numaralı dosyasında; Müştekinin —- olduğu, —–tarihli karar ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İcra dosyası incelendiğinde; Davacı tarafından —-işlemiş faiz olmak üzere toplam—— üzerinden takip başlatıldığı, davalı tarafından taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, davacının oğlu ile şirket arasında husumet bulunduğunu beyan ederek borca, faiz ve fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz ile takibin durudurlduğu ve huzurdaki davanın takip çıkış miktarı üzerinden harçlandırılarak süresi içinde açıldğı anlaşılmıştır.
İddia, savunma ve celp edilen deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafından huzurdaki dava ile borç olarak gönderilen bir miktar paranın tahsilinin konu edildiği icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiştir. Dosya içerisinde mübrez ——– yazısında davacının potansiyel mükellefiyeti bulunduğu ve davacının herhangi bir şirkette ortaklık ve yöneticiliği bulunmadığı görülmekle davacının tacir sıfatını taşımadığı sabit olduğu gibi, iddia ve icra dosyasına yapılan itiraz beyanlarından taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı ve borç olarak verildiği iddia edilen paranın ticari amaçla verildiği ya da kullanıldığının da iddia edilmemesi karşısında taraflar arasındaki uyuşmazlığın TBK 386. Madde uyarınca “ticari olmayan ödünç (karz) sözleşmesine” dayandığı, bu halde uyuşmazlıkta Mahkememizin görevli olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 Sayılı HMK m.114/c ve m.115/2 gereği göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görevli Mahkemenin —– Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK m.21 kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-)6100 Sayılı HMK m.331/2 uyarınca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.
20/06/2022