Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2023/135 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/504 Esas
KARAR NO : 2023/135

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/01/2017
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– arasında 15/06/2016 tarih ve —–İKN.lı sözleşme imzalanarak —– görevli personelin taşıma işi üstlenildiğini, 798.410,00 TL bedelli sözleşme imzalandıktan sonra 31/07/2016 tarih ve 21.552,05 TL, 31/08/2016 tarih ve 54.876,01 TL, 30/09/2016 tarih ve 37.790,30 TL, 31/10/2016 tarih ve 19.162,20 TL bedelli 4 adet fatura ile 133.380,56 TL KDV dahil tahsil edildiğini, son fatura bedelinden sonra ilgili idarece hizmet alımı yapılmadığı, sözleşmenin feshi yoluna da gidilmediğini, yüklenicinin yerine getirilmeyen sözleşme hükümlerinden dolayı, yapmış olduğu gerçek giderler ve yüklenici karına olan bedeli isteme hakkının bulunduğunu, davacı yüklenicinin 25.818,03 TL kar payı alacağı ve 13.956,88 TL de ihalenin gerçekleşmesi için yaptığı gerçek gideri bulunduğunu, davacının toplam alacağı olan 39.774,91 TL’nin ödenmesi için ——-ayrı ayrı yazı yazıldığını, ancak bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 04/12/2016 gününden itibaren yasal faizi ile birlikte 39.774,91 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddi gerektiğini, sözleşme incelendiğinde ödeme yeri ve şartları başlıklı 12. Maddesinin 12.1.2 bendiyle ödemelerin yapılmaması, taşıyıcı firmanın taahhüdünü yapmaması için sebep olarak gösterilemez hükmü getirildiği gibi 12.1.2.3 bendin de her ne sebeple olursa olsun sefer tanımına görev yapılmayan hizmetin ücretleri ve farkları ödenmeyecektir hükmünü ihtiva etmekte olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Sözleşmenin haksız feshi iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava, 06/01/2017 tarihinde —– Asliye Hukuk Mahkemesinin ——-Esas sayılı dosyasında açılmıştır.
Asliye Hukuk Mahkememsinde görülen yargılamada Mahkemesince alınan
25/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “…
Davacı Firma’nın talep ettiği 39.774,91 TL’lik miktarın hesaplama usulünün kanuna
uygun olduğu görülmekle birlikte İdare’nin kusuru olmaksızın gerçekleşen mücbir sebep sonucu kendilerine iade edilen 48.000-TL’lik teminatın, davaya esas talep miktarından daha fazla olduğu görülmektedir.
Zırhlı Tugay Komutanlığı’nın Olağanüstü Hal “OHAL” kapsamında yapılan düzenlemeler doğrultusunda Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın 17.08.2016 tarih ve ——sayılı ve “—–Garnizonlarındaki Askeri Birliklerin Taşınması” konulu emri gereğince 28.10.2016 tarihinde —— konuşlu bulunduğu kışladan ——
Garnizonlarına birlik olarak intikal ettiği dava dosyasından tespit etmiştir. Bunun sonucunda 28.10.2016 tarihinden itibaren davalı İdare’nin mücbir sebep dolayısıyla davacı Firma’dan taşıma hizmeti alamayacak olmasının karşılığı olarak 31.10.2016 tarihinden itibaren İdare’nin davacı Firma’ya herhangi bir ücret ödemeyeceği anlaşılmaktadır. Davalı İdare sözleşme konusu işin en az %80′ inin bitirlemeyeceğini öngörüp uhdesinde bulundurduğu 48.000-TL teminatı sözleşmenin feshinden sonraki bir tarih olan 17.11.2016 tarihinde davacı Firma yetkilisine imzası karşılığında teslim etmiş olup bu husus davacı Firma’nın da kabulündedir….Dava konusu olayda iki tarafın da kusurundan kaynaklanmayan mücbir sebep dolayısıyla gerçekleşen ifa imkansızlığı sonucu mahrum kalınan kar talep edilmektedir…. 28.10.2016 tarihinden itibaren davalı İdare’nin mücbir sebep dolayısıyla davacı Firma’dan taşıma hizmeti alamayacak olmasının karşılığı olarak 31.10.2016 tarihinden itibaren İdare’nin davacı Firma’ya herhangi bir ücret ödemeyeceği
anlaşılmaktadır…
SONUÇ :Her türlü hukuksal durumun takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacı Firma’nın da davalı İdare’den sözleşme ve ihale kapsamında her hangi bir bakiye alacağının olmadığı görüşüne varılmakla birlikte tarafımdan düzenlenen işbu raporu Sayın Mahkemenin takdirlerine” şekinde görüş bildirilmiştir.
—— Esas sayılı dosyasından Mahkemesince 06/12/2018 tarihinde davanın reddine karar verilmiş, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine —–Esas ——-Karar sayılı kararı ile istinaf talebinin kabulü ile kararın usulden kaldırılmasına,——Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiş olup, dosya 12/08/2021 tarihinde Mahkememize tevdi edilerek işbu esas numarası üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
—— Komutanlığından sözleşme suretleri ile soruşturmaya esas ihale dosyaları dosya içerisindedir.
Mahkememizin 21/12/2021 tarihli ön inceleme duruşması ara kararı ile dosya ihale alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi —— tarafından düzenlenen 11/04/2022 tarihli raporda özetle; ”… İdarece, sözleşmenin mücbir sebep nedeniyle feshedildiğinin bahsedilmeye olanak bulunmadığı; 4735 Sayılı Kamu İhale Sözteşmeleri Kanunu’nun 4/5. Maddesi hükmünün sözleşme bedelinin %80′ inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işleri ve daha çok yapım işi ihalelerini konu edindiği, somut uyuşmazlıkta ise alımı işi ihalesi söz konusu olup; işin tamamlanmaksızın sözleşme feshinin gerçekleştiği: bu hüküm çerçevesinde yükleniciye ödeme yapılmasının şartı olan “geçici kabul”ün de gerçekleştirilmediği, Sözleşmenin idarece feshi sebebiyle işin tasfiyesinin genel hükümlere göre (Borçlar Kanunu) gerçekleştirlimesi gerektiği, İhale konusu sözleşmenin Borçlar Hukuku anlamında bir hizmet sözleşmesi olup, idarenin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye ve Kamu İhale Mevzuatına aykırı olarak sözleşmeyi feshettiği, Yüklenicinin sözleşmenin feshinden doğan müspet ve/veya menfi zararının hesabı uzmanlığı dışında kalmakta olup, zarar hesabının ne şekilde hesaplanacağı hususunun Mahkemenin belirleyeceği şekilde taşımacılık ve hesaplama alanında uzman bilirkişiler tarafından ortaya konulabileceği…” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Mahkememiz dosyası daha önce rapor sunan bilirkişi ile yeni görevlendirilen taşıma alanında uzman bilirkişi heyetine rapor tanzim edilmek üzere tevdi edilmiş, ihale alanında uzman bilirkişi Doç.Dr. —– ile taşıma alanında uzman bilirkişi —— tarafından düzenlenen 10/10/2022 tarihli raporda özetle; ”…Sözleşmenin idarece mücbir sebep nedeniyle feshedildiğinden bahsedilmeye olanak bulunmadığı; 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 24/5. Maddesi hükmünün sözleşme bedelinin % 80′ inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işleri ve daha çok yapım işi ihalelerini konu edindiği, somut uyuşmazlıkta ise bir hizmet alımı işi ihalesi söz konusu olup; işin tamamlanması söz konusu olmadığı; iş tamamlanmaksızın sözleşmenin feshinin gerçekleştiği, bu hüküm çerçevesinde yükleniciye ödeme yapılmasının şartı olan “geçici kabul” ün de gerçekleştirilmediği, Sözleşmenin idarece feshi sebebiyle işin tasfiyesinin genel hükümlere göre (Borçlar Kanunu) gerçekleştirilmesi gerektiği, İhale konusu sözleşmenin Borçlar Hukuku anlamında bir hizmet sözleşmesi olup, idarenin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye ve Kamu İhale Mevzuatına aykırı olarak sözleşmeyi feshettiği, davacının, sözleşmenin yürürlükte olduğu sürede sözleşmede üstlendiği edimleri yerine getirdiği ve ücretlerini tahsil ettiği, davalı idarenin Servis Kiralama Hizmet Alımı sözleşmesini haksız nedenle feshettiği dolayısı ile Sözleşmenin kapsamında yaptırılabilecek ilave işler iş eksilişi ve işin tasfiyesi maddesinde belirtildiği üzere 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 24/5. Maddesi gereği davalının davacı yükleniciye yapması gereken ödemenin Sözleşmenin 80 bedelinden gerçekleşen hizmet bedelinin düşülmesinden sonra kalan bedelin %5′ ine denk gelen 25.818,03-TL ve 13.625,11-TL ihale masrafları olmak üzere toplam 39.443,14-TL tutarı talep edebileceği, Davacının, talep ettiği alacağı 39.443,14 TL’ nin temerrüt tarihi olan 04.12.2016 gününden itibaren yasal faizi ile birlikte talebinin nihai hukuki değerlendirmesinin Mahkemenin takdirinde olduğu…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan 10/06/2016 ödeme tarihli 7674,90-TL ve 10/06/2016 tarihli 4.543,00-TL ödemelere ilişkin vergi beyannameleri celp edilmiştir.
İddia, savunma, bilirkişi raporu ile celp edilen müzekkere cevapları ile tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı tarafından, sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı olarak yapılan giderler ve kar mahrumiyetinin davalıdan tahsili istemiyle huzurdaki davanın açıldığı,
Taraflar arasında 15/06/2016 tarihli “—–Zırhlı Tugay Komutanlığında Görev Yapan Personelin Mesaiye Getirilip Götürülmesi İçin Servis Kiralama Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme” imzalandığı,
Davacı tarafından 10/06/2016 tarihinde pişmanlık zammıyla birlikte 7.674,90 TL ve 4.543,00 TL olmak üzere toplam 12.217,90 TL damga vergisi ödendiği,Sözleşme kapsamında davacı tarafından 31/07/2016 tarih ve 21.552,05 TL, 31/08/2016 tarih ve 54.876,01 TL, 30/09/2016 tarih ve 37.790,30 TL, 31/10/2016 tarih ve 19.162,20 TL bedelli 4 adet fatura keşide edildiği ve davacı tarafından fatura bedelleri toplamı 133.380,56-TL (KDV dahil) tahsil edildiği,
İdarenin 10 Mart 2017 tarihli yazısından “OHAL” kapsamında yapılan düzenlemeler doğrultusunda —-. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nın —–Garnizonlarına birlik olarak intikal ettirilmesi sebebiyle “—- Zırhlı Tugay Komutanlığında Görev Yapan Personelin Mesaiye Getirilip Götürülmesi İçin Servis Kiralama Hizmet Alımı” na İlişkin sözleşmenin feshedilmesi kararlaştırıldığı,Davacı tarafından 13/12/2016 tarihli yazı ile sözleşmenin 29. ve 24. Maddeleri dayanak gösterilerek toplam 39.774,91-TL’nin 20 gün içerisinde ödenmesi; aksi halde dava yoluna gidileceğinin davalı tarafa ihtar edildiği, yazının davalı tarafa 14/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Bu kapsamda hizmet alım satımına ilişkin 15/06/2016 tarihli sözleşme bulunduğu, 2016 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında davacı yüklenici tarafından davalı tarafa “personel taşıma” hizmetinin verildiği, bu aylara ilişkin davacı tarafından keşide edilen fatura bedellerinin davalı tarafından ödendiği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın 2016 yılı Ekim ayı sonrasında davalı idarenin hizmet alımına yönelik sözleşmeyi fesih etmesinin hukuken yerinde olup olmadığı ile netice olarak davaya konu “sözleşmenin yapılması nedeniyle davacı tarafından yapılan giderler” ile “kar mahrumiyeti” taleplerinden davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise bunun miktarına ilişkin olduğunun anlaşıldığı,
Yargılamada 2016 yılı Temmuz ayında yaşanan olaylar nedeniyle Zırhlı Tugay Komutanlığı’nın Olağanüstü Hal (“OHAL”) kapsamında yapılan düzenlemeler doğrultusunda Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın 17/08/2016 tarih ve——Garnizonlarındaki Askeri Birliklerin Taşınması” konulu emri gereğince 28/10/2016 tarihinde —- kışladan ——Garnizonlarına birlik olarak intikal ettiğinin anlaşıldığı,Davacı tarafından mücbir sebeplerin 4735 sayılı Kanunun 10 maddesinde belirtildiği, somut uyuşmazlıkta idarenin fesih gerekçesi olarak gösterdiği “OHAL” kapsamında yapılan düzenlemeler doğrultusunda birlik intikalinin maddede yer alan hallerden birine girmediği, davalı idarece Kamu İhale Kurumundan bir görüş alma yoluna gidilmediği ileri sürülmüş ve Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporunda da paralel gerekçe ile davalı tarafından sözleşmeye ve Kamu İhale Mevzuatına aykırı olarak sözleşmenin feshedildiği gerekçesiyle bir kısım hesaplama yapılma yoluna gidildiği görülmüş ise de;
Taraflar arasındaki sözleşmede;
-Madde 28; “Mücbir sebeplerden dolayı sözleşmenin feshi 28.1. Mücbir sebeplerden dolayı İdare veya Yüklenici sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. Ancak Yüklenicinin mücbir sebebe dayalı bir süre uzatımı talebi varsa idarenin sözleşmeyi feshedebilmesi için Uzatılan sürenin sonunda işin sözleşme ve eklerine uygun şekilde tamamlanmamış olması gerekir. Sözleşmenin feshedilmesi halinde, hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilerek kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar iade edilir.”
-29. Maddesinde; “Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi 29.1. Öngörülemeyen durumlar nedeniyle iş artışının zorunlu olması halinde, işin; a) Sözleşmeye konu hizmet içinde kalması, b) İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması, şartlarıyla, sözleşme bedelinin ” 20’sine kadar oran dahilinde, süre hariç sözleşme ve ihale dokümanındaki hükümler çerçevesinde ilave iş aynı yükleniciye yaptırılabilir.İşin bu şartlar dahilinde tamamlanamayacağının anlaşılması durumunda ise artş yapılmaksızın hesabi genel hükümlere göre tasfiye edilir. Bu durumda, yüklenicinin sözleşme bedeli tamamlanıncaya kadar işi ihale dakümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmesi zorunludur. Bu ihalede 4/.35 sayılı Kamu iİhale Sözleşmeleri Kanununun 24 üncü maddesi çevresinde iş eksilişi yapılabilir. İhale konusu işin sözleşme bedelinin X 80’inden daha düşük bedelle tamamlanacağının anlaşılması halinde ise, yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderler ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşme bedelinin Ve 80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındakı bedel farkının % 5’i ödenir…” şeklinde düzenlendiği,
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nda;
-İdarenin sözleşmeyi feshetmesi başlıklı 20. Maddesinde; Aşağıda belirtilen hallerde idare sözleşmeyi fesheder: a) Yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, ihale dokümanında belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, idarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi, b) Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 25 inci maddede sayılan yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi hallerinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.”
-Sözleşmenin feshine ilişkin düzenlemeler başlıklı 22/2 maddesinde; 19, 20 ve 21 inci maddelere göre sözleşmenin feshedilmesi halinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar alındığı tarihten gelir kaydedileceği tarihe kadar ——- yayımlanan aylık toptan eşya fiyat endeksine göre güncellenir. Güncellenen tutar ile kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı arasındaki fark yükleniciden tahsil edilir….”
-Mücbir sebeplerden dolayı sözleşmenin feshi başlıklı 23. Maddesinde; “Mücbir sebeplerden dolayı sözleşmenin feshedilmesi halinde, hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilerek, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar iade edilir.”
-Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi başlıklı 24. maddesinde;”…Mal ve hizmet alımlarıyla yapım sözleşmelerinde, öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halinde, artışa konu olan iş; a) Sözleşmeye esas proje içinde kalması, b) İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması, Şartlarıyla, anahtar teslimi götürü bedel ihale edilen yapım işlerinde sözleşme bedelinin %10’una, birim fiyat teklif almak suretiyle ihale edilen mal ve hizmet alımlarıyla yapım işleri sözleşmelerinde ise % 20 ‘sine kadar oran dahilinde, süre hariç sözleşme ve ihale dokümanındaki hükümler çerçevesinde aynı yükleniciye yaptırılabilir. Birim fiyat sözleşme ile yürütülen yapım işlerinde, Cumhurbaşkanı bu oranı sözleşme bazında % 40 ‘a kadar artırmaya yetkilidir. İşin bu şartlar dahilinde tamamlanamayacağının anlaşılması durumunda ise artış yapılmaksızın hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. Ancak bu durumda, işin tamamının ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesi zorunludur. Sözleşme bedelinin % 80’inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde, yüklenici işi bitirmek zorundadır. Bu durumda yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderleri ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşme bedelinin % 80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının % 5’i geçici kabul tarihindeki fiyatlar üzerinden ödenir.
-Mücbir sebepler başlıklı 10. maddesinde;” Mücbir sebep olarak kabul edilebilecek haller aşağıda belirtilmiştir: a) Doğal afetler. b) Kanuni grev. c) Genel salgın hastalık. d) Kısmî veya genel seferberlik ilânı.e) Gerektiğinde Kurum tarafından belirlenecek benzeri diğer haller. Süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dahil olmak üzere, idare tarafından yukarıda belirtilen hallerin mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için; yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi zorunludur….” belirtildiği görülmüştür.
Sözleşmenin sözleşen tarafları bağladığı açık olmakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmenin 28. Maddesi ile mücbir sebeplerden dolayı idare veya yüklenicinin sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih edebileceği yönünde açık düzenleme bulunduğu gibi davalı tarafın aynı zamanda idare olması karşısında somut olayda 4735 sayılı Kanun hükümlerinin de değerlendirilmesi gerektiği, KİK 20. Maddesinde idarenin yüklenicinin kusuruna dayalı sözleşmeyi fesih halinin düzenlendiğinden somut olayda uygulanma yeri bulunmadığı, davacı tarafından alacak hesaplama usulüne dayanıldığı KİK 24. Maddesinin ise öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halini düzenlediği, yine madde devamında “sözleşme bedelinin % 80’inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde, yüklenici işi bitirmek zorundadır. Bu durumda yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderleri ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşme bedelinin % 80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının % 5’i geçici kabul tarihindeki fiyatlar üzerinden ödenir.” şeklindeki düzenlemenin ise davacı yüklenicinin somut olayda işi bitirme durumunun söz konusu olamayacağı dikkate alındığında ilgili maddenin uyuşmazlık hakkında uygulanamayacağının anlaşıldığı, bu nedenlerle Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi kök ve ek raporunda belirtilen görüş ve hesaplamaya Mahkememizce itibar edilmediği,Davalı tarafın sözleşmeyi fesih sebebi dikkate alındığında taraflar arasındaki sözleşmenin 28. madesi ile Kamu İhale Kurumu Kanunu 10. Madde düzenlemesinin değerlendirilmesi gerektiği,
Taraflar arasındaki sözleşmenin 28. Maddesi ile mücbir sebeplerden dolayı idare veya yüklenicinin sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih edebileceğinin düzenlendiği,
KİK 10. maddesi incelendiğinde ise; Mücbir sebep hallerinin a, b, c, ve d bentleri ile örnekleme yoluyla gösterildiği, devam eden “e” bendinde ise “e) Gerektiğinde Kurum tarafından belirlenecek benzeri diğer haller.” Denildiği ve devam eden bent ile de durumun mücbir sebep olarak kabul edilebilme kriterleri olarak yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi zorunlu olduğunun belirtildiği,Kamu İhale Kurumu işlem ve kararları idari yargı yoluna tabi olmakla birlikte, somut uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğu dikkate alındığında fesih sebebi yönünden Mahkememizce inceleme ve değerlendirme yapılabiliceğinin şüphesiz olduğu,
Maddenin 10/2. bentteki düzenleme ile maddenin bütünü içinde değerlendirme yapıldığında; KİK 10. Maddesinin daha çok yüklenicinin kusuru yönünden ve yükleniciden kaynaklanan sebeplere özgü bir düzenleme olduğunun anlaşıldığı, sözleşmenin idare tarafından feshine yönelik değerlendirmenin yine KİK 36. Maddesi ile kanunda hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunun hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği ve Türk Borçlar Kanunun sözleşme ilişkilerinde uygulanması gereken genel kanun niteliğinde olduğu dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği,Bu kapsamda yapılan değerlendirmede; TBK’daki düzenleme ile KİK’da yer alan düzenlemenin içerik olarak paralel olduğu, TBK 136 ve 137. Madde kapsamında borcun ifasının borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebep ile imkansızlaşması halinde borcun sona ereceği, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkansızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlunun karşı taraftan aldığı edimi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmekle yükümlü olduğu, bu halde sözleşmenin kurulması yönünden yapılan giderler istenebilecek olmakla birlikte müspet zarar kapsamındaki “kar mahrumiyeti” talebinden sorumluluğun doğması için borç ilişkisi kurulduktan sonra ortaya çıkan ifa imkanszılığının davalının kusurundan kaynaklanması gerektiği,Davalı tarafından 2016 yılı Temmuz ayında tüm Ülkede etkisini gösteren olaylar sonrasında ilan edilen “OHAL” kapsamında, idarenin taşıma konusu birlik personelinin başka bir ile intikali yönünde karar alındığı ve inkalin sağlandığı, taraflar arasında sözleşmenin 2016 yılı Haziran ayında yapıldığı, sözleşmenin imza tarihinde birlik intikal kararına dayanak olayların ve “OHAL” ilanına ilişkin sebebin henüz gerçekleşmemiş olduğu, dolayısıyla feshe dayanak sebebin sözleşmenin kurulması aşamasında davalı tarafından bilinemez ve öngörülemez bir durum olduğu, sözleşme feshinin davalının kusurundan ileri gelmediğinin anlaşıldığı, bu kapsamda “taşımaya konu birliğin başka bir ile intikali” kararı ile davaya konu sözleşme yönünden ifanın her iki taraf yönünden de imkasız hale geldiği, karara dayanak sebebin bu kapsamda “mücbir sebep” olarak kabul edilmesi gerektiği, borcun ifasının davalının sorumlu tutulamayacağı bir sebep ile imkansızlaştığı dikkate alındığında, davalının sözleşmenin kurulması aşamasında davacıdan aldığı teminat mektubunu 2016 yılı Kasım ayında davacıya iade edildiği ile taşımanın fiilen yapıldığı anlaşılan 4 aya ilişkin fatura bedelleri yönünden davacı alacağının bulunmadığından bu hususların dava konusu olmadığı dikkate alınarak davaya konu müspet zarar olan kar yoksunluğuna yönelik talebin, ortaya çıkan ifa imkansızlığının davalının kusurundan kaynaklanmadığı kanaatine varıldığından davalının sorumluluğu bulunmadığı ve “kar mahrumiyeti” talebinin reddi gerektiği,Ancak sunulu delillerden davacı tarafından sözleşmenin kurulması bakımından sözleşme damga vergisi ödendiği ve yine bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacının sözleşme damga vergisi ile teminat mektubu komisyon ve BSMV olarak 13.625,11-TL alacaklı olduğu belirtildiği, sözleşmenin yapılması inancı ile ödenen gerçek giderleri davacının talep hakkı bulunmakla birlikte sunulan dekontlardan 105,97-TL’nin geç ödeme nedeniyle pişmanlık zammına ilişkin olduğu, dosya kapsamında geç ödemenin davalı kusurundan meydana geldiğine ilişkin beyan ve delil bulunmadığı, pişmanlık zammına yönelik bedelin mahsubu sonrasında (13.625,11-TL)-(105,97-TL) = 13.519,14-TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, bedelin ödenmesi isteminin 14/12/2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, 20 gün ödeme süresi verildiği dikkate alında davalı nezdinde temerrüdün 04/01/2017 tarihinde meydana geldiği, davacı tarafından yasal faiz isteminde bulunulduğu sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile 13.519,14-TL alacağın 04/01/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 923,49-TL harçtan peşin alınan 679,26-TL harcın mahsubu ile bakiye 244,23‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Davanın red edilen miktarı yönünden; Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 880,96-TL harç ve 2.898,33-TL bilirkişi posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 3.779,29‬-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; toplam 1.759,25-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—– Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.