Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/502 E. 2021/835 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/502 Esas
KARAR NO: 2021/835
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/12/2019
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirket ile davalı şirketin gemi inşa sanayi alanında faaliyet gösterdiklerini, davalı ile müvekkili davacı şirket arasında varılan mutabakat neticesinde davalının ——– yapıldığını ve icra takibine dayalı alacaklarının bu projeden kaynaklandığını, davalının borcu görülmekte olan — dosyasında kabul ettiğini, davalıya —- numarası ile ihtarname gönderildiğini ancak davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine—– durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ile davalının takip miktarının %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının çeşitli —- —- üstlendiğini, davalı müvekkili ile davacı arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, davacının alacağının da eser sözleşmesine dayandığını ileri sürdüğünü, davalı şirketin yerleşim yerinin ——olduğunu, davalının işletmesinin ve sözleşmenin ifa edildiği yerin —- açtığını ancak — yetkili olmadığını, bu nedenle davanın usûlden reddine karar verilmesini, davacının eser sözleşmesi kapsamında yapımını üstlendiği —- bir takım işlerde ortaya çıkan gizli ayıp üzerine, davacıya ihtarname gönderildiğini ancak davacının gönderilen ihtarnamelere cevap vermediği gibi zararı karşılamada davalı müvekkilini oyaladığını, davalı müvekkilinin zarara uğradığını, öncelikle yetkisizliğin tespiti ile geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı tarafından Mahkememize açılan işbu dava Mahkememizin—– Esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin —- tarihli kararı ile Mahkememizin yetkisizliğine, —-yetkili olduğunun tespitine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere — gönderilmiştir.
—– Dosya kapsamından davalının ikametgahının—— olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda para borçları ile ilgili TBK’nın 89. maddesi yollaması ile HMK’nın 10. maddesi gereğince alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisi kabul edilmemektedir. Bu itibarla icra takibinin yapıldığı davacının ikametgahı olan —– takipte yetkili bulunmamaktadır. Şu halde, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerine, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi hatalı olduğundan bahisle , davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden kabulüne,—– kararının kaldırılmasına..” şeklinde karar verilerek dosya mahkememize tevzi edilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili —– tarihli celselerde, taraflar arasında sözleşmeye ilişkin ihtilaf bulunmadığını, para borcunun söz konusu olup, götürülecek borç haline dönüştüğünü ve alacaklının kendi ikametgahının bulunduğu yerden icra takibi başlatabileceği şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili — üzerinden göndermiş olduğu — tarihli mazeret dilekçesinde, —– kararı doğrultusunda davanın yokluklarında usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK 114/1. maddesinde dava şartları tek tek düzenlenmiş olup, 114/2. Maddesinde “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir. İtirazın iptali davaları da HMK 114/1 maddesinde belirtilen genel dava şartları yanında; Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, Borçlunun geçerli bir itirazının bulunması, Davanın süresinde açılmış olması, Hukuki yarar bulunması, Takibi geçersiz kılacak diğer sebeplerin bulunmaması şeklinde özel dava şartlarına tabidir. Bu nedenle, İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin yada edilmesin, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın;
6. maddesinde; (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2) Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
10. Maddesinde; Sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği,
Yetki sözleşmesi başlıklı 17. Maddesinde ise; “(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 50. —- maddesinde ise; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunacağı, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takipte yetkili olacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 89. maddesinde; Borcun ifa yerinin, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirleneceği, aksine bir anlaşma yoksa, para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde——- edilebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; Taraflar arasında balıkçı teknesi inşasına ilişkin eser sözleşmesi bulunduğu sabit olup, davacı tarafından sözleşmeden doğan para alacağının tahsili talebiyle —- nezdinde icra takibi başlatılmış, davalı tarafından öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiştir.
İİK’nın 50. Maddesi atfıyla HMK’nın yetkiye ilişkin maddeleri uyarınca; Alacaklı takibini borçlunun yasal yerleşim yerinde (HMK 6.m.) ya da akdin ifa edildiği yer (HMK.10.m.) veya yetki sözleşmesi yapılmışsa o yer (HMK.17.m.) icra müdürlüklerinde yapabilir.
Dosya kapsamında taraflar arasındaki sözleşmede yetki şartına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalı ikametgahının —olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından, para borçlarına ilişkin TBK’nın 89. maddesi yollaması ile HMK’nın 10. maddesi gereğince alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisi kabul edilmemektedir. Bu nedenlerle, —– İcra Müdürlüğü takipte yetkili bulunmamakta olup, davalı tarafından usulüne uygun şekilde icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, neticede davalı/borçlunun yetki itirazının yerinde olduğu anlaşılmıştır
Bu halde, yetkili icra dairesinde usûlüne uygun takip yapılmaması karşısında, geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmadığından eldeki itirazın iptali davasında dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usûlden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Dava şartı yokluğundan DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 59,30-TL harcın peşin alınan 395,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 336,10‬-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 7/2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 5.100-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça ödenen 7,80-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde — Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/11/2021